Sırrı Süreyya Önder: Kemal Bey cesur ve kararlı bir yaklaşım sergiledi
TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, katıldığı yayında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ilişkin "Bugüne gelirsek Kemal Bey'in bir yaklaşımını çok kıymetli buldum, halen de kıymetli buluyorum sürece olan yaklaşımını. Tartışmaları biliyorum, bu gizli protokol vesaire falan bütün bunları bilerek söylüyorum. Kemal Bey, ilk defa CHP kadroları içerisinde bugüne kadar statükonun, hani gece aklına gelse şeytan vesvese soktu diyebileceği, birçok alana bugüne kadar hiçbir CHP kadrosunda görmediğimiz cesur ve kararlı bir yaklaşım sergiledi, en azından teşebbüs etti" dedi.
Önder, Kısa Dalga'da Azmi Karaveli'nin konuğu oldu.
"HDP/YSP 2019- 2023 seçimlerinde aday göstermeyerek aslında dolaylı destek verdi katılan adaylara, buna rağmen de özellikle ulusalcı kesimde partinin kriminalize edildiğini söyleyebiliriz. Şimdi bundan yola çıkarak YSP kendi adayları ile mi katılacak yerel seçimlere? Belki biraz erken bir soru ama... Buna ek olarak da siz daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına aday olmuştunuz, yine böyle bir görev verilse nasıl bir tavır alırsınız?" sorusuna yanıt veren Önder şunları söyledi:
Birincisi ben o zaman cezaevindeydim ve doğru bulmadığımı kampanyayı baltalamadan ifade etmiştim. Sanırım ya Gazete Duvar’a ya Yeni Yaşam’a verdiğim bir röportajda. Sonra bunu biraz daha açıkladım Selahattin Bey'in ‘bağrınıza taş basın gidin verin’ sözüne atfen niye kimse merak etmiyor, bu destek verdiklerimiz niye bağrınızı taş basıyorsunuz, biz size ne yaptık ki bu soruyu sorsalar, her şey yoluna girmeye başlayacak, bu soruyu merak eden kimse yok, çok ağır bir laf bağrına taş basmak. Dolayısıyla yerel seçimlerdeki tutumun, biz ittifak yapmayalım şeklinde değildi, yani mesafeliydim derken, biz ittifakı reddedelim şeklinde değildi. Biz taleplerimizi ortaya koyalım ve bunu bir deklarasyon gibi yapalım, kim bunu kamuoyu önünde kabul ederse oyumuzu büyük şehirlerde, iddiamız olmayan yerlerde ona verelim, yerel seçim için izlenecek yol bu olmalı demiştim. Benim düşüncem öyleydi halen de öyle.
İşte su asgari yaşam hakkı için su tüketimini yoksullara kim ücretsiz verecekse diyebilirdik, kadın istihdamına eşitlik temelinde kim yaklaşacaksa diyebilirdik, yani bir dizi bizim öncelikli savunduğumuz şeyleri yerele özgüleyen birtakım şeyler talep edebilirdik. Kategorik bir karşıtlık temelinden, bağrımıza taş basarak bir yol izlemeyebilirdik, o zamanki düşüncem oydu.
Bugüne gelirsek Kemal Bey'in bir yaklaşımını çok kıymetli buldum, halen de kıymetli buluyorum sürece olan yaklaşımını. Tartışmaları biliyorum, bu gizli protokol vesaire falan bütün bunları bilerek söylüyorum. Kemal Bey, ilk defa CHP kadroları içerisinde bugüne kadar statükonun, hani gece aklına gelse şeytan vesvese soktu diyebileceği, birçok alana bugüne kadar hiçbir CHP kadrosunda görmediğimiz cesur ve kararlı bir yaklaşım sergiledi, en azından teşebbüs etti.
Yerel seçimlerde sol bir anlayışla, halkçı bir anlayışla ve adaylarla yaklaşırlarsa yeniden değerlendirilir
Bir yenilgi üzerinden sadece skor üzerinden bir siyaseti mahkûm etmeyi doğru bulmuyorum. Dolayısıyla Eğer CHP yüzünü sola dönecekse bir sağ muhalefetle savcılık yapmaya çalışarak yol alınamayacağını yeterince deneyimlediğimizi düşünüyorum. Ama sağ tabandaki yoksulları sol politikalarla cezbedebiliriz, ikna edebiliriz, bizi görmelerini sağlayabiliriz. Olabilecek piyasada sağcı kalmadı. Kemal Bey'in çabalarını mahkûm eden bir yerden konuşmuyorum, olumluyorum tersine ama artık bu deneyimi yaşadık. Bence kendi içindeki sağcılardan da bu süreci arındırarak, sol bir anlayışla, halkçı bir anlayışla ve adaylarla ve süreçlerle yaklaşırlarsa tabii ki her şey yeniden değerlendirir.
Âmâ ben bunu bir kişisel görüş olarak söylüyorum yani partimizin resmi görüşünü söylemeye mezun değilim daha bu süreç bitmedi de… Tartışıyoruz, tartışacağız.