Metin Lokumcu davasında 2'nci keşif talebi de mahkeme tarafından reddedildi
Artvin Hopa’da 31 Mayıs 2011’de dönemin Başbakanı Erdoğan’ın katılacağı miting öncesi HES protestolarında polisin biber gazı sıkmasından etkilenip kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren devrimci öğretmen Metin Lokumcu ölümüne ilişkin dava devam ediyor.
Metin Lokumcu'nun ölümüne neden oldukları iddiasıyla 13 polisin yargılandığı davanın duruşması, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmaya, Metin Lokumcu'nun ailesi ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme heyeti, ulaşılamayan 2 tanık polisin dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verdi.
Keşif talebi reddedildi
Cumhuriyet savcısı ve avukatların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, olay yerinde keşif talebinin reddine, mütalaa hazırlanması için dosyanın cumhuriyet savcılığına gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Duruşmayı, DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın da izledi.
Ne olmuştu?
Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Haziran 2011 seçimi kampanyası için Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 günü miting yapacağını öğrenen Hopalılar, Hidroelektrik Santrallarının bölgenin doğası üzerinde yarattığı tahribata ilgili itirazlarını duyurmak üzere basın açıklaması yapmak istedi.
Henüz Erdoğan ilçeye gelmemişken Hopalılara, kolluk kuvvetlerinin sert müdahalesi başladı. Hopa’ya giriş çıkış yasaklandı. Gün boyu süren müdahalede kullanılan kimyasal gaz nedeniyle ilçede gaz stoklarının tükendiği açıklandı. Protesto hakkını kullananlar arasında emekli öğretmen Metin Lokumcu da vardı. Lokumcu, maruz kaldığı yoğun gaz nedeniyle fenalaştı. Kaldırıldığı ambulansa dahi gaz atılan Lokumcu, aynı gün Hopa Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Trabzon ve İstanbul adli tıp kurumlarınca hazırlanan raporlarda, Lokumcu'nun "vücudunda toksik maddeler bulunmadığı, ölümün mevcut kalp damar hastalığının aktifleşmesi sonucu meydana geldiği" belirtilmişti.
Lokumcu'nun ölümüne neden oldukları gerekçesiyle olay günü görevli 13 polis hakkında "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan Hopa Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, Hopa Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
Güvenlik gerekçesiyle Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, bu mahkemenin "görevsizlik kararı" üzerine Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanmıştı.