İmamoğlu, selden etkilenen MASKO esnafını ziyaret etti: "Derenin üzerine şehir kurulur mu?"

İmamoğlu, selden etkilenen MASKO esnafını ziyaret etti: "Derenin üzerine şehir kurulur mu?"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, olağanüstü yağıştan etkilenen Başakşehir İkitelli’de MASKO esnafını ziyaret etti. Burada konuşan İmamoğlu, “İnsan olarak kendi elimizde bozduğumuz doğanın düzenini tekrar yerine koymak...

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, olağanüstü yağıştan etkilenen Başakşehir İkitelli’de MASKO esnafını ziyaret etti. Burada konuşan İmamoğlu, “İnsan olarak kendi elimizde bozduğumuz doğanın düzenini tekrar yerine koymak için yine kendi cebimizden milyarlarca liralık para harcıyoruz. Hep diyorum ki İstanbul'un temel sorunları var. Bunlara odaklanalım. Bu vesileyle tekrar söyleyeceğim, İstanbul'un Kanal İstanbul diye bir işi yok. İstanbul'un bu sorunları çözmek gibi bir sorumluluğu var. Çözmemiz lazım ki İstanbul yaşanabilir, hak ettiği biçimde var olan bir kent olsun” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün meydana gelen selden etkilenen İkitelli MASKO’da esnafı ziyaret etti. Esnafla konuşan İmamoğlu, "Biz doğayla savaş verdik, onun çilesini çekiyoruz. Derenin üzerine şehir kurulur mu?" yorumunu yaptı. İBB Başkanı, "Buranın temel sorunu yeni değil, 20-30 yıllık bir sorun. Ayamama Deresi'nin bi kolu var, Kaynarca. Bu kolun üzerine sanayi sitesini kurduk. Biz dereyei resmen binalarla kapattık. Biz aslında doğayla savaş verdik. Onun çilesini çekiyoruz hep birlikte" dedi.

Burada İBB Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı ve İtfaiye Dairesi Başkanı Remzi Albayrak’tan bilgi alan İmamoğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Dün geceden bu yana alınan önlemlere ilişkin sorulan soruya İmamoğlu, “Altyapı İstanbul'un en büyük sorunlarından birisi. Çünkü altyapı sorununu başlatan şey üst yapının oluşum biçimi. Örneğin şu anda İkitelli Organize Sanayi, MASKO devamında Küçükçekmece Atatürk Mahallesi, Mehmet Akif Mahallesi. Gökyüzünden baktığınızda sadece binalar ve sanayi siteleri görürsünüz. Ama aslında burada doğanın bir deresi var. Kaynarca deresi var. Bu Kaynarca Deresi aşağıdaki Ayamama’ya bağlanır. Biz ne yaptık? Kaynarca Deresi'ni yok ettik. Üstüne binalarla, sanayi sitesi yaptık, mahalle kurduk vesaire. İstanbul'un böyle, buna benzer ne yazık ki birçok merkezi var. Zaten dört yıldır milyarlarca liralık altyapı projesi yapıyoruz diye anlatmamızın temel sebebi de bu. Şimdi bu görünmeyen sorunları çözmek ne yazık ki çok kolay bir iş değil” dedi.

“Ne yazık ki köklü bir sorun”

Yaklaşık 2 sene önce Esenyurt’ta meydana gelen sel baskınını anımsatan İmamoğlu, “Hatırlarsanız Esenyurt'ta da bir sel baskını olmuştu. Orada 1 buçuk milyarı aşan bir yatırımla yine orada bir derenin üstüne kurulan mahallenin bir bölümünü oradan kaldırıp dereyi tekrar kendi akışına kavuşturmak için yani insan olarak kendi elimizde bozduğumuz doğanın düzenini tekrar yerine koymak için yine kendi cebimizden milyarlarca liralık para harcıyoruz. Bir Esenyurt örneği. Ya da Ayamama örneği. Ayamama’ya milyarlarca liralık yatırım yapıyoruz dört senedir. Şimdi buraya yapacağız. Bunun gibi başka yerlerimiz de var. Yaptıklarımız var. Yapacaklarımız var. Dolayısıyla bu ne yazık ki köklü bir sorun” diye konuştu.

“İstanbul'un ‘Kanal İstanbul diye bir işi yok”

İstanbul’un tüm sorunlarına odaklanarak çözüm üretileceğini vurgulayan Ekrem İmamoğlu, “Hep diyorum ki İstanbul'un temel sorunları var. Bunlara odaklanalım. Deprem, bunlara odaklanacağız. Biriktirdik sorunları hep beraber biriktirdik. Bakın kimse demiyorum A, B, C demiyorum, A partisi, B partisi demiyorum. Biriktirdik. İki, altyapı sorunları biriktirdik. Çözeceğiz. Üç, yapılaşma sorunu. Bunları çözeceğiz. Bu vesileyle tekrar söyleyeceğim, İstanbul'un Kanal İstanbul diye bir işi yok. İstanbul'un bu sorunları çözmek gibi bir sorumluluğu var. Ya da bunlara ilave artık 2 buçuk – 3 milyon mültecinin yaşadığı bir kentteyiz. Yüzde 20, 25 daha fazla su veriyoruz şehre. Bunları çözmemiz lazım ki İstanbul yaşanabilir, hak ettiği biçimde var olan bir kent olsun. Tabii ki ayda 50 kilo yağan bir yağmur 2 saatte yağıyor. Yani 2 saatte o da değil, 2 saatte 130 kilo yağmur yağıyor. Şimdi bu çok vahşi bir durum. Yani çok beklenmedik bir durum. Ama ne yazık ki iklim değişikliği. Yirmi birinci yüzyılda artık bizi bu görüntülerle karşı karşıya getirecek. Yani 2 saatte 150 kilo yağmur da göreceğiz, çok yoğun kar tipi göreceğiz. 4 aydır kuraklık yaşıyoruz. 4 aydır yağmur yağmıyor İstanbul'a. Düşünün, topraklar çatladı. Bir yandan kuraklık bir yanda 2 saatte yağan yağmur... Bunlar da dünyanın bir gerçeği. Onun için iklim değişikliğiyle mücadelede yeşil alanları geliştirerek, dere yataklarını koruyarak su kaynaklarımızı koruyarak insanlığı korumuş olacağız. Meselenin özü budur” ifadelerini kullandı.

Öne Çıkanlar