Özgür Özel, DİSK'i ziyaret etti: "Sol ve sosyal demokrat partiler emek mücadelesine yakın durmak zorunda"
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile sendika yöneticilerini İstanbul’da ziyaret etti. Özel, ziyareti sonrasında, “Sol ve sosyal demokrat partiler emek mücadelesine yakın durmak zorundadırlar. Sendikal mücadelenin arkasında durmak, önündeki her türlü engelin aşılması için hem yasal hem de işçi sınıfının sokaktaki mücadelesine destek vermek durumundadırlar. Sendikal mücadele ve toplu sözleşme hakkına sahip işçi sınıfı güçlendikçe sol ve sosyal demokrat siyaset; sol siyaset güçlendikçe emek mücadelesi güçlenmektedir ve birlikte kazanmaktadırlar” açıklamasını yaptı.
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile beraberindeki eski DİSK başkanlarını ve sendika yöneticilerini konfederasyonun İstanbul Beşiktaş’taki merkezinde bugün ziyaret etti. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Parti Meclisi (PM) üyeleri Candan Yüceer ile Sevgi Kılıç’ın da eşlik ettiği ziyarette DİSK yönetimiyle fikir alışverişinde bulunan Özel, görüşme sonrası partililerle ve eski DİSK Genel Başkanları Rıdvan Budak, Süleyman Çelebi ve Kani Beko ile birlikte basın açıklaması yaptı.
Açıkladığı tutum belgesi tanıtım toplantısından sonra ilk kurumsal ziyaretlerini DİSK’e yaptıklarını vurgulayan Özel, şöyle konuştu:
“Esas hedefin emek örgütlenmesi olduğu konusunda görüş birliğine vardık”
“Bu ziyaretimizde bize, her iki tarafta olan DİSK’in önceki Genel Başkanları Sayın Rıdvan Budak, Sayın Süleyman Çelebi ve Sayın Kani Beko eşlik ettiler. Kendileri aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nde milletvekilliği görevi yapmışlardı. Bizim heyetimizde de kendileriyle birlikte geçmişte ve bugün Çalışma, Sosyal Güvenlik Komisyonu’nda görev yapmış olan ve emeğin mücadelesinde Türkiye işçi sınıfıyla birlikte olan milletvekili arkadaşlarımız ve sayın Parti Meclisi üyemiz eşlik etti. Biz Sayın Arzu Çerkezoğlu başkanlığındaki DİSK heyetine, ‘Değişimin yüzyılı, yüzyılın değişimi’ olarak sloganlaştırdığımız tutum belgemizi ve tutum belgemizin emek mücadelesiyle ilgili olan kısımlarını anlattık, bilgi verdik. 1980 öncesi her dört emekçiden üç tanesinin grevli toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip olduğu bir süreçten 12 Eylül’ün tanklarının siyaseti yerle bir ederken, demokrasiyi yerle bir ederken esas hedefinin emek örgütlenmesi olduğu konusundaki görüş birliğimizi bir kez daha teyit etmiş durumdayız.
“Sol siyaset ve işçi sınıfı, birlikte güçlenerek kazanmaktadır”
1970 yılı 15-16 Haziran direnişinden gelen emek mücadelesi 1970’lerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin iki genel ve iki yerel seçimde birinci parti olduğu gerçeğiyle birlikte düşünüldüğünde tutum belgemizdeki şu tespit bir kez daha değer kazanmaktadır. Sol ve sosyal demokrat partiler, emek mücadelesine yakın durmak zorundadırlar. Sendikal mücadelenin arkasında durmak, önündeki her türlü engelin aşılması için hem yasal hem de işçi sınıfının sokaktaki mücadelesine destek vermek durumundadırlar. Sendikal mücadele ve toplu sözleşme hakkına sahip işçi sınıfı güçlendikçe sol ve sosyal demokrat siyaset; sol siyaset güçlendikçe emek mücadelesi güçlenmektedir ve birlikte kazanmaktadırlar. Biz alın terinden yana olan, alın terinin karşılığının verilmesinden yana olan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem tarihsel gerekliliğiyle savunduğumuz ve bugün aşındırmadan geliştirme peşinde olduğumuz 6 okunun hem de evrensel, sosyal demokrat değerlerin birlikte harmanlanarak bugün ihtiyaç duyduğumuz Türkiye’nin özlediği CHP’ye kavuşacağının farkındayız.
“Sol siyaseti ören CHP’yi hayata geçireceğiz”
Hep ifade ettiğimiz, kimlik siyasetine dayalı, biz ve onlar siyasetine dayalı dikine kesen siyaseti reddedip tüm siyasi görüşlerin, tüm mezheplerin, tüm etnisitelerin, toplumun tüm kesimlerinin yoksullarına, işsizlerine, güvencesizlerine dokunan bir sol siyaseti örmenin yarınlar açısından aranan ve özlenen Cumhuriyet Halk Partisi’ni hayata geçirmek için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyoruz. Biz DİSK’e tutum belgemizi, kırmızı kitabımızı getirdik. Üzerine konuştuk, sohbet ettik. Onlardan da bu kırmızı dosyayı aldık, ev ödevimizi aldık. DİSK’in bize verdiği kırmızı dosyada bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi grubunun parlamentoda dillendirmesini istedikleri çok önemli talepler var. Bunlardan bir tanesi artık hiçbir pratik özelliği kalmamış olan, her şeyin dijitalleştiği bu çağda damga vergisinden herkes muaf tutulurken emeğin de muaf tutulmasıdır. Aldıkları ücretlerin muaf tutulmasıdır. Yüzde 5 Hazine katkısı işverene yapılırken işçiye de yapılmasını istemektedirler. Önemli bir konu başlıkları vergide adalettir. Yılın başında vergi kesintisi 900 liradan başlayıp yıl sonunda 5 bin liraya kadar varmaktadır. Vergi dilimlerinin kademelerinin artırılması ve bunun artık her yıl ocak ayının 4’ünde ilan edilen yeniden değerleme oranında otomatik artmasının da kanuna konması gerekmektedir.
“Değişimden yana kadrolarla yüzde 25’lik cam tavanı kırarız”
Son talepleri ise her fırsatta Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk fırsatta saldırdığı ve her fırsatta saldırdığı kıdem tazminatına sahip çıkmaktır. Kıdem tazminatı, iş güvencesidir. Kıdem tazminatı, çalışanın güvencesidir. 'Fona devredelim', 'Peşin ödeyelim' gibi safsataların hepsi birer kandırmacadır. Türkiye işçi sınıfı, hiçbir kazanımın farkında olmasa kıdem tazminatının farkındadır. Bu konudaki DİSK’in ve emek örgütlenmesinin mücadelesini her daim sahiplendiğimiz gibi Cumhuriyet Halk Partisi olarak ve Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak sahiplenmeye devam edeceğiz. Biz bugün son derece verimli ve son derece hepimiz açısından önem atfettiğimiz bir toplantıda yarınlara baktık, emek mücadelesine baktık. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin genç, dinamik ve değişimden yana kadrolarının emek eksenli ortaya koyacakları perspektifi toplumun takip etmesini, bunun yarattığı heyecanın boşuna bir heyecan olmadığını, üzerimizdeki yüzde 25’lik cam tavanı ancak böyle kıracağımızı ve işçi sınıfının da sosyal demokratların da tek başlarına değil, ancak yüzlerinin birlikte güleceklerini ifade ediyor, hepinize teşekkür ediyorum.” (ANKA)