GRECO'nun Türkiye raporu: Yolsuzluğa karşı yeterli adım atılmadı
T24 yazarı Çiğdem Toker, bugünkü yazısında Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'nun kısa adı olan GRECO'nun Türkiye'ye ilişkin son raporuna yer verdi. Toker, "Daha önceki raporlarda Türkiye'den yasama sürecinin şeffaflığının arttırılması istendi. Bunun için de belli tavsiyelerde bulunuldu. GRECO son raporunda, Türkiye'nin 'hiç uymadığını' kayda geçirdiği tavsiyeleri listeledi" diye yazdı.
Toker, Türkiye'nin uymadığı tavsiyeleri rapordan aktardı:
- Sivil toplumla istişare ve torba kanun: Sivil toplum grupları ve vatandaşlar bakımından kamuoyunda istişarelerde bulunulmasına yönelik kuralların geliştirilmesi. Kamuoyunda anlamlı düzeyde istişare edilmesine ve Meclis'te tartışılmasına imkân tanınması amacıyla, yasa taslaklarının uygun bir biçimde (örneğin çok sayıda birbiriyle ilgisiz yasal düzenlemenin tek bir paket olarak hazırlanmasından kaçınılması) ve yeterli zaman dilimi içerisinde sunulmasının sağlanması
- Hediyeler ve lobicilik için etik kodlar: Çeşitli çıkar çatışması durumlarını kapsayacak şekilde (hediyeler ve diğer avantajlar, yan faaliyetler, görev süresi bitimi sonrasında çalışma durumu, lobi faaliyetlerinde bulunan kişiler dâhil olmak üzere üçüncü taraflarla iletişim kurma, vs.), milletvekillerine yönelik etik davranış ilkelerinin kabul edilmesi yönünde tavsiyede bulunmuştur.
- Milletvekillerinin mal beyanı: Milletvekillerinin mal beyanında bulunma rejimine; kuralların ihlal edilmesine karşı etkin, orantılı ve caydırıcı yaptırımlar getirilmesinin yanı sıra mal beyanının doğruluğu ve gerçekliğini teyit eden bir sistemin eklenmesi ve Meclise sunulduktan hemen sonra bu mal beyanlarının içeriğinin kamuoyuna açıklanması.
- Dokunulmazlık kaldırmada öncelik: Yasama dokunulmazlığının kaldırılması sürecinin öncelik sırasına göre ele alınmasının ve milletvekilleri hakkında rüşvet suçlamasıyla yürütülen ceza soruşturmalarının engellenmemesinin sağlanması amacıyla kararlı tedbirlerin alınması.
Hakim ve savcılar için rüşvetin önlenmesi
Türkiye'nin uymadığı tavsiyeler bunlarla sınırlı değil. GRECO raporunda hakim ve savcılar bakımından rüşvetin önlenmesi konulu özel bir başlık açıldı. Bu başlık içinde de Türkiye'nin yerine getirmediği tavsiyeler yer aldı.
- HSK'nın bağımsızlığının güçlendirilmesi: Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) yürütme erkinden ve siyasi etkiden bağımsız olmasına yönelik olası tehditlere karşı Kurul'un bağımsızlığının güçlendirilmesi ve bu yönde kararlı önlemler alınması tavsiye edildi. Ancak GRECO, Türkiye hakkındaki daha önceki uyum raporlarında yerine getirilmeyen bu tavsiyenin yine yerine getirilmediğini kayda geçirdi.
Bununla, HSK'ya Adalet Bakanı'nın başkanlık etmesi diğer üyelerin meslektaşları tarafından seçilmeyişi kastediliyor. Raporda bu başlıkla ilgili yer alan dikkat çekici bir ifade de şu oldu:
"Türk yetkililer, bu tavsiyeye dair herhangi yeni bir bilgi vermemiştir."
Artık tenezzül mü edilmemiş yoksa herhangi bir çekingenlikle mi bilgi paylaşılmamış orasını bilemiyoruz.
Mesleğe alım süreçleri: GRECO, yıllar önce Türkiye'ye hakim ve savcı adaylarının mesleğe alım süreçleri konusunda, yürütme erkinin değil, yargı erkinin müdahilliğini ve sorumluluğunun arttırılması tavsiyesinde bulundu. Bu tavsiyenin önceki uyum raporlarında yerine getirilmediği hatırlatılarak, durumun değişmediği son raporda kayda geçti. Yeni adayların mesleğe girişinde Adalet Bakanlığı'nın hâlâ öncü ve karar verici bir rolde olduğu bildirildi.
GRECO hakim ve savcıların mesleğe alım süreçlerinde yürütme erkinin kontrolünün daha da artmasından endişesine şöyle yer verdi:
"Hiçbir üyesi hâkimler tarafından seçilmeyen HSK'nın yapısı açısından ifade edilen endişeler dikkate alındığında GRECO, hâkimlerin seçim ve mesleğe alım süreçlerinde yürütme erkinin kontrolünün daha fazla artmasından endişe duymuştur. Türk yetkililer, bu tavsiyeye dair herhangi yeni bir bilgi vermemiştir."
- Kısmen yerine getirilen: GRECO, tüm hâkim ve savcı adaylarının, kamuoyuna açık ve Avrupa standartlarıyla uyumlu kesin ve nesnel kriterlere dayalı olarak etik davranış ve dürüstlük konularında denetlemeye tâbi olması hususunda tavsiyede bulunduğunu anımsattığı son raporda "bazı denetimlerin yapılıyor olmasından memnuniyet duymuştur. Ancak, dürüstlük denetimleri ile ilgili mevcut kriterlerin 5 tavsiyenin gerektirdiği ölçüde net olup olmadığı sorusu halen mevcuttur" ifadelerine yer verdi.
Raporda, hakim ve savcıların görev yerlerinin onların isteklerine aykırı olarak değiştirilme ihtimalinin azaltılması ve bu doğrultuda görev süresi teminatının güçlendirilmesi gerektiği de yer aldı.
GRECO'nun dün açıkladığı Türkiye raporunda, özellikle yargı bağımsızlığı konusunda buraya aktardıklarımdan çok fazlası var. Okurken sıradan vatandaşa teknik ve ayrıntılı gelebilecek bu değerlendirmelerin tamamı, aslında yargı ve adalet konusundaki kronik sorunlardan neden kurtulamadığımız neden içimize sinen bir adalet düzeni içinde yaşamadığımızı da net gösteriyor. Sadece bu değerlendirmeler değil, Türkiye'nin bu tavsiyelere neden uyulmadığı konusunda yetkililerin Avrupa Konseyi muhataplarına bilgi vermekten kaçınması bile durumun vahametini ortaya koyuyor.