Kılıçdaroğlu Erzincan'da: Emekliye zammı ocakta yapacağız demek, asıl zamlar ocakta gelecek demektir
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yerel seçim çalışmalarını bugün Erzincan’da başlattı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Tercan ilçesinde vatandaşla buluştu. CHP Lideri, "Emekliye zammı ocak ayında vermek, asıl zammı ocak ayında yapmak demektir," dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Erzincan’da; Tercan Meydanı’ndan düzenlenen Halk Buluşması programına katıldı. Kılıçdaroğlu’ndan önce vatandaşlara, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül hitap etti. Sarıgül, şunları söyledi:
“Sayın Genel Başkanım, Erzincanlım her olaya dayanır ama haksızlığa dayanmaz, vefasızlığa asla dayanmaz. Bugün Erzincan’a can geldi, canımıza can kattınız. Tarlada, fabrikada üretim, kamuda dürüst yönetim diyen, sadece kendisine oy verenlerin hakkını, hukukunu değil AK Parti’ye, MHP oy veren kardeşlerimizin de hakkını koruyan, ulusal birlikten ayrılmayan, inançlara saygılı, laikliği her zaman savunan Genel Başkanımız hoş geldiniz.”
Kılıçdaroğlu ise şöyle konuştu:
“Sizinle biraz sohbet edeceğiz. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları biliyorsunuz. Emeklinin durumunu biliyorsunuz, çiftçinin durumunu biliyorsunuz. Diyeceksiniz ki bu kadar sıcakta, bu ortamda acaba Kılıçdaroğlu bize ne anlatacak? Çiftçi dediğiniz kişi tarlasında çalışır, alın teri döker, ürününü elde eder. Sonra götürür; hatırlar mısınız Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üstünde şöyle bir ifade vardı: ‘Ofis, çiftçinin kara gün dostudur’ diye. Bugün buğdayınızı, arpanızı aldınız. Götürdünüz normalde bunları almaları lazım. Sıraya koyuyorlar; sonra ‘paranızı dört beş ay sonra ödeyeceğiz’ diyorlar. Ama şunu sakın unutmayın: Çiftçinin parasını dört ay sonra ödeyeceğim diyor; ama beşli, çetelerin paralarını aynı gün tak tak tak ödüyor üstelik dolar olarak ödüyor. Benim görevim de sizin milletvekilinizin görevi gibi; sizin hakkınızı ve hukukunuzu savunmaktır. Kim alın teri döküyorsa, kim alın teri ile mücadele ediyorsa, kimin alın teri ile helal ekmek kazanıyorsa; her zaman ve her ortamda onun yanında oldum. Olmaya da devam edeceğim.
"Bizim çiftçiye gelince ‘para yok’ diyorlar"
Mazotu biliyorsunuz, nereden nereye geldiğini; gübreyi biliyorsunuz, nereden nereye geldiğini. Bunları, siz yaşayarak, siz satın alarak görüyorsunuz. Biz de okuyoruz. Biz de dinliyoruz. Çiftçiyle bir araya geliyoruz; ziraat odalarıyla, üreticilerle konuşuyoruz.
Dışarıdan buğday alıyorlar, arpa alıyorlar, et alıyorlar, canlı hayvan, mercimek, nohut alıyorlar. Dünyanın milyar dolarlarını ödüyorlar. Ama bizim çiftçiye gelince ‘para yok’ diyorlar. Sizin, Türkiye genelinde hakkınızı ve hukukunuzu Kemal kardeşiniz sonuna kadar savunacak. Bundan emin olmanızı isterim.
"Sabah zam öğle zam akşam zam"
Esnafın durumu… Allah aşkına esnaf sattığı ürünün yerine gidip yenisini almak istediği zaman parası yetmiyor. Sabah zam öğle zam akşam zam… Nereye gidecek bu işin sonu? Dolayısıyla esnaf kardeşim de yeri zamanını gelince sigorta primini dahi ödeyemiyor. Ödeyemediği için de bu sefer sağlık hizmetlerinden yaralanamıyor. Bu sıkıntıyı da biliyorum. Her gittiğim yerde seslendirdim. Seslendirmeye de devam edeceğim. Çiftçiye nasıl Ziraat Bankası’nın ucuz kredi vermesi gerekiyorsa, Halk Bankası’nın da esnaf dostu olarak esnafa ucuz kredi vermesi lazım. Ama kesiyorlar önünü. Size gelince krediyi vermiyorlar, ama ağalara paşalara gelince dünyanın kredisini, üstelik çok düşük faizlerle veriyorlar. Bunların hepsini ben hafızamın bir köşesine yazdım, sizler de hafızanızın bir köşesine yazın.
Ayrıca Tercanlılara şükran borçluyum. Son seçimlerde bir tarih yazdınız. Sağ olun var olun. Bütün Tercanlı kardeşlerime yürekten teşekkür ederim. Samimi söylüyorum. Hakkı teslim ettiniz.
"Ocaktan sonra zamlar yağmur gibi gelecek"
Emekliye gelince… Emeklinin durumunu biliyorsunuz. Ne diyorlar? ‘Emekliye zammı yıl sonunda vereceğiz’; yani, ‘ocak ayında vereceğiz’ diyorlar. Ne demektir, ‘ocak ayında vereceğiz, asıl zammı ocaktan sonra yapacağız, şimdi durumu idare ediyoruz; parça parça zam yapıyoruz. Ama ocaktan sonra göreceksiniz yağmur gibi gelecek’ diyorlar.
Sakın unutmayın. Ocaktan sonra, yani belediye başkanları seçimi süreci gelecek, belediye başkanları seçiminden sonra asıl zammı o zaman göreceksiniz. Asıl mağduriyeti o zaman göreceksiniz. Vatandaşın ümüğünü nasıl sıktıklarını o zaman göreceksiniz.
O nedenle benim, size bugünden hatırlatma görevim var. Allah aşkına evlatlarınızı seviyorsanız, bu güzel ülkeyi seviyorsanız, huzur içinde bu memlekette hepimiz rahat yaşamak istiyorsak, önümüzdeki belediye seçimlerinde ne olursunuz elinizi vicdanınıza koyunuz ve oyunuzu öyle kullanın. Halktan yana, adaletten yana, hukuktan yana insandan yana kullanın.
Bakın bu 200 lira… Piyasada en yüksek rakamlı banknot bu 200 lira. Ne zaman çık ve bugüne kadar ne yapıldı. 200 lira banknot 2009 yılında yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girince bu banknotla 131 dolar para alıyordunuz. Şimdi ise sadece 7 dolar alıyorsunuz. Paranın nasıl eridiğini bundan daha güzel bir örnek göstermez. İki, pirinç bu para yürürlüğe girdiğinde 44 kilo pirinç alınıyordu. Şimdi bu 200 lirayla en fazla 5 kilo pirinç alıyorsunuz. Kuzu eti, ilk çıktığında 14 kilo kuzu eti alabiliyordunuz. Şimdi sadece 600 gram alabiliyorsunuz.
"Paranın itibarı, milletin itibarıdır"
Şimdi yine Tercan halkına, Erzincan’a Sarıgül’ün deyimiyle ben de seslenmiş olayım. Canlarım… Dostlarım… Eğer biz cansak memleketin içinde bulunduğu durumu hep beraber düşünmek zorundayız. Eğer biz cansak memleketi bu badireden kurtarmak zorundayız. Eğer biz cansak, milliyetçiysek, ülkemizi seviyorsak bunun gereğini yapmak zorundayız. Bakınız bu banknot çıktıktan bir süre sonra Erdoğan şu konuşmayı yaptı: ‘Para tıpkı bayrak gibi, tıpkı marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler.’ Doğru mu? Evet doğrudur. Paranın itibarı, milletin itibarıdır. Bugün 200 liranın nereden nereye geldiğini ve Türkiye’nin itibarının ne olduğunu gördünüz. Eğer bir ülkeyi yöneten kişinin mal varlığı dolayısıyla tehdit ediliyorsa, bak beni kızdırma senin mal varlığını açıklarım deniliyorsa o zaman Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları benim de sizin de düşünmeniz lazım. Onun için elinizi vicdanınıza koyun öyle oy kullanın.”