Kılıçdaroğlu: Saray'dakilere ne yapacağımı biliyorum, onları hep beraber emekli edeceğiz!
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Emekli kardeşlerim üzülmesin, ağzımdan çıkan bir söz, mutlaka yerine gelecektir. 14 Mayıs'ta Bay Kemal’i cumhurbaşkanı seçeceksiniz, Kurban Bayramı’nda bankaya gideceksiniz, 15 bin lira ikramiyeyi göreceksiniz, ananızın sütü kadar helal parayı çekeceksiniz. Saray'dakilere ne yapacağımı da biliyorum. Onları hep beraber emekli edeceğiz" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la birlikte, bugün Kars’ta düzenlenen Millet Buluşması’na katılan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Beraber, birlikte yaşamayı, birbirimize saygı göstermeyi, hiç kimseyi kimliğinden ötürü ötekileştirmemeyi, herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duymayı, insanı insan olarak kabul edip ona hizmet etmeyi, ayrımcılık yapmamayı temel ilke olarak kabul ettim ve bunu adalet içinde yerine getireceğim. Size sözüm sözdür.
Sarıkamış Başköy’den vatandaşlar selam göndermişler. Diyorlar ki ‘Selam ediyoruz. Kılıçdaroğlu’ndan bir talebimiz var. Köyümüzün kanalizasyonu yok. Yapar mı acaba Kılıçdaroğlu?’. Kılıçdaroğlu, söz verince mutlaka yapar. Bundan emin olmanızı isterim. Başköylü kardeşlerime de en içten selam ve saygılarımı gönderiyorum, hepinizin huzurunda.
Serhat şehri, olağanüstü güzel, görkemli bir tarihi olan Kars’tayız. Sizlerin huzurundayım. Bu serhat şehrinden bütün Türkiye’ye selam ve saygılarımı gönderiyorum. Sizlere de yürekten, ama yürekten inanıyorum. Türkiye’nin de Kars’ın da kaderini beraber değiştireceğiz. Bakınız, son 5 yıla göre geliriniz düştü mü? Son 5 yıla göre hayat pahalılığı arttı mı? Pazara çıkamıyorsunuz, sorunlarınız var. Eğer 5, 10, 15 yıldır bizim sorunlarımıza çözemedilerse, bizi neredeyse birbirimize düşman eder hale getirdilerse o zaman yapacağımız bir şey var; Değiştirmek. Değiştirmek kadar güzel bir şey yoktur. İktidarı değiştireceğiz. Daha ahlaklı, temiz ve güzel bir iktidarı getirmek, hepimizin ortak görevidir.
Kars’ın görkemli bir tarihi var dedim. Genç nüfus Kars’ta fazla ama Kars’ın bir stadyumu yok. Niye yok? Doğru dürüst bir stadyumu niye yok Kars’ın? Olması lazım mı? Olması lazım. Gençler burada spor yapsın mı? Evet, spor yapsın. Dolayısıyla genç kardeşlerime özellikle seslenmek isterim; sizler, bulunduğunuz yerde, kentte hem iş bulmalısınız hem huzur içinde yaşamalısınız. Bulunduğunuz kente; büyümede, kalkınmada, emek harcayarak katkı vermek durumundasınız. Bir sözüm var; Erzurum da dahil olmak üzere Kars, Iğdır, Ardahan, bu bölgeyi özel ekonomi bölgesi ilan edeceğiz. Bu bölgede, göreceksiniz. Kalkınma nasıl olurmuş, göreceksiniz. Üretim nasıl olurmuş, göreceksiniz. Fabrikalar nasıl üretirmiş, göreceksiniz. Orta Doğu ve Kafkasya’nın ihtiyaçları, tarım ürününe dayalı ihtiyaçları 25 milyar dolar. Bu alandaki pazar 25 milyar dolar. 25 milyar dolarlık bir zenginlikten bu bölge nasıl pay alır, göreceksiniz.
Özelleştirmeler yapıldı, bazı fabrikalar kapandı. Şeker fabrikası satılsın mı, satılmasın mı? Düşünüyorlar. Onu da ifade edeyim. Hiçbir fabrika satılmayacak. Bunu bilmenizi isterim. Kars’ı özel ekonomi bölgesi ilan edeceğiz. Allah’ın izni ile Kars’ı kalkındıracağız. Ardahan’ı kalkındıracağız. Bu bölgede huzuru getireceğiz. Herkesin kazandığı, ürettiği, çalıştığı bir bölge haline getireceğiz burayı. Önemli bir merkez haline getireceğiz burayı.
“O GARABETİ ORTADAN KALDIRACAĞIM”
Sevgili gençler; sizin sorunlarınızı, sıkıntılarınızı gayet iyi biliyorum. Sınava girip kazanıyorsunuz, sözlüde elendiğinizi de biliyorum. O garabeti ortadan kaldıracağım. Sözüm söz; o garabeti ortadan kaldıracağım. Sınava girip kazanacaksınız, sözlü sınav olmayacak ve atanacaksınız. Devlette liyakati sağlayacak ve işi ehline vereceğiz. Bunu yaparsanız bir devleti devlet yapmış olur ve büyütmüş olursunuz. Devlette adaleti getirmiş olursunuz.
“DEMOKRASİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL, KAYYUM UYGULAMASINA SON VERECEĞİZ”
Ayrıca bu ülkeye, Kars da dahil, bu ülkenin her toprağına demokrasiyi getireceğiz. Düşünceyi ifade özgürlüğünü getireceğiz. Huzuru getireceğiz. Barışı getireceğiz. En önemlisi, demokrasinin önündeki en büyük engel, kayyum uygulamasına da son vereceğiz.
Az önce arkadaşlarım ile birlikte Ardahan’daydık. Ardahan’da konuşurken sağdan sola soruyorlar, ‘Nasıl, memnun oldunuz mu’ diye. Bazı emekli kardeşlerim demiş ki ‘Kılıçdaroğlu geldi, gayet güzel ama hiç 15 bin liradan söz etmedi. Acaba ondan vaz mı geçti?’. Vazgeçer miyim? Ağzımdan çıkan bir söz mutlaka yerine gelecektir. Emekli kardeşlerim üzülmesinler. Emekli kardeşlerim; ben, 2015 tarihinden bu yana bütün emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında en az asgari ücret kadar birer aylık ödenmesini, ikramiye olarak ödenmesini istedim ve savundum. Vermediler, düşük verdiler. Asgari ücretin biraz altında verdiler. ‘Emekliye zam yaptık’ diyorlar. Adalet, adalet. Kişinin emekli olması ne demektir? Kişinin emekli olması, ‘Ben çalıştım, ürettim, alın teri döktüm, sigorta primimi ödedim. Şimdi bana insanca yaşayacağım bir aylık verin’ demektir. Emeklilik budur. Şimdi emekliye bu aylığı vermiyorsun, büyük sıkıntıları var. ‘Bari Ramazan ve Kurban bayramlarında, torunları ve çocukları gelecek, evlatları gelecek, ellerini öpecek, dolayısıyla birer asgari ücret tutarında ikramiye verin’ dedim. Vermediler. Şimdi de vermediler. 14’ünde sandığa gideceksiniz. Oyunuzu kullanacaksınız. Demokrasiyi getireceksiniz. Bay Kemal’i Cumhurbaşkanı seçeceksiniz. Kurban Bayramı’nda gideceksiniz bankaya, Kurban Bayramı’nda bankada 15 bin lira ikramiyeyi göreceksiniz. Ananızın ak sütü kadar helal parayı çekeceksiniz ve onu bayramda harcayacaksınız. Emekliye para verince kim kazanır? Emekliye para verince emekli kazanır. Emekliye para verince esnaf kazanır, esnafın yüzü güler. İnsanlar huzur içinde olur. ‘Devlet benim devletimdir, devlet bana sahip çıktı’ denir. ‘Benim ödediğim primlerin karşılığını alıyorum’ denir. Dolayısıyla biz, havadan para vermiyoruz. Onun yıllarca çalışıp Türkiye’yi büyütmesi, kalkındırması ve onun emeğinin hakkını ona teslim ediyoruz. Başka bir şey yaptığımız yok. Herkesin hakkı ve hukukunu teslim ederseniz o zaman bu ülkede adalet var demektir. Adaleti getireceğiz. Herkes için adaleti getireceğiz.
“BAY KEMAL SÖZÜM VAR”
Atama bekleyen öğretmen kardeşlerim; atama bekliyorsunuz, okudunuz üniversiteyi, bekliyorsunuz, yapmıyorlar. Atamaları yeteri kadar yapmıyorlar. Onlara da Bay Kemal sözüm var. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Bütün köy okullarını açacağım. Köylerde öğretmen olacak, veteriner olacak. Köylerde ziraat teknisyeni, ziraat mühendisi olacak. Köylerde, doğal olarak imam olacak. Köyün rengini değiştireceğiz. Köyün havasını değiştireceğiz. Köyde veteriner, hayvancılık yapıyorsa çalışana ve üretene hizmet edecek. Hayvanların aşılarını yapacak. Tarım ile uğraşıyorsa toprak analizlerini yapacak. Hangi ürünün üretilmesi gerekir, hangisinden ne kadar kâr ve gelir elde edecek; bütün bunların hesabı yapılacak. Dolayısıyla herkesin kazandığı, hiç kimsenin zarar etmediği güzel bir Türkiye inşa edeceğiz. Köylü, çiftçi ve üreticiyi toprağa küstürmeyeceksiniz. Toprağa küstürürseniz dışarıdan alırsınız.
“BEŞLİ ÇETE’YE GELİNCE PARA VAR”
Bakın; saman, et, canlı hayvanı dışarıdan alıyorlar. Yemi dışarıdan alıyorlar. İlacı dışarıdan alıyorlar. Fasulyeyi dışarıdan alıyorlar. Nohut, mercimeği dışarıdan alıyorlar. Bu devri bitireceğim. Dolarları oraya ödüyorlar, bizim burada çocuklarımız yatağa aç giriyor. Değiştireceğiz bu tabloyu. Üreten Türkiye, büyüyen Türkiye, güçlü Türkiye, herkesin kazandığı bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum. Elin oğlu kazanacağına biz kazanacağız. Elin oğluna para vereceğimize kendi insanımıza vereceğiz. Hiç endişe etmeyin. Ben bunları söylediğimde diyorlar ki ‘Parayı nereden bulacaksın?’. Türkiye, zengin bir ülke. Beşli Çete’ye gelince para var, emekliye gelince para yok. Beşli Çete’ye gelince dolar ve eurolar var, çiftçiye ve üreticiye gelince para yok. Nereden bulacaksın? 27,5 yılım devlette geçti. 27,5 yıl, bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır, ekonomi nasıl yönetilir… 27,5 yıl, çok sayıda başbakanla çalıştım, bunlar gibi hiç görmedim. Saraylarda oturmuşlar, sarayda diyorlar ki ‘Burada herkesin karnı doyuyor, o zaman Türkiye’de de herkesin karnı doyuyor’. Halkta koptular. Bilmiyorlar zaten. Saraydakilere ne yapacağımı gayet iyi biliyorum. Onları hep beraber emekli edeceğiz, hep beraber göndereceğiz.
"BAY KEMAL'İN GİDECEĞİ YER ÇANKAYA'DIR"
Bay Kemal’in gideceği yer, Çankaya’dır. Sizin sayenizde, sizin oylarınız ile Çankaya’ya gidecek. Mütevazı bir insan gibi, savurganlık yapmadan, hak ve hukuk yemeden, adaletsizlik yapmadan, kul hakkı yemeden devleti yöneteceğiz. Devlet böyle yücelir ve devlete böylece adalet de hakim olur, ahlak da hakim olur. Beşli çetelerle mücadele edeceğim. Uyuşturucu baronları ile de mücadele edeceğim. Hiç endişe etmeyin; bizim gencecik evlatlarımızı zehirleyen uyuşturucu baronları ile de mücadele edeceğim. Sınır ticaretini büyüteceğiz, geliştireceğiz. Onlar da kazanacak, biz de kazanacağız.
“SEVGİLİ ANNELER; SİZE SÖZÜM VAR”
Türkiye, güçlü bir ülke. Türkiye, güzel bir ülke. Kars, bunun en güzel örneğidir. Çok sayıda farklı kimliklerden kardeşlerimiz var. Hepimiz huzur içinde yaşıyoruz. Hepimiz güzellik içinde yaşıyoruz. Bu güzelliği Türkiye sathına yayacağız. Türkiye’de herkes huzur içinde yaşayacak. Her anne ve baba, evladını güler yüzle okula gönderecek. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmesine asla izin vermeyeceğim. Sevgili anneler; size de sözüm var. Unutmayın, size altın sözüm var. Aile Destekleri Sigortası’nda, geliri olmayan, geliri asgari ücretin altında olan her aileye banka hesabı açacağız. Kadın gidecek, bankadan parasını çekecek. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Huzur içinde alacak ve evlatlarının gıdasını sağlayacak. Nerede bir aile hekimi varsa orada aynı zamanda sosyal hizmet uzmanı olacak. 20 bine yakın sosyal hizmet uzmanı, bu ailelerle Türkiye coğrafyasında görüşecekler. Diyecekler ki ‘Geliri var mı, yok mu? Kirada mı, değil mi? Kaç çocuğu okula gidiyor? Çocukların durumu nedir?’. Bütün bunların hesapları yapılacak. Eğer ailenin gelire ihtiyacı varsa devlet onun güvencesi olacak. Devlet, ona götürüp, ‘Ben sana paket vereyim, sen bana oy ver’. Bunu biz kabul etmiyoruz, inancımız da kabul etmez. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Sosyal devlet, bütün kadınların güvencesi olacak, Aile Destekleri Sigortası ile. Hiçbir evladınızı okula gönderirken ‘Acaba beslenme çantasına ne koyayım’ diye düşünmeyeceksiniz. Çünkü çocuğunuz okula gittiğinde suyunu da sütünü de yemeğini de diğer akranları ile beraber okulda yiyecek. Karnı doyacak, eve huzur içinde gelecek. Bundan emin olun.
“ONLAR BU SAATTEN SONRA HİÇBİR ŞEY YAPAMAZLAR”
Diyorum ya bu Beşli Çetelerin beden çekeceği çok şey var. Tamamını alacağım, size vereceğim. Endişe etmeyin. Kamu platformu mühendisleri var, onlar da selam göndermişler. ‘Ne olursunuz Kılıçdaroğlu söylesin. Doktorun, hakimin, savcının maaşı arttı. Eskiden hepimiz eşit miktarda aylık alırdık. Şimdi bizimki yerlerde sürünüyor. Sen söylersen olur, onlar hemen yapmaya çalışırlar’. Onlar bu saatten sonra hiçbir şey yapamazlar. Bay Kemal gelince hepsini halledeceğim. Hiç endişe etmeyin.
“EN BÜYÜK ÖZELLİĞİM; KUL HAKKI YEMEM”
Benim, para ve pul ile hiçbir ilgim yoktur. Siyasete girdiğim gün bütün mal varlığımı açıkladım, ‘Benim mal varlığım budur’ diye. En büyük özelliğim; kul hakkı yemem, haram yemem. Oy versin, vermesin her insana saygı duyarım. Benim başımın üstünde her insanın yeri vardır. Biz, Millet İttifakı olarak bir aradayız. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Türkiye’nin kaderini değiştirelim. Türkiye’nin zenginliğini adil bir şekilde paylaşalım.
Barış içinde, huzur içinde birlikte yaşayacağız. Demokrasinin olduğu, huzurun olduğu bir Türkiye’yi birlikte ayağa kaldıracağız. Hiç kimseyi ayrıştırmadan; hiç kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamadan kardeşçe, beraber bayrağımızın altında huzur içinde yaşayacağız. Bunun sözünü veriyorum. Sana söz Kars, ben bunu yapacağım.”