Sinan Ateş Kimdir? Sinan Ateş Davası - Gazete Pencere

Sinan Ateş Kimdir? Sinan Ateş Davası - Gazete Pencere
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'da suikasta uğraması, MHP bağlantılı isimlerin iddialarla gündeme gelmesiyle Türkiye siyasetinde sarsıcı etkiler yarattı. Sinan Ateş soruşturmasında yaşanan eksiklikler tartışılmaya devam ediliyor.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucunda Ankara’da hayatını kaybetti. Türk siyasetinin son yıllardaki en tartışmalı suikastlarından biri olarak gündeme oturan bu olay, Sinan Ateş kimdir sorusunu beraberinde getirdi. Ateş'in akademik başarıları, milliyetçi hareket içindeki etkin rolü ve gençlere yönelik projeleriyle öne çıkan bir isim olduğu kamuoyunda sıkça dile getirildi. Ancak Sinan Ateş neden vuruldu sorusunun cevabı hala netleşmedi. Sinan Ateşi kim öldürdü sorusu ise başlatılan soruşturmalarla yanıt buldu. Ancak failler yakalandığı halde bağlantıların tam olarak aydınlatılamaması, suikastın siyasi yönüne dair tartışmaları daha da derinleştiriyor.

Sinan Ateş Kimdir? Hayatı, Eğitimi ve Siyasi Kariyeri

Sinan Ateş, akademisyen bir siyasetçidir. 1984 yılında Balıkesir’de doğan Ateş, ilk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamlayarak üniversite eğitimi için Ankara’ya gitti. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü bitiren Ateş, yüksek lisans eğitimini de bu üniversitede tamamladı. Ardından Hacettepe Üniversite’nde doktora eğitimini tamamlayarak öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Sinan Ateş eğitimi hayatında önemli bir yere koyarken Türk milliyetçiliği düşüncesi doğrultusunda aktif bir siyasi kimlik kazandı. 2019 yılında Ülkü Ocakları Eğitim Genel Başkanı olarak atanan Doç.Dr. Sinan Ateş, özellikle gençler arasında milliyetçilik bilincini yayma konusundaki çalışmaları ile dikkat çekti.

Sinan Ateş Neden İstifa Etti?

Sinan Ateş istifa etmedi. Devlet Bahçeli tarafından Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinden alındı. Ancak Ateş, akademik çalışmalarını ve üniversitedeki görevini gerekçe göstererek görevinden ayrıldığını ifade etti. Ateş'in görevden ayrılması, o dönem Ülkü Ocakları içinde yaşanan görüş farklılıkları ve siyasi gerginliklerin bir sonucu olarak değerlendirildi. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) içinde bazı üst düzey isimlerle fikir ayrılıkları yaşadığı biliniyordu.

ekran-goruntusu-2024-10-01-121958.png

İstifasının ardından akademik çalışmalarına ve daha bağımsız bir siyasi duruşa odaklanan Ateş, görevden ayrılma sürecinde sessiz bir profil sergileyerek detaylı açıklamalardan kaçındı. Bu durum, istifasının perde arkasındaki nedenlerin kamuoyunda daha fazla tartışılmasına yol açtı.

Siyasi kariyerinde milliyetçi camiada önemli bir figür haline gelen Sinan Ateş, 2022 yılında Ankara’da uğradığı bir suikast sonucu hayatını kaybetti.

Sinan Ateş Ne Zaman Öldü? Sinan Ateş’in Vurulma Anı ve Cinayetin Ardındaki Gizem

30 Aralık 2022 tarihinde Sinan Ateş öldü. Ankara'nın Çankaya ilçesinde, akrabası Selman Bozkurt ve öğrencisi Ahmet Keçik ile Cuma namazı çıkışında Eray Özyağcı’nın silahlı saldırısına uğrayarak vurulan Ateş, ağır yaralanarak kaldırıldığı hastanede hayatını yitirdi. Saldırıda Bozkurt ise omzundan yaralandı. Ölümünün ardından yapılan otopsi raporuna göre Sinan Ateş’e 5 kurşun isabet etti. Kurşunlardan biri karnının sol tarafından girerek bel bölgesinden çıkmış, bir diğeri çenesine isabet edip başının üst kısmından çıktı. Sol bacağının kasık bölgesine isabet eden bir kurşunun çıkış noktası tespit edilmişken, aynı bölgeden giren başka bir kurşun ile sağ kasığına isabet eden kurşunun çıkış noktaları bulunamadı. 14 Mayıs 2024 tarihinde Emre Erciş isimli sosyal medya kullanıcısı kamuoyu ile Sinan Ateş’in vurulma anını içeren görüntüleri paylaştı.

Cinayetin ardından başlatılan soruşturma kapsamında birçok şüpheli gözaltına alındı. Ateş’in vurulması, sadece bir cinayet değil, siyasi arka planı ve derin bağlantıları olabileceği düşünülen bir suikast olarak değerlendirildi. Özellikle cinayetin organize bir yapı tarafından planlandığı, faillerin kaçış güzergahlarının önceden belirlendiği ve suikastın profesyonel bir ekip tarafından gerçekleştirildiği yönünde iddialar ortaya atıldı. Ateş’in ölümü sonrası, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve hükümet kanadındaki sessizlik de kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Sinan Ateş Olayı: Suikastın Arkasında Kim Var? Sinan Ateş Neden Öldürüldü?

Sinan Ateş suikastının arkasında kimlerin olduğu net bir şekilde ortaya çıkarılamamış olsa da, cinayetin organize bir yapı tarafından planlandığına dair güçlü şüpheler vardır. Suikastın ardından başlatılan soruşturmalarda, olayın sıradan bir saldırı olmadığı, geniş bir ağ tarafından organize edildiği ve cinayetin ardında siyasi bağlantıların olabileceği yönünde bulgular elde edildi. Özellikle, suikastı planlayanlar arasında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ilişkili bazı isimlerin olduğu iddiaları kamuoyunda geniş yankı buldu ve davanın siyasi boyutunu daha da karmaşık hale getirdi.

Cinayetten önce, Mersin Ülkü Ocakları Eski Başkanı Çağrı Ünel de benzer şekilde bir saldırıya uğradığı için bu olayın Sinan Ateş cinayeti ile ilişkili olabileceği tartışıldı. Ünel’in, Sinan Ateş’e destek verdiği için saldırıya uğradığı iddia edildi. Ayrıca Sinan Ateş’in ailesi de Mersin’deki bu saldırı ile Ateş cinayeti dosyasının birleştirilmesini talep etti. 2022 yılında Mersin’de gerçekleşen saldırıda, iki kişi hayatını kaybetti. Saldırıyı gerçekleştiren kişilerin Adana’dan geldikleri ve Ülkü Ocakları ile bağlantılı oldukları tespit edildi. Ünel’in saldırı sırasında öldürdüğü kişiler üzerinden Sinan Ateş’in sosyal medyada hedef gösterildiği ve bu olayın Ateş suikastının fitilini ateşlediği kamuoyunda sıkça dile getirildi.

Cinayetle ilgili gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin, suikastın organizasyonunda önemli bir rol oynadıkları belirtilirken, tetikçi Eray Özyağcı'nın kaçışı ve uzun süre yakalanamaması, olayla ilgili soru işaretlerini artırdı. Özellikle suikastın azmettiricileri olarak gösterilen isimlerin MHP içerisindeki bazı gruplarla ilişkili oldukları ve bu cinayetin parti içi bir güç mücadelesinin sonucu olabileceği yönündeki tartışmalar devam ediyor. Üstelik, Çağrı Ünel'in Nisan 2023’te Sinan Ateş cinayeti soruşturması kapsamında tanık olarak ifade vermesi, bu iki olay arasındaki olası bağlantıyı daha da güçlendirdi.

Sinan Ateş Davası: İddianame, Adalet Arayışı ve Süreçteki Gelişmeler

Sinan Ateş suikastına ilişkin iddianame, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanarak 7 Mayıs 2024 tarihinde Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Cinayetle ilgili olarak toplam 39 kişi hakkında işlem yapıldı, 22 kişi tutuklanarak dava açıldı, geri kalan 17 kişi için ise yurt dışı çıkış yasağı uygulanarak ayrı bir soruşturma dosyası oluşturuldu. 145 sayfalık iddianamede, Eray Özyağcı, Suat Kurt ve Vedat Balkaya’nın cinayeti birlikte planlayarak gerçekleştirdikleri, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş’ın ise suikastı azmettirdikleri iddia edildi. Diğer sanıklar ise cinayete yardım etmekle suçlanıyor.

İddianameye göre, Özyağcı'nın cinayette kullandığı silah henüz bulunamadı. Ancak olay yerinde silaha ait boş mermi kovanlarına rastlandı. Tetikçi Eray Özyağcı ve azmettirici Doğukan Çep, kişisel sebeplerden dolayı Ateş’i yaralamaya çalıştıklarını söyledi. Özyağcı, öldürücü kurşunların Ateş’in yanında bulunan Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik'in silahlarından çıktığını ileri sürdü. Ancak bilirkişi raporu Özyağcı'nın Ateş'e defaten ateş ettiğini söylerek Özyağcı’yı yalanladı.

Ayrıca Mustafa Ensar Aykal’ın Tolgahan Demirbaş ile yaptığı yazışmalarda, Sinan Ateş’in kişisel bilgilerini hukuka aykırı olarak temin edip paylaştığı ortaya çıktı. Ateş'in cep telefonu numarası, adresi, aile bilgileri gibi hassas bilgilerin Aykal tarafından Demirbaş’a verilmesi, cinayet öncesindeki süreçte dikkat çeken bir detay oldu.

Yazışmalarda, Aykal’ın Demirbaş’a sık sık "Reis" diye hitap etmesi ve taleplerini hızlı bir şekilde karşılaması, suikast planının daha geniş bir organize yapı ile bağlantılı olabileceğine dair güçlü şüpheler doğurdu. Sinan Ateş neden vuruldu sorusunun yanıtı aranmaya devam ederken, suikastın yalnızca fiziksel bir saldırı değil, derin siyasi bağlantıları olan bir organizasyonun parçası olduğu yönündeki iddialar daha da güçlendi. Tüm bu olaylar, Sinan Ateş haberleri çerçevesinde suikastın siyasi ve adli boyutları üzerinde büyük bir merak uyandırıyor.

Davada en dikkat çeken gelişmelerden biri, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un isminin suikastla ilişkilendirilmesidir. Tolgahan Demirbaş’ın, suikast sonrası Kılavuz’un evinde yakalanmasına rağmen, bu bağlantının iddianamede yer almaması ve Demirbaş'ın olası siyasi bağlantılarına dair bir incelemenin yapılmamış olması, kamuoyunda büyük tepki yarattı. Bu eksiklikler nedeniyle hem Sinan Ateş’in ailesi hem de bazı siyasetçiler, iddianameyi eleştirerek eksik ve yetersiz bulduklarını ifade etti. Ateş’in eşi Ayşe Ateş, savcılık ifadesinin iddianameye dahil edilmemesi nedeniyle iddianameyi "içi boş bir kağıt parçası" olarak nitelendirdi ve suikastın arkasındaki asıl güçlerin hâlâ ortaya çıkarılmadığını vurguladı.

Ayrıca savcılığın hazırladığı iddianamede ek bir dosyanın bulunduğu ve bu dosyada olayla ilişkilendirilen diğer şüphelilerin incelendiği ifade edildi. Ek dosyada, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ın adının yer aldığından şüpheleniliyor. Yıldırım'ın makam aracının suikast sonrası tetikçilerin kaçırılmasında kullanılması ve Yıldırım’a yönelik yurt dışı çıkış yasağının getirilmesi bu şüpheyi güçlendirdi.

Sinan Ateş davasında, sanıklardan Eray Özyağcı'nın polise verdiği ifadesinde, Doğukan Çep tarafından suikasti gerçekleştirmesi için azmettirildiğini söylediği, ancak bu süreçte ifadelerini değiştirerek farklı savunmalar yaptığı dikkat çekti. Özyağcı, savcıların kendisine bazı isimleri vermesi yönünde baskı yaptığını iddia ederken Doğukan Çep ifadelerinde cinayetle doğrudan bağlantısı olmadığını savundu. Suikaste yardım etmekle suçlanan diğer sanıklar arasında, Ülkü Ocakları eski yöneticileri, MHP bağlantılı isimler ve polis memurları yer alıyor. Davanın ilk duruşmaları Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi ve duruşmalara birçok siyasi isim de katılarak adalet arayışına destek verdi.

Savcının 19 Temmuz 2024 tarihindeki esas hakkındaki mütalaasında, faillerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi, yardımcı failler içinse 15 ila 20 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi.

MHP - Sinan Ateş Suikastı: Olcay Kılavuz Sinan Ateş İlişkisi

Sinan Ateş suikastı sonrası MHP Mersin Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Başkanı Olcay Kılavuz'un ismi sık sık gündeme geldi. Tetikçi Eray Özyağcı'yı Ankara dışına kaçıran Tolgahan Demirbaş’ın, Kılavuz’un evinde gözaltına alınması, Kılavuz’un bu olayla ilişkilendirilmesine yol açtı. Kılavuz’un, Demirbaş ile olan ilişkisi ve suikast sonrası yaptığı görüşmeler iddialar arasında yer alırken, Kılavuz bu konuda savcılığa ifade vermek istediğini dile getirdi.

Kılavuz, Tolgahan Demirbaş ile görüştüğünü kabul etti. Ancak bu görüşmelerin olay öncesinde olmadığını ve suikastla ilgili bilgisinin olmadığını savundu. Kendisinin ifadesine göre olay gerçekleştikten sonra merakından dolayı Demirbaş ile iletişime geçti. Ayrıca yapılan görüşmelerin tapeleri varsa bu kayıtların kamuoyuna açıklanmasını talep etti. Kılavuz, bugüne kadar neden sessiz kaldığına dair yaptığı açıklamalarda, kendisine “dosyada ismin geçmediği” gerekçesiyle ifade vermemesi gerektiği yönünde telkinler yapıldığını ve sessiz kalması yönünde talimat verildiğini ileri sürdü.

Özellikle, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’e başsağlığı dileklerinde bulunmaması yönünde de talimat aldığını belirten Kılavuz, bu süreçte ailesinin de cinayete üzüldüğünü ve kendisinin de olayın derinlemesine araştırılmasını istediğini ifade etti. Kılavuz, Demirbaş’ın evinde değil, evinin önünde gözaltına alındığını ve ilk başta teslim etmeye direnmesine rağmen olayın Sinan Ateş suikastıyla bağlantılı olduğunu öğrendiğinde teslim ettiğini söyledi.

Sinan Ateş davası, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 145 sayfalık iddianamenin ardından 1 Temmuz 2024’te başladı. Davada 22 sanık, “öldürmeye teşebbüs”, “suça yardım etme”, “tasarlayarak öldürme” ve “suça azmettirme” suçlarından yargılanıyor. Olcay Kılavuz, suikast sürecindeki rolü ve yaptığı açıklamalarla davanın en önemli tartışma konularından biri olarak öne çıktı.

Sinan Ateş’in Eşi Ayşe Ateş Kimdir? Eşinin Ardından Verdiği Mücadele

Ayşe Ateş, suikasta kurban giden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşidir ve eşinin ölümünden sonra adalet arayışını kararlılıkla sürdüren bir isimdir. Eşinin öldürülmesinin ardından kamuoyu önünde aktif bir rol üstlenen Ayşe Ateş, suikastın üzerinin örtülmemesi ve faillerin yargılanması için güçlü bir mücadele veriyor. Özellikle sosyal medyada ve basına verdiği röportajlarda, Sinan Ateş’in ölümünün sadece bir cinayet olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, bu olayın arkasında geniş bir organizasyonun bulunduğunu dile getirdi. Ayşe Ateş, devletin adaletine olan inancını sık sık vurgulayarak "Gerçekler ortaya çıktığında bu suikastın ardındaki tüm güçler görülecek" dedi.

Ayşe Ateş, eşinin suikastının siyasi bir boyutu olduğunu ve cinayetin planlayıcılarının ortaya çıkarılması gerektiğini her fırsatta dile getirdi. Açıklamalarında, suikastın sadece fiziksel faillerin cezalandırılması ile sınırlı kalmaması gerektiğini, asıl azmettiricilerin ve arka plandaki güçlerin de yargı önüne çıkarılması gerektiğini belirtti.

Ayşe Ateş’in bu kararlı duruşu, eşinin davasını canlı tutmakla kalmayıp toplumsal hafızada bu cinayetin unutulmaması adına da önemli bir rol oynadı. Özellikle eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ve diğer muhalif liderlerin Sinan Ateş suikastını sık sık gündeme getirmesi, Ayşe Ateş’in bu mücadelesini destekleyen önemli unsurlar arasında yer aldı.

Sinan Ateş'in Cenazesi ve Kamuoyundaki Yankıları

Sinan Ateş’in cenazesi, 31 Aralık 2022 tarihinde memleketi Bursa’da yoğun bir katılımla gerçekleşti. Ateş’in naaşı önce Osmangazi ilçesindeki babaevine getirildi. Ardından kalabalık bir grubun katılımıyla dualar eşliğinde Ulu Cami’ye götürüldü. Öğle namazının ardından cami bahçesinde kılınan cenaze namazına Ateş’in ailesi, yakınları ve AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, dönemin İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, eski Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, eski İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun yanı sıra birçok vatandaş katıldı. Cenaze namazının ardından Ateş’in naaşı, cenaze aracına yerleştirilip, kalabalık bir grup tarafından yürüyerek Emir Sultan Mezarlığı’na götürülerek toprağa verildi. Törene katılan geniş kalabalık hem milliyetçi çevrelerden hem de siyaset dünyasından dikkat çeken isimleri bir araya getirdi. Ancak MHP’nin üst düzey yöneticilerinin yokluğu kamuoyunda tartışma yarattı.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar