İmamoğlu ile fotoğrafı iktidar medyasında ırkçı söylemlere neden olmuştu! Efe'nin babası konuştu
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile 23 Nisan törenindeki fotoğrafından anti-küreselci komplo teorileri üretilen “siyahi çocuk” Efe Ercan’ın babası Emre Ercan, “Efe’ye 3 yaşındayken otizm tanısı kondu. Milli bayramları, törenleri çok seviyor, protokole girmeye çalışıyor. Televizyonda İstiklal Marşı çalınca evde bizi ayağa kaldırıyor. Efe’nin annesiyle, Gine’de tercüman olarak çalıştığım sırada, Atlas Okyanusu’nun kıyısında kumda plastik sandalyeleri olan bir kafede tanıştık. Alman ajanı dedikleri annemin ailesi Arnavut göçmeni. Benim çocukluğum da Belçika’da Türk göçmen olarak geçti” ifadelerini kullandı.
Efe Diallo’nun babaannesi konuştu: Alman ajanı olduk olacak iş değil
Mülteci karşıtı paylaşımlarıyla bilinen hesaplardan, İmamoğlu’nun “küresel bir plan” dahilinde siyahi bir çocukla fotoğraf verdiği iddiaları ortaya atılmıştı.
İmamoğlu ile fotoğraf çektiren çocuğunun adının Efe Ercan, babasının Türk, annesinin ise Gineli olduğu ortaya çıkmıştı. 23 Nisan törenindeki görüntülerde İmamoğlu ve Efe Ercan’la konuştuğu görülen ve sosyal medyadaki ırkçı kampanya sırasında “Alman istihbarat ajanı” ilan edilen kadının ise Efe’nin babaannesi Handan Ercan olduğu ortaya çıkmıştı. Efe’nin Türkiye vatandaşlığı alan annesi Safiatou Diallo Ercan’ın 31 Mart’ta oy kullanması da ajanslar tarafından “Gineli gelin oyunu kullandı” diye haberleştirilmişti.
Serbestiyet'ten Onur Erkan'ın haberine göre; Efe’nin babası Emre Ercan, Gineli eşi Safiatou Diallo Ercan ile 2012 yılında bir Türk inşaat şirketinin projesi için gittiği Gine’nin başkenti Konakri’de tanıştığını anlattı.
Efe’nin Türkiye’de doğup büyüdüğünü anlatan Ercan, 3 yaşındayken Efe’ye otizm tanısı koyulduğunu aktardı. Oturdukları muhitte Efe’nin meşhur olduğunu yazılan ırkçı yorumlara komşularının çok üzüldüğünü söyleyen Ercan, “3 yaşından itibaren Efe’yi devletin rehabilitasyon merkezinde özel eğitim seanslarına götürüyoruz. Bu yönüyle de özel bir çocuk. Törenleri, merasimleri çok seviyor. Milli bayramlara özel bir ilgisi var. Özellikle de İstiklal Marşı okumaya apayrı bir ilgisi var” dedi.
Evde maçtan önce İstiklal Marşı’nın çalındığını duyunca hemen Efe’nin onları ayağa kaldırdığını aktararak, “Evde hep birlikte saygı duruşunda İstiklal Marşı’na eşlik ediyoruz. Tam da o yazılanların aksine hassasiyetleri var” ifadeleriyle yapılan ırkçı yorumlara cevap verdi.
Efe’nin protokolün olduğu yerleri çok sevdiğini böyle durumlara denk geldiklerinde sık sık öne geçmeye çalıştığını söyledi. Genellikle Efe’nin Türkiye açısından dikkat çekici özellikleri nedeniyle genelde hoşgörüyle karşılayıp izin verdiklerini belirtti.
Emre Ercan okulunda düzenlenen güzel yazı yarışmasına dönemin AKP’li Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın geldiğini Efe’nin de yanına gittiğini söyledi. Hatta İstanbul’un Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum ile de yolda karşılaştıklarını ve konuşurken fotoğrafı olduğunu aktardı.
Efe televizyonda gördüğü insanların yanına gitmeyi seviyor
Ercan, “23 Nisan töreninde İmamoğlu’yla olan durum da öyle zaten. Bundan önce de Taksim’deki törenlere gidiyordu, annemle birlikte. İmamoğlu ile bu bugüne kadar karşılaştıkları üçüncü tören. Diğerlerinde protokolde yanına gitmemişti ama görüyor yani tören sonrasında, öncesinde çıkıyor karşısına. Televizyonda gördüğü insanların yanına gitmeyi de çok seviyor Efe” dedi.
Adli işlem başlatacaklar
Annesinin, İmamoğlu’nun yanına giderek, Efe’nin özel bir çocuk olduğunu söylediğini İmamoğlu’yla konuştuğu o saniyelerin görüntülerini paylaşıp, “İmamoğlu’na talimat veren Alman ajanı” yazmaları hakkında adli işlem başlatacaklarını aktardı.
Ben de göçmenlik yaşadım, zorluklarını biliyorum
Ercan, ilkokulu bitirene kadar Belçika’da olduklarını 1992 yılında Türkiye’ye geldiklerini belirtti. Türk göçmen olarak yaşadığı sırada göçmenlik zorluklarıyla çocuk olmasından dolayı çok etkilenmediğini ancak bazı çocukların ayrımcı denebilecek hareketleri yaşadığını aktardı.
Türkiye’de bir çocuğun rengi üzerinden nasıl bunları yazabiliyorlar
Ercan, “Bizim ülkemizde çeşitli tartışmalar olsa da renk üzerinden bir ırkçılık hiç olmamıştı. ABD’deki gibi renk ayrımı tartışmaları olmamıştı. Sosyal medyada “İmamoğlu-Alman istihbaratı” tarzı komplo teorileri üretilmesine şaşırmıyorum ama Türkiye’de bir çocuğun rengi üzerinden bunlar nasıl yazılabiliyor onu anlamıyorum.”