İzmir’de hukukçular kayyıma karşı adliye önünde açıklama yaptı
İzmir'de hukukçular, DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden alınarak yerine kayyım atanmasını İzmir Adliyesi önünde protesto etti. Adliye önünde toplanan grup Türkçe ve Kürtçe açıklama yaptı. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, "Daha düne kadar 'halkın iradesi bizi iktidara taşıdı' diyenler, bugün halkın iradesine darbe yaptılar. Ne yazık ki bu ilk değil ve son olacak gibi de görünmüyor" dedi.
Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Çağdaş Avukatlar Grubu, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi üyeleri, İzmir Adliyesi önünde DEM Partili Hakkari Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın görevinden uzaklaştırılarak yerine kayyum atanmasını protesto etti. Adliye önünde toplanan grup Türkçe ve Kürtçe basın açıklaması yaptı. İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, şunları söyledi:
“Daha düne kadar 'halkın iradesi bizi iktidara taşıdı' diyenler, bugün halkın iradesine darbe yaptılar. Ne yazık ki bu ilk değil ve son olacak gibi de görünmüyor. Yaşadığımız bu süreç karşımıza o kadar farklı hukuksuzlukların, yanlışların yaşandığı bir ülke haline getirdi ki bizleri her gün yeni bir hukuksuzlukla uyanıyoruz, her gün yeni bir hukuksuzluğun karşımıza bir duvar gibi örüldüğünü görüyoruz.
İki gün önce Anayasa Mahkemesi 703 sayılı KHK'nın belli hükümlerini iptal etti. Dedi ki 'bir yıl sonrasına kadar bir süreniz var, istediğinizi yapın.' Bu bir yıllık süre içerisinde ne yazık ki halen iptal edilen hükümlerle ilgili düzenlemeler devam edecek. Bu ülkede hukukun, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, haklara saygının, halkların eşitliğinin hiçbir değerinin olmadığını Hakkari Eş Başkanı’nın tutuklanması, siyasi bir tutuklu olarak cezaevine alınmasını ve kayyum atanmasıyla birlikte görüyoruz. Bu ülkede ne yazık ki sistem çöktü. Hukuka ilişkin, insan haklarına ilişkin, kadına ilişkin, çocuğa ilişkin, çevreye ilişkin en ufak söz söyleyenlerin yaşam hakları, özgürlükleri ellerinden alınıyor. İşte bizim mücadelemiz bununla. Bu mücadeleyi bundan sonra da devam ettireceğimizi, buradan hukukçular olarak, barolar olarak bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bir hafta sonra Diyarbakır'da Tahir Elçi'nin duruşması var. Biz önümüzdeki hafta orada olacağız. Katillerinin kim olduğunu bildiğimiz, barışın elçisi Tahir Elçi'nin gerçek katilleri hala saklanmakta, gizlenmekte. Bu ülkenin muktedirleri tarafından korunmaktadır. Yapılmaya çalışılan bu. Korku imparatorluğu üzerinden yönetilmek istenen bir ulus, insanlar, halklar. Buna karşıyız. Özgürlüğümüz için, geleceğimiz için, yarınlarımız için bu mücadeleyi arttırarak devam edeceğiz."
"Hakkâri halkının yaklaşık yarısının oyunu alarak seçimi kazanmıştır"
ÖHD İzmir Şube Sekreteri Selahattin Timur ve İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş tarafından Türkçe ve Kürtçe dillerinde okunan açıklama ise şöyle:
"31 Mart 2024'te Türkiye ve Kürdistan'ın tüm şehirlerinde yapılan yerel seçimlerde Mehmed Sıddık Akış Dem Parti'den Hakkari Belediye Eş Başkan adayı olarak seçimlere girmiş ve Hakkâri halkının yaklaşık yarısının oyunu alarak seçimi kazanmıştır. AKP-MHP iktidarının taşıma seçmen yoluyla Kürt halkının iradesini gasp etme başta olmak üzere pek çok usulsüzlük yapılmıştır. Hilvan'da AKP adayının, itiraz edilen oy pusulalarını yakması nedeni ile Hilvan seçimlerinin yenilenmesi kararı alınmış, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan'ın mazbatası il seçim kurulu eliyle gasp edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu hukuksuzluklara rağmen halk, kayyum rejimini kabul etmediğini göstermiş, iradesini sandıklara yansıtmış, Van'daki hukuksuzluk halkların ortak direnişiyle geri püskürtülmüştür. Hilvan'da yeniden yapılan seçimde halk, iradesini DEM Parti'den yana kullanarak büyük bir farkla kayyum zihniyetini, gaspları, usulsüzlükleri kabul etmediğini ortaya koymuştur.
"Hakkari halkının iradesine vurulmuş siyasi bir darbe"
Yerel seçimlerde tüm Türkiye'de ve kayyumlara rağmen Kürdistan'da büyük bir yenilgiye uğrayan AKP-MHP iktidarı, bu kez de Hakkari halkının iradesini gasp etmeye çalışmıştır. Hakkari Belediye Eş Başkanı Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış, 10 yıl önce açılmış ve yargılaması devam eden bir dosya ve seçilmesinden sonra hazırlanan ve bugüne kadar onlarca defa karşılaştığımız soyut iddialarla gözaltına alınarak, yerine kayyum atanmıştır. Seçilmiş belediye başkanının gözaltına alındığı ve belediyeye kayyum atandığı iç işleri bakanlığı tarafından duyurulmuştur. Oysa Sayın Mehmed Sıddık Akış tüm hukuki prosedürlerini tamamlayarak Yüksek Seçim Kurulu'na başvurmuş, adaylığı yapılan incelemeler sonucu YSK tarafından kabul edilmiş ve Hakkari'de halkın büyük çoğunluğunun desteğini alarak seçilmiştir. Dün ise tamamen göstermelik bir yargılama ile hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ve hükmen tutuklanmıştır. Yaşanan bu durum Hakkari halkının iradesine vurulmuş siyasi bir darbedir.
"Kürt halkının iradesi sistematik bir şekilde gasp edilmektedir"
2016 yılından bu yana hakim tekçilik anlayışının 'kayyum' şeklindeki tezahürü ile hayata geçirilen yönetme pratiği ile Kürt halkının iradesi sistematik bir şekilde gasp edilmektedir. Kürt halkının iradesi, bugün de 'Kürtler hariç, herkese hak olan' seçme ve seçilme hakkı, Hakkari belediyesi ve belediye eş başkanı nezdinde bir kere daha yok sayılmak, gasp edilmek istenmektedir. AKP-MHP iktidarı, seçimle kazanamadığı şehirleri, vali ve kaymakam gibi iktidara bağlı memurları aracılığıyla kayyum siyaseti ile bir yönetme biçimi olarak ve kendi iktidarının bekası için uygulama haline getirmek istemektedir. Bugüne kadar Kürt belediyelerine atanan kayyumlar, Boğaziçi Üniversitesi gibi yönetimi, hocaları, öğrencileriyle muhalif olan üniversitelere, liselere kayyum rektörler ve müdürler atayarak devam etmektedir. Halkın iradesini kayyumla gasp eden iktidar, buna karşı yapılmak istenen protesto eylemlerini yine memuru olan valilik ve kaymakamlıklar eliyle yasaklamakta, sıkıştığı anda iktidarın yanında hizalanan hukuk da buna göz yumarak, içinde avukatların da olduğu onlarca kişiyi gözaltına almaktadır.
"Bütün demokratik kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz"
Seçim sonuçlarını ve halk iradesini tanımayan, iktidarının bekası için hukuku ve yargıyı işlevsiz hale getiren AKP-MHP iktidarı kayyum siyaseti ile halkların iradesini ve hiçbir hukuki veya ahlaki normu tanımadığını bir kere daha göstermiştir. Demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü hukuk ve hak kurumları olarak; halkların iradesini yok sayan, demokratik ilkeleri ortadan kaldıran kayyum siyasetini ve halkların iradesine yapılan bu darbeyi kabul etmediğimizi belirtiyor; siyasal iktidarı ve yargı organlarını halkın iradesine saygı duymaya, bakanlık aracılığıyla yapılan darbe girişime karşı bütün demokratik kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz."