“İnsanlığımdan utanıyorum”
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerin, ardından 20 Şubat’ta ise 6.4 ve 5.8’lik depremlerin yıkıma yol açtığı Hatay’da bulunan antrenör ve eski milli futbolcu Gökhan Zan, Halk TV’ye açıklamalarda bulundu. Gökhan Zan, Hatay’da insan gücüne ihtiyaç duyduklarını belirterek siyasilere ve iş insanlarına seslendi:
“Yaralarımızı yavaş yavaş sarmaya çalışıyoruz. Depremin ötesinde çok ağır bir felaket. 3 dakika içinde aileniz yok olmuş, akrabalarınız yok olmuş, dostlarınız yok olmuş, şehriniz yok olmuş. Tarihiniz yok olmuş. Anılarınız yok olmuş. Ve bu ağır travma yaşayan halkımız en güvendiği yerde, evinde, yatak odasında bu depreme yakalanıyor. Benim devlet büyüklerimizden, siyasi parti genel başkanlarımızdan, değerli iş insanlarından ricam, buradaki halkımızın gerçekten çok hızlı bir şekilde çadıra, barınmaya ihtiyacı vardır. Bunu yaparken programlı ve planlı şekilde sürdürülebilir olması çok elzemdir. Bir hafta, iki hafta, üç hafta değil sadece. Burada insan gücüne de ihtiyacımız var. Gönüllülere ihtiyacımız var. İnsan gücü yavaş yavaş azalmaya başlayacak. Onların yerini dolduran insan gücüne, gönüllülere ihtiyacımız var. Bunun devamını getirmek önem arz etmektedir. Peyderpey bile olsa değişerek, Hatayımıza gelerek, buradaki organizasyonu asiste edebilmek adına onlara ihtiyacımız var. Çok geç kaldık, belki yavaş ilerliyoruz ama bundan sonra çözüm odaklı olmamız gerektiğini düşünüyorum.”
“ÇADIR SIKINTISI TABİİ Kİ VAR”
Çadır sıkıntısına dikkat çeken Zan, şöyle konuştu:
“Çadır sıkıntısı tabii ki var. Merkezdeki insanlar zaten göç etti. Merkezin içerisinde imkanı az olan insanlar arasında köylere geç edenler de var. Bu sefer köylerin nüfusu bin ise 2 bine, 3 bine çıkıyor. Binlerce köyümüz var. Bu insanların da ihtiyaçları var. Bunu da iyi araştırmak lazım. Sahada olmak lazım. Köyde ve kırsalda yaşayan insanlarımız hayvanları var inekleri var, peynir yapıyorlar. Üretim yapıyorlar, tarımla uğraşıyorlar. Şehir içinden oraya göç eden daha fazla insan olduğu zaman daha fazla çadıra ihtiyacımız var demektir. Bu çadır olayı da nereye kadar? Bunu da iyi düşünmemiz lazım. İnsanlar evlerine giremiyor. Sağlam bir ev, zaten korkudan zaten giremez. Onun da çadıra ihtiyacı var. Ben insanlığımdan utanıyorum bu yüzyılda. Çünkü neden? İnsan seçtiğimiz için. İnsan seçiyoruz. Zaten tüm inançların bir arada yaşadığı Hatay’ı anlatmak istedim ben burada. Biz çok deprem yaşamış bir şehiriz. Hiçbir deprem bizi ayırmadı. Bundan sonra da böyle devam edecektir. Benim orada ima ettiğim şey insan olmak. Bugünlerde insanlığa dokunamayacaksak hangi gün dokunacağız. Lütfen Hatay kendi kaderine terk edilmesin, planlı bir şekilde yardımların devam etmesi lazım. Önce insan olacağız. Başkasının da başına gelebilir bu. Ben oraya koşacağım.”