Erdoğan'dan 'Kayseri' çıkışı: 'Ülkemize sığınanlara uzanan elleri kırarız'

Erdoğan'dan 'Kayseri' çıkışı: 'Ülkemize sığınanlara uzanan elleri kırarız'
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bakanların da yer aldığı Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın konuşmasın gündem maddeleri arasında Kayseri'de yaşanan olaylar ve 'erken seçim' vardı.

Kabine, yaklaşık bir ay aranın ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Beştepe'de toplandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına atanan Murat Kurum ile Sağlık Bakanlığına atanan Kemal Memişoğlu da iç ve dış siyasi meselelerine ilişkin birçok konunun ele alınacağı toplantıya katıldı.

Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki basına kapalı toplantı 2 saat 40 dakika sürdü. Toplantı sonrasında kameraların karşısına geçen Erdoğan açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

- Sözlerimin başında bugün aramıza katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevini yürütecek Murat Kurum ile Sağlık Bakanlığı görevini yürütecek Kemal Memişoğlu'nu kutluyorum.

Çeşitli nedenlerden kaynaklanan anız ve orman yangını haberleriyle sarsıldık. Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağı'ndaki yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Yaz mevsiminin her geçen yıl sıcak ve kurak geçmesiyle yangın riski de aynı oranda artıyor. Ülkemizin akciğerlerini yakan felaketlere baktığımızda ihmal ve kastı görüyoruz. Bölücü terör örgütün de orman yangınları yaktığını biliyoruz. Orman yangınlarıyla etkin mücadele konusunda önemli adımlar attık. 26 uçak, 105 helikopter, 5 binden fazla kara aracılığı ile bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Üzerindeki ekipmanları da en ileri teknolojiyle yeniledik. Halihazırda 14 Bayraktar TB2 İHA'mızla yeşil vatanı 7 gün 24 saat izliyoruz. Dünyada orman yangınlarıyla mücadelede İHA kullanan 2 ülkeden biriyiz. 776 kulemizle ormanlarımızı sürekli takip ediyoruz. İlk defa dönemimizde yapılan havuz ve göletle araçlarımızın su ihtiyacını hızla karşılıyoruz. Yapay zeka tabanlı sistemler başta olmak üzere pekçok teknolojik imkanlar gücümüze güç katmaktadır. Gece gündüz demeden yangınlara karşı cansiperhane mücadele eden bütün kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yaz sıcaklarının artık çok yoğun yaşandığı günlere girdik. En ufak ihmalin büyük zararlara sebep olacağını unutmayalım.

Önceki ay çiftçilerimizle buluşmamızda tarım alanında son 21 yılda nereden nereye geldiğini rakamlarla tek tek ortaya koyduk. Hükümetlerimizin tarım politikalarını eleştirenlerin çoğu bilgiden ziyade önyargılarla hareket etmektedir. Her mesele gibi maalesef tarım konusuna da istismar malzemesi olarak bakıyorlar. Bunlar öyle seçim meydanlarında dalga konusu yapılacak işler değildir. Tarım ciddi uğraştır. Çok stratejik sektördür. Hükümet olarak tarıma sektörün ciddiyetine, önemine uygun anlayışla yaklaştık. Çifti kardeşlerimizin alınterlerinin hakkını daima vermeye başladık. 1 trilyon 364 milyar lira son 21 yılda tarım desteği verdik. 56 milyar lira destek ödemesi yaptık. Yıl sonunda bu rakam 91,5 milyara çıkacak. Yaş çay alım fiyatının yanında üreticilerimize destekleme primi uygulamasını ilk kez biz başlattık. Üreticimizi korumak için yeni çay fabrikaları yaparak Çaykur'un kapasitesini yine biz artırdık.

"Çiftçimizi mağdur etmeyiz"

Buğday fiyatlarında dünya piyasasının bir hayli üzerindeyiz. Yurt dışı ekmekli buğday fiyatı yerinde ton başına 248 dolardır. Toprak Mahsulleri Ofisi alım fiyatı ton başına 359 dolar olup dünya fiyatlarından 89 dolar yüksektir. Hasat döneminde üreticimizi koruma amacıyla dahilde işleme rejimiyle hububat ithalatını 15 Ekim'e kadar durdurduk. Üretici maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlamak amacıyla vereceğimiz fark ödemesi 29 milyar liradır. Toplam tarımsal destek bütçemizin yaklaşık dörtte birini, buğday ve arpa üreticilerimizin maliyetine katkı amacıyla kullanıyoruz. Toprak Mahsülleri Ofisimiz alımla ilgili süreçleri titizlikle yürütüyor. Ofis hububat teslim eden üreticilerimizin ödemelerine başladı. İlk etapta 6 Haziran'a kadar ürün verenlerin ödemeleri hesaplarına yatırıldı. Aldığımız bütün tedbirlerine rağmen çiftçimizin, üreticimizin memnuniyetsizliği, şikayeti olabilir. Bunları da Cumhurbaşkanı olarak şahsen takip ediyorum. Bakanlarımıza gerekli talimatı veriyorum. Milletin efendisi olan çiftçimizin mağduriyetine izin vermeyiz. Son 21 yıldır iyi ve kötü gününde nasıl çiftçimizin yanında olduysak bundan sonra da yanlarında olacağız.

"Suriye krizi en fazla bizim bölgemizi etkiledi"

Türkiye stratejik önemi fevkalade yüksek, 3 kıtanın kavşak noktası olan bir coğrafyada bulunuyor. Medeniyetlerin beşiği olmuş, paylaşım kavgasının tam merkezinde yer almış bir bölgedeyiz. Böyle bir coğrafi konum ülkemize siyasi, ekonomik, avantajlar sağlamanın yanında tehditleri de beraberinde getirmektedir. Soğuk savaş döneminde bloklararası rekabetin yoğunlaştığı yerlerden biri Türkiye'nin merkezinde olduğu coğrafyada idi. Suriye krizi en fazla bizim bölgemizi etkiledi. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de soykırıma varan katliamlar yine bizlerin yüreğini yakıyor. Batılı güçlerin desteğini arkasına alan İsrail'in gözünü komşularına diktiğini görüyoruz. Şunu bir defa çok net ifade etmek isterim. Batı dünyası destek verdikçe, İslam alemi sessiz kaldıkça, Netanyahu denen caninin bölgemizi ateşe sürükleme pahasına işgal politikasına devam edeceği anlaşılıyor. Gazze krizinin Gazze ile sınırlı kalmayacağını, İsrail zulmünün vahim sonuçları olabileceğini sık sık dile getirdik. Gerek İran'da yaşanan füze gerilimi gerekse İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları maalesef kaygılarımızı haklı çıkardı. Buradan şu uyarıyı yapmak durumundayım; karşımızda devlet adamı vasfının asgari şartları taşımayan, gözü dönmüş, aklını vicdanını kaybetmiş bir katil vardır. Bu zalim siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşlarının güvenliğini dahi hiçe saymaktadır. İsrail saldırganlığı durdurulmadıkça Türkiye dahil bölgemizde hiçbir devlet kendini emniyette hissedemez. Bu durum Lübnan ve Suriye olmak üzere tüm ülkeler için geçerlidir. Ankara'nın güvenliğini Gazze'nin, Kudüs'ün, Ramallah, Amman, Bağdat'ın huzur ve güvenliğinden ayrı göremeyiz.

"Suriye'nin toprak bütünlüğü önceliğimizdir"

Bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yoktur. Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve milli birliğinin korunması Türkiye'nin de önceliğidir. Güçlü bir Suriye görmek istiyoruz. Bunun için kiminle görüşülmesi gerekiyorsa görüşmekten imtina etmeyiz.

Dış politikada atacağımız adımları bu gerçekler ekseninde planlıyoruz. Hedefimiz doğru, akıllı, uzun vadeli hamlelerle bu mücadeleden ülkemizi kayıpsız, hatta kazançlı çıkarmaktır. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Barışı, diyaloğu, diplomasiyi en üst seviyede devreye almamız gereken günlerden geçiyoruz.

Erken seçim

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde erken seçim diye kavram yok. Önümüzdeki 5 yılda seçim olmayacak.

Kaynak:Haber Merkezi