İmamoğlu’ndan Murat Kurum’a “Hatay’da bin konut” yanıtı: Kendi sorumluluklarını savurmak isteyenler ancak böyle taşlar atabilir
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, İBB Beykoz Kır Bahçesi Sosyal Tesisleri’ni CHP Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile birlikte hizmete açtı. İmamoğlu, AK Parti İBB Başkan adayı, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un, “İstanbul bütçesinden bir pay ayırsaydı da 1000 tane konut yapsaydı Hatay'a” sözlerine yanıt verdi.
İmamoğlu, “Şayet gidebilirse Hatay'a, orada neler yaptığımızı, yüz binlerce Hataylı dostumuza, kardeşimize, vatandaşımıza, hemşehrilerimize, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, nasıl hizmet ettiğimizi gider, sorar; vatandaşlardan cevap alır” diye yanıt verdi.
“Kendi sorumluluklarını savurmak isteyenler ancak böyle taşlar atabilir”
AKP’nin İBB adayı Murat Kurum’un İmamoğlu’na yönelik açıklamalarına cevap veren İmamoğlu, “ ‘Arkadaşlarım yolda gelirken, ‘Şimdi gün içinde artık taş atmalara, onlara cevap vermelere dönecek’ dediler. Sayın Kurum -malum İstanbul Belediye Başkanı adayı rakibimiz- bir şey söylemiş; ‘İstanbul bütçesinden bir pay ayırsaydı da 1000 tane konut yapsaydı Hatay'a’ diye. Önce şunu söyleyeyim: Şayet gidebilirse, tabi bilmiyorum, gidebilirse; gitsin. Orada, deprem sonrası sadece Hatay'da değil… Diğer illerde de çok katkımız oldu. Ama özellikle Hatay'da görevli olduğumuz için orada neler yaptığımızı, yüz binlerce Hataylı dostumuza, kardeşimize, vatandaşımıza, hemşehrilerimize İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, nasıl hizmet ettiğimizi gider, sorar; vatandaşlardan cevap alır. Daha yeni, yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı çok değerli bir geçici barınma merkezini açtık. Yine şu anda bir lise inşa etmek üzere temelini attık ve inşallah önümüzdeki eğitim dönemine, aylar sonra bitirip teslim edeceğiz. Hala hizmetlerimiz devam ediyor. Çok işler yapılması gerekir. Kendi sorumluluklarını savurmak isteyenler ancak böyle taşlar atabilir. Bence Ekrem İmamoğlu'yla uğraşacağına; Maltepe'de, Tuzla'da, Güngören'de 5 yıldır, 7 yıldır, 6 yıldır bitiremediği ve milletin feryatlarını kapımıza kadar gelen insanlarıyla duyduğumuz konutları bitirip, bir an önce teslim etsinler” dedi.
“Bizim bu projelerimizi de ballandıra ballandıra anlatsınlar”
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
Bir de buradan duyuruyorum: Benim açıkladığım, söylediğim, geçmişten bugüne yaptığımız, 16 milyon insanımızla beraber tasarladığımız her projemizi, kendi projeleri gibi anlatabilir. Zaten anlatıyor. Ben bundan rahatsızlık duymam. Mutlu olurum. Bizim çünkü her projemiz; halkçı belediyeciliğin, demokrat belediyeciliğin en güzel örneklerini içerir. Aynen buradaki genç arkadaşlarımızın yurtları gibi. Duyuyorum ve biliyorum ki; bir kısım projelerimizi, geçmişten bugüne yaptığımız ve şu an açıkladığımız projelerimizi ilan ediyorlar hemen hemen her gün. Zannediyorlar ben bundan algınlık göstereceğim. Hayır. Bilakis mutlu oluyorum. Mümkünse, bizim bu projelerimizi de ballandıra ballandıra anlatsınlar. Sonuçta 1 Nisan'dan itibaren zaten ne kadar anlatırsa anlatsın, o projeleri biz yapmaya devam edeceğiz. O yolculuk, bizim güçlü yolculuğumuz olacak. Milletimizin, 16 milyon insanımızın kazanacağı bir seçim yolculuğuna gidiyoruz. Temennimiz ve arzumuz; bu memleketin her bireyinin birbirini sevgiyle, saygıyla karşıladığı bir huzur ortamı. Bu memleketin her insanının değerli olduğunu hissettiği bir ortam. Siyasi ayrımcılığın olmadığı, etnik kimliğin ayrımcılığa uğramadığı ya da inançların vesaire kim olursa olsun… Bu ülkede, bu şehirde yaşayan, 100 kişilik, 500 kişilik, 1000 kişilik bir grup bile olsa, o grubun bütün hassasiyetleri bizim hassasiyetimizdir.”
“Birileri devam etsinler, bir kişiye hesap vermeye; biz 16 milyona hesap vermeye devam edeceğiz”
“Yöneticilik böyle bir şeydir. Devlet kültürü böyle bir şeydir. Binlerce yıllık devlet geleneğimiz, bize bunu öğretmiştir. Hele hele Cumhuriyetle birlikte, bizim devlet geleneğimiz taçlanmıştır. ‘Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir.’ Çok değerli bir söz bu. O bakımdan kimseyi dışarıda bırakmayan bu sistemin hem yılmaz bekçileri olacağız hem bunu geliştiren, en üstün demokrasiyi şehirlerimizden başlayarak ülkemizin her sahtına yayan, en doğru, en güçlü, en bağımsız, en özgür şekliyle yetişen gençlerimizin meslekleriyle beraber bu ülkede bütün özgün fikirleriyle, yaratıcılıklarıyla ülkemizin geleceğine hazırlayan bir süreci hep birlikte yakalamak ve yaşamak istiyoruz. Bu yolculuk, güçlü bir yolculuktur. Cesur bir yolculuktur. Bu yolculukta başarının dışında, ruhumuzda hiçbir düşünce yoktur. Bu işin arkasında biz, 16 milyon insanımızı hissediyoruz. 86 milyon insanımızın arkamızda olduğu, 16 milyon insanımızın arkamızda olduğu bir süreç. Biz bir tek onlara yüzümüzü döneriz, onlardan bilgi alırız, onlarla paylaşırız, onlara hesap veririz. Birileri devam etsinler, bir kişiye hesap vermeye; biz 16 milyona, 86 milyona hesap vermeye devam edeceğiz.”