İTİRAF

İTİRAF
‘17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları’ olarak bilinen ancak iktidar partisinin darbe girişimi olarak adlandırdığı savcılık dosyalarındaki teknik takiplerin ve montaj olduğu iddia edilen ses kayıtları için eski...

‘17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları’ olarak bilinen ancak iktidar partisinin darbe girişimi olarak adlandırdığı savcılık dosyalarındaki teknik takiplerin ve montaj olduğu iddia edilen ses kayıtları için eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kendisi ile ilgili tüm tapelerin A’dan Z’ye doğru olduğunu söyledi.
“ŞEBEKLİK DEVRİ BAŞLADI”
Özgürüz Radyo’dan Altan Sancar’a konuşan Bayraktar, aktif siyaset yapmasa da hala AK Parti üyesi olduğunu belirterek, “Partimi kamuoyu önünde eleştirmem. Ama şu var; yağcılar… hatta yağcılık devri de bitti, yağcılık geçmiyor. Şebeklik devri başladı. Onlar makama ve mevkiye geliyorlar” dedi.
“BENİMKİLER TAMAMEN DOĞRU”
Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini ‘hırsız çuvalının içine koyup attığını’ ifade ederek Zarrab’ı tanımadığını ve kendi dosyasında da zaten herhangi bir hırsızlık olmadığını savundu. Bayraktar, şunları söyledi:
“Görevi kötüye kullanma var. FETÖ bana, hırsız, yolsuz ya da rüşvetçi diyememiş. Beni de aynı çuvala koyunca liderim, dört tane bakan ile beni de hırsız diye tasvir ediyorsun. Yüzde 60, yüzde 40 ya da 50 öyle tasvir ediyor. Hâlbuki yakından tanıyanlar beni ayırabiliyor. Ben kendimi ayırmak istedim orada, ama gücüm yetmedi. Benim gücüm yetmez, döverler beni öldürürler beni bilmem ne yaparlar. O kadar gücüm yok benim. Bende bir para yakalanmadı. Benim dosyamda ne varsa, hepsi doğrudur. Benim dosyamda ne varsa, hem tapeler doğrudur, hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur. Onlarınkiler yanlış olabilir, benimkiler doğru.”
“ERDOĞAN BANA KÖTÜLÜK YAPTI”
Sancar’ın, “Kırgınlığınız var mı” sorusuna Bayraktar, “Var tabii, olmaz olur mu! Kırgınlığım var tabii” yanıtını verdi. Yaşananların ardından Erdoğan ile görüştüğünü ancak son 1.5 senedir görüşmediğini belirten Bayraktar, “görüşmenin bir faydası olmadığını anladığını” söyledi. Erdoğan’ı lideri gördüğünü yineleyen Bayraktar yine de kendisini herhangi bir göreve çağırmasını istemediğini de belirtti.
AKŞAM, GERİ ADIM GİBİ TWEET…
Bayraktar dün akşam saatlerinde ise “Tapeleri ve teknik takip tutanaklarını tarafsız gözle okuyan herkes, dosyanın ne kadar boş olduğunu ve ne kadar zalimce hazırlandığını anlayacaktır. Bu dosyalar üzerinden sanki içi doluymuş gibi siyaset yapanlar da, hazırlayanlar kadar zalimlik yapmaktadırlar” paylaşımı yaptı.

BAYRAKTAR’IN DOSYASINDA NELER VARDI?

Kayıtlara göre Erdoğan Bayraktar, 17 Aralık sabahı 06.36-06.57 saatleri arasında 3 kişiyle telefonla görüştü. Biri operasyon kapsamında gözaltına alınan oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, diğerleri ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndaki üst düzey iki bürokrat. Onları telefonda “Polis geliyor, şimdi sizi alacak, evden kaçın, bakanlığa gidin” diye uyardı.
Üst düzey iki bürokrattan biri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman diğeri ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Danışmanı Sadık Soylu idi. Bayraktar, Kahraman’a “Mehmet Ali, İstanbul’da Abdullah’ı almışlar. Seni de polis alacak, kaçabiliyorsan kaç. Daireye git de biz de müdahale edelim” diye uyarırken Soylu’ya ise “Sadık polis biraz sonra gelip seni alacak, evden kaç sen. Telefondan seni bulurlar yanıma gel, birlikte bakanlığa gideriz” diyor.
Bayraktar’ın oğlunun evi basıldığı sırada ikili arasında geçen konuşma ise şu şekilde:
Abdullah Oğuz Bayraktar: “Alo baba. Benim evi polisler bastı.”
Erdoğan Bayraktar: “Evi mi. Ne o niye?”
A.O.B.: “Acil arar mısın birilerini.”
E.B.: “Tamam.”
Bayraktar bu görüşmelerin ardından dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ile telefonda görüşüyor. Ardından da danışmanı ve genel müdürüyle görüşüyor.

‘ERDOĞAN
İSTİFA ETMELİ’ DEMİŞTİ
Bayraktar, 25 Aralık’ta, bakanlık ve milletvekilliği görevinden istifa etti. İstifasını duyurduğu NTV haber kanalına yaptığı canlı bağlantıda esas istifa etmesi gereken kişinin o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı: “Tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü sayın başbakanın onayıyla yapıldı. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için sayın başbakanın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyorum.”

İçişleri Bakanı Soylu da doğrulamıştı: Benden önceki bakanın oğlunun evinde para kasaları filan…

İçişleri Bakanı Süleyman, Sedat Peker’in iddiaları sonrasında çıktığı 2. TV olan Habertürk’te, oğlunun arabasının arandığı döneme ilişkin yaptığı açıklamada, 17-25 Aralık dönemini hatırlatmıştı. Soylu, Muammer Güler'in oğluna göndermede bulunup “Benden önceki içişleri bakanlarının oğluyla ilgili bir takım şeyler var, para sayma makineleri filan…” demişti.

Öne Çıkanlar