Naci Görür, İstanbul'da üç ilçenin altını çizdi: Hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın
Güngören, Bahçelievler ve Bağcılar gibi ilçelerin çevresindeki hava görüntülerinin betonlaşmanın boyutlarını gözler önüne serdiğini ifade eden Görür, ilçe belediyelerinin öncelikle yapı stoklarını depreme dayanıklılık açısından detaylı bir şekilde incelemesi gerektiğini vurguladı.
Depreme karşı dirençsiz yapıların tespit edilmesi halinde, bu binaların yıkılması ve yeniden planlama sürecinin başlatılması gerektiğini söyledi.
İstanbul gibi deprem riski yüksek bir şehirde, yapılaşmanın kontrolsüz bir şekilde artması ciddi tehlikelere yol açabileceğine işaret eden Görür şöyle konuştu:
''Ya yıkacak ya da güçlendirecek''
“O kentte veya o ilçede bina yoğunluğu ne kadar fazlaysa yıkım, ona bağlı olarak ölüm ve maddi zarar olma ihtimali o kadar fazla olur. Bu duruma izin veren ve onu öyle kabul eden anlayışta da bir yanlışlık var. İşin başında zaten öyle bir kent, öyle bir planlama zaten olmazdı. Ama olmuş, böyle bir hata yapılmış. Şimdi ne yapacağız diyorsanız; o ilçenin belediye başkanı, insanlarımız ölmesin diye önce yapı stokunu deprem dirençli mi, değil mi araştıracak. Bu araştırma sırasında deprem dirençli olmayanları ise ya yıkacak ya da güçlendirecek.
''Binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın''
Bunu belirledikten sonra yapılacak iş, insanları ölüme terk etmek olmayacağına göre, binaları hiç acımadan kepçeyi vurarak yıkacaksın. Ona göre de bir yasa çıkaracaksın. Bunun başka yolu yok. Yıktığın yerde de aynı şekilde, ev yapayım derseniz yanlış yaparsınız. Kentsel dönüşüm binayı sadece yenilemek değil, planlamaktır. Kente zarar veren bütün bileşenleri deprem dirençli yapmaktır. Yapılacak şey, anlattığım gibi 6 bileşen üzerinde duracaksın. Çok yoğun bir bölgede, dönüşüm alanı yapacaksın. Dönüşüm alanında 10 bin ev yaptıysan, o kentin içinde 10 bin problemli evi yıkacaksın. Orayı ferahlatacaksın. Yeşil alana, parka dönüştüreceksin."