İBB'de 15 Temmuz anması: "Uyaranlar suçlandı, haksız yere cezalandırıldı, hapisler yattı"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane’deki merkez binası önünde, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün darbe girişiminin 7’nci yılı nedeniyle anma programı düzenledi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Hatırlayalım, yapılan birçok uyarıya rağmen ne yazık ki devleti ele geçirme hedefiyle hareket eden bir terör örgütüne büyük imkânlar sağlandığı ve son derece üst seviyede müsamaha gösterildiği günleri bu ülke, bu millet ve devletimiz yaşamıştır. Hatta bu konuda o dönemde uyarılar yapan insanlarımızın, gerçekleri söyleyen insanlarımızın suçlandığı, haksız yere cezalandırıldığı, hapisler yattığı günleri hep birlikte yaşadık” dedi.
FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişiminin 7’nci yılı nedeniyle bugün İBB’de anma programı düzenlendi. Anmaya İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilçe belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri de katıldı.
Esenler Belediye Başkanı ve İBB AKP Grup Başkanvekili Mehmet Tevfik Göksu, programda özetle “Kendi içimizden bu kadar büyük bir ihaneti herhalde 15 Temmuz’da yaşadık ama bu millet, kendi içerisinden kendisine ihanet etmek isteyenlere o çıplak ellerle tankların karşısında nasıl durulacağını göstererek çok anlamlı bir cevap vermiştir” dedi.
İBB CHP Grup Başkanvekili Tarık Balyalı da 15 Temmuz’da şehit olanlara Allah’tan rahmet diledi, gazilere geçmiş olsun dileklerini iletti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu tarihi günün mutlaka üzerinde her zaman düşünmek zorunda olduklarını belirtti. İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asla yaşamama konusunda da tedbirleri devletimizin, milletimizin gündeminden hiçbir zaman düşürmememiz gereken bir günün sene-i devriyesindeyiz. 15 Temmuz aslında ‘Cumhuriyeti, demokrasiyi bombayla, kurşunla yıkamazsınız’ kavramının gerçekleştiği bir gündür. ‘Milletin iradesini zorbalıkla değiştiremezsiniz’ duygusunun yaşandığı bir gündür. ‘Gazi Meclisimizin, milletin iradesinin üstünde bir gücü bu halka asla dayatamazsınız’ın yaşandığı bir gündür. 15 Temmuz ayrıca bu gerçekleri dile getirme, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkma günüdür. 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı başta Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olmak üzere hep birlikte milletçe bir olduk ve karşı durduk. Hepimiz demokrasinin, Cumhuriyet'in, milletin iradesinin, hukukun yanında durduk. Bu çok önemli ve değerlidir. Çok önemli bir milli iradenin ortaya çıkmasıdır fakat elbette bugünün sonrasında düşünmenin, tartışmanın dediğim gibi hiçbir zaman tedbiri elden bırakmamanın çalışmalarını yapma konusunda da ders çıkartmak gerektiği bir gündür. Çünkü biz bu duruma düşmemenin daha öncesinde tedbirlerini alabilmeyi başarabilmeliydik. Türkiye’yi 15 Temmuz’a götüren süreçte neleri eksik yaptık, hangi hataları yaptık ve niçin böylesi bir günü yaşadık; onun için hep beraber hareket etmeli ve tedbirleri almalıyız. Hatırlayalım, yapılan birçok uyarıya rağmen ne yazık ki devleti ele geçirme hedefiyle hareket eden bir terör örgütüne büyük imkânlar sağlandığı ve son derece üst seviyede müsamaha gösterildiği günleri bu ülke, bu millet ve devletimiz yaşamıştır. Hatta bu konuda o dönemde uyarılar yapan insanlarımızın, gerçekleri söyleyen insanlarımızın suçlandığı, haksız yere cezalandırıldığı, hapisler yattığı günleri hep birlikte yaşadık. Unutmayalım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurduğu andan itibaren ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ şiarıyla yol yürüyor.
Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu laik, demokratik Cumhuriyet yıllar geçtikçe demokrasisini güçlendirme noktasında büyük çabalar ve gayretler göstermektedir. Kurulan laik, demokratik Cumhuriyet'i hiçe sayarak bir kısım yapılanmaların, bir kısım ilişkilerin siyaset ve ticaretle şekillenen bir rejim kurma hevesinin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğini 15 Temmuz öncesi hep birlikte yaşadık. Bir daha 15 Temmuz’u yaşamamak için demokrasiye, milletin birliğine ve bütünlüğüne, laikliğe, hukuka, liyakate ve kurumlar ve kurallar ülkesi olmaya hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. Her kurumda, her zeminde bu koşulları sağlamakla yükümlüyüz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ne yazık ki 15 Temmuz’da şehitler vermiş aziz bir kurumdur. Tam da bulunduğumuz bu mevkide canlarımızı kaybettik. Bize bunun verdiği sorumlulukla hareket ediyoruz. Kurumumuzu her zaman kurallarla, hukukun üstünlüğüyle yönetmeye ve asla taviz verdiğimiz bir kısım yapılanmaların olmadığı bir dönemi İstanbul’a ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yaşatmaya kararlıyız. Bundan sonra da milletin iradesinin üstünde hiçbir güç olmayacağı inancıyla, hiçbir kişi ya da bir gruba ayrıcalık tanınmadan görevimizi hep birlikte devletimizin her kurumunda, en doğru şekilde yapmaya devam etmeliyiz ve edeceğiz. 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle, saygıyla anıyorum. Gazilerimize sağlık ve esenlik diliyorum. Allah onlardan razı olsun. İnşallah milletimizi ve devletimizi hiçbir zaman böyle bir sınavla test edildiği günler yaşanmaması dileğiyle hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
İmamoğlu’nun konuşmasının ardından şehitler için Kur’an-ı Kerim tilaveti okundu. Şehitlerin resimlerinin olduğu pano önüne karanfiller bırakılmasıyla program sona erdi.