Kılıçdaroğlu: Yüksek Seçim Kurulu'na da Anadolu Ajansı'na da güvenmiyoruz, hazırlıklarımız tam

Kılıçdaroğlu: Yüksek Seçim Kurulu'na da Anadolu Ajansı'na da güvenmiyoruz, hazırlıklarımız tam
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Sözcü TV canlı yayına katıldı. Sandık güvenliği konusundaki hazırlıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) da Anadolu...

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Sözcü TV canlı yayına katıldı. Sandık güvenliği konusundaki hazırlıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) da Anadolu Ajansı'na (AA) da güvenmediğini söyledi. Türkiye'de büyük bir rüşvet çarkı olduğunu da ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bütün Avrupalı yatırımcılar biliyor. Rüşvetsiz Türkiye'de iş yürümüyor" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

KILIÇDAROĞLU'NU EN ÇOK ÜZEN OLAY

İktidar sahiplerinin, iktidardaki bir partinin topluma mesajlarının daha sıcak ve kucaklayıcı olmasını isterdim. Tamamen kutuplaşan ve birbirini düşman gibi gören bir anlayışın olması beni en çok üzen olay. Halkın hakemliğinden koptular. Kutuplaşmanın iktidara verdiği şöyle bir avantaj oldu: ne yapsa haklıdır. Yanlışlar da alkışlandı. Ekonominin bu pozisyona gelmesi de o alkışlar sayesinde oldu. 

Siyasi liderlerin kavga etmemesi lazım. İyilikte yarışmalıyız. Kavganın bir nedeni yok, amaç ülkeye hizmet etmekse. İktidar sahipleri öyle bir noktaya geldi ki yanlışı kendi içlerinde değil kurumlara da yansıttılar. Valiyi görüyorsunuz. Devlet memurları kanununa tabiidir, iktidar memuru değildir. Beni temelde üzen nokta ise iktidardaki siyasi partinin devletleşmiş olmasıdır. Partiyle devleti karıştıran bir toplum haline geldik. O yapıyor devlet, biz yapıyoruz devlet değil. Muhalefet de iktidar da devlettir.

Şu anda her alana sıcak siyaset bulaştı. Siyasi otoritenin çıkardığı yasalar uygunsa elbette kamu görevlisi yerine getirecektir ama yasalara aykırı ise kesinlikle uygulamayacaktır. Benim bir videom oldu, kamu görevlilerini uyardım. Pek çok kamu görevlisi imza atmamaya başladı, hatta bazıları görevden alındı.

SEÇİM GÜVENLİĞİ ÇALIŞMALARI

Tam bir buçuk yıldır seçim güvenliği ile ilgili çalışıyoruz. Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz. Aynı zarfın içindeki 4 pusuladan 3’ü doğru biri yanlıştır diye karar alan YSK’ya güvenilmez. Yargıda ciddi bir bozulma var. Ülkenin saygın yargıçları bunun farkında ve en azından kapalı toplantılarda dile getiriyorlar. Devletin kolonlarını tahrip ettiler.

Türkiye'de kaç sandık var ve nerede, Yüksek Seçim Kurulu'ndan veriler geldi. Biz daha önceki veriler üzerinden ilk çalışmalarımızı yaptık. Ankara'da gönüllü bir ekibimiz, Türkiye genelinde her bir sandık görevlisini aradı, siz hangi sandıkta görevlisiniz diye. Doğru yanıt veriyorsa tamam işini biliyor. Ayrıca bizim eğitim merkezimizde eğitime alındılar. Diğer partilerin de buna benzer çalışmaları var. Islak tutanağın fotoğrafı çekilip bize gönderildikten sonra çuvalların nakliyle de ilgilenecekler.

Anadolu Ajansı’na da güvenmiyoruz. Malum son seçimlerde, İstanbul seçimlerinde bazı verileri vermemeye başladı Anadolu Ajansı. Yüksek Seçim Kurulu durdu, verileri vermiyor. Ama biz tutanaklarımızı tuttuk ve kazanacağımızı biliyorduk. Bir ön deneyim oldu. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir siyasi parti bu kadar geniş seçim önlemi aldı.

"ASIL BEKA SORUNU YOKSULLUK"

Asıl beka sorunu kendi halkını açlığa ve yoksulluğa mahkum eden düzendir. Biz bunu eleştirdik. Geçmişte "vay efendim bir kilo makarna alıyorsun, oy veriyorsun" dedik. Bunu eleştiriyoruz. Bu sorunu çözmek için Aile Destekleri Sigortası'nı uygulayacağız. Onlar aile destek programı diyor, bizden yine kopya çekerek. Uluslararası Çalışma Örgütünün kabul ettiği 9 sigorta dalından biri. Böylece sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Kadın yoksulsa bankadan parasını çekip ailesinin geçimini sağlayacak. Yoksulu yalnızca sosyal devlet bilecek, vatandaşlar bilmeyecek. 

"5 YIL İÇİNDE 300 MİLYAR DOLAR GELECEK"

5 yıl içinde 300 milyar dolar temiz para gelecek. Uyuşturucu parası değil. Kirli parayı bunlar getirdi. 11 kez kanun çıkardılar. Parayı getiren adam hakkında kirliyse kavuşturma açılamayacak şekilde düzenleme yaptılar. Gelen para uyuşturucu parası. Para geldi, uyuşturucu baronları da geldi. Burada hesaplaşmaya, birbirlerini öldürmeye başladılar. 

Yatırım alanlarını da belirledik ama asıl önemlisi Akdeniz Havzasını özel bölge ilan edeceğiz. Akdeniz’in en önemli üretim merkezlerinden biri olacak. Maden rafinerisi, otomobil fabrikaları olacak. Diyelim ki Kayseri’de Çankırı’da fabrikanız var. Demiryolu ile limanlara bağlayacağız. İhracat için lojistik masraflarını biz karşılayacağız. Anadolu’yu yeniden harekete geçireceğiz. Bu projemiz 5 yıl içinde yürürlüğe girecek ve İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak.

21 YILDA 537 MİLYAR 574 MİLYON DOLAR FAİZ ÖDEMESİ

Bunun neresi tefecilik? Adam gelecek yatırım yapacak. Tefecilik diyorsanız bunlar tefeci. 21 yılda bütçeden 537 milyar 574 milyon dolar faiz ödediler. Bu tefecilik değil midir? 85 milyon kime çalıştı? Bu faizi milletin cebinden ödediniz. Çıksın Erdoğan bu rakam yanlış desin. 250 Çanakkale köprüsü yapılır. Üniversiteler araştırma yapsın diye altyapı teknik yapı destekleri verilir. Türkiye’nin kaynağı var. Bütün bunlara rağmen, soyulmasına rağmen Türkiye ayakta. 

"TÜRKİYE'DE RÜŞVETSİZ İŞ YÜRÜMÜYOR"

Aslında herkes Türkiye'de yatırım yapmayı çok istiyor. Bu konuda büyük bir hazırlık da var. Adalet ve hukuk olmadığı için gelemiyorlar. Gelsek nasıl izin alacağız diyorlar. Müthiş bir rüşvet çarkı var. Geçmişte AK Parti'de bakanlık yapan birisi bana şunu anlattı: Yanlış hatırlamıyorsam Hollanda'dan bir firma Türkiye'de çok büyük bir yatırım yapmak istiyor. Olağanüstü rüşvet istiyorlar. Rüşvetsiz şuanda iş yapılmıyor. Herkes rüşvet alıyor, ben de alacağım diyor alttaki. Sayın Bakan'ın anlattığı olay, büyük bir yatırım yapılacak. Rüşvet isteyince sayın Bakan'ı davet ediyorlar, siz Türkiye'de bakanlık yaptınız, bizden rüşvet istiyorlar, biz halka açık bir şirketiz. Bizim bütün hesaplarımız denetimde. İstedikleri para milyar dolar, biz ödeyemeyiz. Bunu bütün Avrupalı yatırımcılar biliyor. Rüşvetsiz Türkiye'de iş yürümüyor. Bürokrasiyle rüşvet arasında aracılar var zaten. Parayı veriyorsunuz, yatırım iznini alıyor.

KREDİ FAİZLERİ SİLİNECEK VAADİ

Pandemi döneminde esnafın aldığı kredilerin faizlerini sıfırlama sözü verdik. Çiftçilerin de aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Ana parayı geri alacağız. Zincir mağazalarla ilgili özel bir düzenleme getirmek lazım. Haftada bir gün tatil olması lazım. 7 gün açık, orada çalışanların tatili yok. Hafta içi olabilir tatil günü. Batılı ülkelerde uygulanan bir kural. Esnafın özel olarak korunması lazım. Deprem bölgesinde de önce esnaf için bir şeyler yapılmalı. Bağ-Kurlu daha fazla prim ödemesine karşı daha az para alıyor. Emeklilik sisteminin tümüyle ele alınması lazım.

Ulaşım konusunda yardım yapılabilir, KDV oranı düşürülebilir, hesabı yapılmalı. 65 yaş üstü olanlar bedava biniyor. Devlet bunun parasını çok düşük fiyatla veriyor. O paranın verilmesi lazım. Birçok belediyemiz bu sorunu çözdü, İstanbul güzel bir örnektir. Ama bunlar geçici çözümler. Bir karar alıyorsan arkasında duracaksın.

YAVAŞ VE İMAMOĞLU'NUN CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI

Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı yardımcılığı kararından Son derece memnunum. Kentsel dönüşüm yapılacak İstanbul’da. 99 depreminin üzerinden kaç yıl geçti. Geçen AFAD’a gittiğimde TOKİ’nin yaptıklarını anlatıyorlar. Tamam yaptı ama Bağcılar yerinde duruyor. Kentsel dönüşüm yok. Mansur Bey ve Ekrem Bey hem kentsel dönüşüm yapmak hem depreme dayanıklı yapılar yapmak konusunda irade ortaya koyuyor. Fakat Saray'dan bekledikleri kararlar bir türlü çıkmıyor. Şimdi cumhurbaşkanı yardımcısı olarak kendilerine izin verilmeyen olayları kendileri yapacak. 

"SEÇİM BİRİNCİ TURDA BİTECEK"

Seçim birinci turda sonuçlanacak. Bu ülkenin gençlerine güveniyorum. Seçimin kaderini biz değil gençler belirleyecek. Gençler zaten var olan düzenden şikayetçi. Bütün mesele onları sandığa götürmek. Eğer sandığa gider otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştirirseniz dünya siyaset tarihine çok güzel bir armağan bırakmış olacaksınız.

Parlamentoda çoğunluğu alacağız, öyle bir tablo var. AK Partililer de zaten güçlendirilmiş parlamenter sistemi isteyecekler. Onların da siyaset yapma hakkı ellerinden alındı. İkna etmeye gerek yok, zaten istiyorlar.

SAVUNMA SANAYİ TARTIŞMASI: "NEBATİ DÜNKÜ İNSAN"

Öyle bir nokta ki sanki onlardan önce savunma sanayi yoktu da biz onlardan dolayı karşıymışız gibi bir algı yarattılar. Savunma sanayi milli bir meseledir, partisi olmaz. Ben Nebati’nin bilmediği kadar devletin bilgilerine sahip olan birisiyim. Nebati daha dünkü insan. Devletin ne olduğunu bilmez Nebati. Savunma sanayinin derinliğini dahi bilmiyorlar. Sen Kızılelma’yı yaptın da biz karşı mı çıktık. Damat İkitelli’deki küçük bir fabrikada çalışırken onu ziyaret eden, engeller çıkarılırken o engelleri aşmasına yardım eden kişi benim. Ama savunma sanayi devletin tekelinde olmak zorundadır, sadece özel sektöre veremezsiniz. Çıktım fabrikamı yabancılara satıyorum dedim, ne olacak? 1980’li yılarda HAVELSAN, ROKETSAN, ASELSAN kuruldu. Bunlar hepimizin gözbebeği. Bunların büyütülmesi, geliştirilmesi lazım. ASELSAN’da çok sayıda nitelikli yetişmiş mühendisimiz Hollanda’ya, Kanada’ya, İngiltere’ye gitti. Niye? 5000 dolara gittiler, niye? Savunma sanayi günlük sıcak politika meselesi değildir, ulusal bir meseledir. Savunma sanayi kilidi Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’dır. Savunma Sanayindeki bütün kurumlar AK Parti’den önce kurulmuştur. Nebati bunları bilir mi, vallahi bilemez. Devletin ne olduğunu bilmiyor.

"NASIL BİR YÜK ALACAĞIMIZIN FARKINDAYIZ"

Nasıl bir yük alacağımızın farkındayız, altı lider de farkında. Ekonominin nasıl bir çıkmaz içinde olduğunu da biliyoruz. Merkez Bankası'ndan altın götürüyorlar, Kapalı Çarşı'da satıyorlar, altınla dolar alıyorlar, doları tekrar satıyorlar, dolar yerinde sabit kalsın diye. Şu anda Merkez Bankası'nın altınlarında da azalma oldu. Böyle devlet yönetimi olmaz. Bunlar da akıl yok, aklı kaybettiler. İktidarda kalmak için Türkiye'yi, insanımızı, geleceğimizi feda ediyorlar. 128 milyar doları sorduk, kime sattın bunu? Merkez Bankası, Saray'ın m kasası oldu. Merkez Bankası'nın güven vermediği yerde siz para politikası oluşturamazsınız zaten. Yabancı sermaye nasıl gelsin, sanayici nasıl yatırım yapsın? Doların ne olacağı belli değil ki. Merkez Bankası eskiden bilgi verirdi, devlet dediğiniz kurum saydam olur.

Öne Çıkanlar