Kılıçdaroğlu: Bizim milliyetçiliğimizi sorgulayacak kişi daha anasından doğmadı!
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Taşla sopayla işimiz yok, o korkakların işidir; cesur insanlar bunu yapmazlar, yiğit insanlar bunu yapmazlar, namuslu insanlar bunu yapmazlar. Birisi benden farklı düşündü diye onu dövecek miyim, aşağılayacak mıyım? Hayır. Herkesin düşüncesine saygı duymak Bay Kemal’in görevidir zaten!" dedi. Kılıçdaroğlu, "Bizi bazen ‘milliyetçilik’ ile eleştiriyorlar, ‘Siz milliyetçi değilsiniz’ diyorlar. Açık ve net söylüyorum; bizim milliyetçiliğimizi sorgulayacak kişi daha anasından doğmadı" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Bolu’da miting düzenledi. Kılıçdaroğlu, mitingde şunları söyledi:
“Bolu değişime hazır mı? Yeni, güzel, aydınlık, huzurlu yaşayan bir Türkiye’ye hazır mıyız? Size söz. Siz hazırsanız ben de hazırım. Önce, buraya katkılar yapan, üniversiteyi açan, binlerce öğrencinin okumasını sağlayan rahmetli İzzet Baysal’ı rahmetle anmak isterim. Hepimizin ortak görevidir. Kim bir ülkeye, bir kente yardım yapmışsa, hele hele eğitim yardımları yapmışsa onu şükranla anmak benim boynumun borcudur.
“ADALETİ DE DEVLETİMİZİ DE SAYGIN KILMAK İÇİN BERABER ÇALIŞACAĞIZ”
Ekrem Başkan konuşurken ‘Devlet, devlet aklıyla yönetilmeli’ dedi. Evet. Devlet, istediğiniz gibi, arzu ettiğiniz gibi yönetilmez. Devletin aklı olması lazım. Devleti bilmesi lazım ve vatandaştan toplanan her kuruşun hesabının vatandaşa verilmesi lazım. Devletin saydam olması lazım. Devlet, adalet üzerine inşa edilmiştir. Devletin dini adalettir. O nedenle hep birlikte, adaleti de devletimizi de saygın kılmak için beraber çalışacağız. O nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk demiştir ki ‘Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’. Kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir devleti inşa edeceğiz.
“BİRİLERİ KENDİ SARAYLARINDA GÜLLER GİBİ GEÇİNİRKEN BİZİM EVLATLARIMIZ İŞSİZSE O ZAMAN BİR SORUNUMUZ VAR DEMEKTİR”
Eğer birileri yer, birileri bakarsa, birileri malı götürürken birileri yoksulluk çekerse, birileri kendi saraylarında güller gibi geçinirken bizim evlatlarımız işsizse o zaman bir sorunumuz var demektir. Bu sorunu çözmeye geliyoruz. Beraber çözeceğiz. Sandıklara gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Bir seferde bitireceğiz. Gençler, size söylüyorum. Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Sandığa gidip demokrasi, özgürlük, iş, aş isteyeceksiniz. O nedenle sandığa gidin otoriter bir yönetimi değiştirin. Yerine özgürlükçü, demokratik bir yönetimi getirin.
“TAŞLA SOPAYLA BİR İŞİMİZ YOK. O, KORKAKLARIN İŞİDİR. CESUR, YİĞİT İNSANLAR BUNU YAPMAZLAR. NAMUSLU İNSANLAR BUNU YAPMAZLAR”
Evet. Taşla sopayla bir işimiz yok. O, korkakların işidir. Cesur, yiğit insanlar bunu yapmazlar. Namuslu insanlar bunu yapmazlar. Birisi benden farklı düşündü diye onu dövecek miyim? Hayır. Herkesin düşüncesine saygı duymak Bay Kemal’in görevidir zaten. O yüzden söylüyorum; birilerini sömürenlerin değil, 85 milyon insanın, hiçbir ayrım yapmadan cumhurbaşkanı olacağım. Herkesin kimliğine, inancına saygı duyacağım. Cumhurbaşkanı dediğiniz, eğer bir evde bir çocuk açsa, kışın ortasında doğal gazı kesilmişse o Cumhurbaşkanı, o koltuğunda değil, o ailenin yanında olmalıdır. Onun sorununu çözmelidir. Benim temel hedefim budur. Ayrımcılık bizim kitabımızda yoktur. Ayrımcılık yoktur.
“ORMAN KÖYLÜLERİNİN TAMAMI DA SİGORTALI OLACAK”
Bolu, dünyanın en güzel coğrafyalarından birisi. Olağanüstü ormanları var, olağanüstü güzellikteki ormanlarda orman köylüleri var. Orman köylüleri, Türkiye’nin en fakir kesimidir. Onlar çalışırlar, üretirler ama sigortalı olmazlar. Onları işveren kabul ederler. Değiştireceğim bu düzeni, değiştireceğim. Vahidi fiyatın ne olduğunu orman köylülerimiz görecek. Orman köylülerimiz ormanda çalışırken nasıl cesaretle çalıştıklarını dünyaya gösterecek ve gelirleri olacak. Sözüm var; köylerde, ormanlarda, balıkçılık… Kim yapıyorsa, alın teri döküyorsa, kadınların tamamı ve gençlerin sosyal primini devlet ödeyecek. Orman köylülerinin tamamı da sigortalı olacak. İşvereni de Orman Genel Müdürlüğü olacak. Yıllardır çalıştırıyorlar, hiçbirisinin sosyal güvenliği yok. Bay Kemal buna izin verir mi? Vermez. Çünkü herkesin hakkını teslim edeceksin.
“MİLLİYETÇİLİĞİMİZİ SORGULAYANLARA SORUYORUM: 3 MİLYON 600 BİN SURİYELİNİN TÜRKİYE’YE NASIL GELDİĞİNİ KİM BİLİYOR? NEREDEN GELDİ BU İNSANLAR”
Bir başka konu… Bizi bazen milliyetçilikle eleştiriyorlar. ‘Siz milliyetçi değilsiniz’ diyorlar. Açık ve net söylüyorum; bizim milliyetçiliğimizi sorgulayacak kişi daha anasından doğmadı. Altı okumuzdan birisi milliyetçiliktir. Milliyetçilik yurtseverliktir, yurtseverlik. Milliyetçilik vatanseverliktir. Askerlik yapan bütün kardeşlerim bilirler, sınırda bir tabla vardır, ‘Hudut namustur’ diye yazar. Şimdi bizim milliyetçiliğimizi sorgulayanlara soruyorum: 3 milyon 600 bin Suriyelinin Türkiye’ye nasıl geldiğini kim biliyor? Nereden geldi bu insanlar? Sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız. 3 milyon 600 bin Suriyeliyi ve Afganları en geç 2 yıl içerisinde kendi ülkelerine uğurlayacağım. Hiç endişe etmeyin. Yahu gerçekten akıl alacak şey değil. ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyen adamın ayağına gidiyorlar. Sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız. Bu ülkede milliyetçiliğin ne olduğunu da onlar göstereceğiz. Benim size sözüm var. Hiçbir vatandaşımın yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bütün dünya duysun. Bayrağımız ve vatanımız. Peki bir soru; Süleyman Şah Türbesi’ndeki bayrağımızı kim indirdi? Süleyman Şah Türbesi’ni kendi toprağından kim kaçırdı? Bize milliyetçilik edebiyatı yapıyorlar. Siz kim, milliyetçilik kim? Bay Kemal cumhurbaşkanı olacak Allah’ın izniyle ve Süleyman Şah Türbesi kendi topraklarımıza gidecek ve bayrağımız göndere çekilecek orada. Milliyetçilik ayrımcılık değildir, kamplaşma değildir. Herkesin kimliği, inancı başımızın üstüne. Milliyetçilik, ekonomiyi büyütmek, kalkındırmaktır.
“ARTIK KALKINMAMIZ LAZIM, TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİ LAZIM. ARTIK KUTUPLAŞMAYA, KAVGAYA SON VERMEMİZ LAZIM”
Adam tehdit ediyor. Trump tehdit ediyor. ‘Beni kızdırma ha senin mal varlığını araştırım’ diyor. Tık yok. Ama aynı sözü Bay Kemal’e söyleseydi ne derdi Bay Kemal? ‘Araştırmazsanız namertsiniz’ derdi. Bunları AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren kardeşlerimize anlatıyorum. Artık kalkınmamız lazım, Türkiye’nin büyümesi lazım. Artık kutuplaşmaya, kavgaya son vermemiz lazım. Beraber ve birlikte, huzur içinde yaşamamız lazım. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa bütün çocukların yatağa aç girdiğini kabul etmemiz lazım. Herkesin karnının doyduğu bir Türkiye istiyoruz.
“BİZ ÜRETECEĞİZ VE DÜNYAYA SATACAĞIZ. DÜNYA İLE REKABET EDECEĞİZ. BİRİLERİNİN KAPILARINDA PARA DİLENMEYECEĞİZ”
Buğday, arpa, yulaf, mercimek, canlı hayvan, et dışarıdan geliyor. Niye dışarıdan geliyor? Topraklarımız yok mu, suyumuz yok mu? Çalışkan insanlarımız yok mu? Oraya çalışıyorlar, onlar için çalışıyorlar. Bu tabloyu ters yüz edeceğiz. Biz üreteceğiz ve dünyaya satacağız. Dünya ile rekabet edeceğiz. Birilerinin kapılarında para dilenmeyeceğiz. Asla bu ülkede hiçbir vatandaşın yüzünü yere eğdirmeyeceğiz. Çünkü biz, Kuvayı Milliyeciyiz.
“AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI GETİRECEĞİZ. HİÇBİR AİLEDE HİÇ KİMSE ‘BENİM GELİRİM YOKTUR’ DEMEYECEK”
Toplumun her kesiminin sorunu var ve çözmemiz lazım. Hayat pahalılığı mutfaklarda var. Biliyorum. En büyük sıkıntıyı yaşayan, evdeki kadın. Benim bu ülkenin kadınlarına sözüm var. Aile Destekleri Sigortası getireceğiz. Hiçbir ailede hiç kimse ‘Benim gelirim yoktur’ demeyecek. Yoksul ailelerde kadının banka hesabı olacak, hesaba parayı yatıracağız. Kadın, gidecek, memur gibi, emekli gibi aylığını çekecek ve çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Ben, bu ülkede kadının yoksulluk çekmesini istemiyorum. Onu biz kendi ailemizde çok çektik. Biz yedi kardeşiz. Rahmetli babam; yedi evladına bir bayramda ayakkabı aldığını hatırlamıyorum. Bir bayramda birimize, diğer bayram ikimize, bir başka bayram üçümüze alırdı. Dolayısıyla şimdi 21. yüzyıldayız, her evde asgari bir gelirin olması lazım.
“BESLENME ÇANTASI UYGULAMASINA DA SON VERECEĞİZ”
Beslenme çantası uygulamasına da son vereceğiz. Anne, çocuğunu güler yüzle okula gönderecek. Çocuk, okulda suyunu içecek, sütünü içecek, yemeğini yiyecek. Hiçbir çocuk bu coğrafyada aç yatmayacak. Okula gidecek, beslenme çantası gibi bir kaygıyı anne taşımayacak.
“ÖNÜMÜZDE KURBAN BAYRAMI VAR. 15 BİN LİRAYI GÖRECEK BÜTÜN EMEKLİLER”
2015’ten beri söylüyorum. ‘Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı’nda asgari ücret kadar ikramiye verin’ diyorum. Vermediler. Sonra bin lira verdiler. Şimdi seçim yaklaştı, biraz artırdılar. Benim sözüm var; Ramazan ve Kurban Bayramı’nda emekli, bankaya gittiğinde asgari ücret kadar ikramiyeyi görecek. Şimdi önümüzde Kurban Bayramı var. 15 bin lirayı görecek bütün emekliler. Bunu söyleyince yine hikayeye başlıyorlar; ‘Parayı nereden bulacaksın’. Sen, Beşli Çete’ye parayı buluyorsun. Uyuşturucu baronlarıyla kucak kucağa yaşıyorsun. Beşli Çetelerden alacağım ve tamamını size vereceğim.
Göreceksiniz, bu ülkede saydam ve vatandaşına hesap veren bir devlet çıkacak ortaya. Yeniden inşa edeceğiz. Ahlaklı, adaletli bir yapı; bunun üzerinde devleti inşa edeceğiz.
“100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”
‘Öğretmenleri unutma’ diyor. Yahu öğretmenler unutulur mu? Asla unutulmaz. Bütün Türkiye’ye, hepimize en büyük katkıyı yapan öğretmenlerimizdir. Köy okullarını kapattılar. Köy okullarını yeniden açacağız. 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Ayrıca şunu söyleyeyim; öğretmenlere özel kanun çıkacak. Meslek kanunu… Çünkü öğretmen dediğiniz kişi, toplumu eğiten kişidir. Öğretmen eğer iyi bir eğitim alırsa, çocuklarımız iyi bir eğitim alırsa hayatı daha rahat sorgulama imkanımız olur. O nedenle öğretmenlere sözüm var. Öğretmenler huzur içinde okullara gidecek. Köylerde ayrıca ziraat mühendisi olacak, veteriner hekim olacak. Yani yeni bir Türkiye’yi, güzel bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız.”