Genç Türkiye'ye elveda: Türkiye yaşlanıyor, yoksulluk artıyor, üretim düşüyor
Türkiye’de nüfus yapısı hızla değişiyor ve yaşlı oranı her geçen yıl yükseliyor. TÜİK’in 2024 yılına ait “İstatistiklerle Yaşlılar” raporuna göre, 65 yaş ve üzeri nüfus 9 milyon 112 bine ulaştı. Bu oran, toplam nüfusun yüzde 10,6’sına denk geliyor. 2019’da 7,6 milyon olan yaşlı nüfusun artışı, Türkiye’nin demografik dönüşümünü gözler önüne seriyor.
Yaşlanmanın en büyük sebepleri arasında doğurganlık hızındaki düşüş ve yaşam beklentisinin uzaması yer alıyor. TÜİK projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranı 2030’da yüzde 13,5, 2040’ta yüzde 17,9 ve 2060’ta yüzde 27’ye yükselecek. Alternatif senaryolar ise bu oranın 2060’ta yüzde 28,8’e kadar çıkabileceğini öngörüyor.
Her dört yaşlıdan biri yoksulluk sınırının altında
Türkiye’de yaşlı yoksulluğu da dikkat çeken bir diğer önemli konu. 2024 itibarıyla 65 yaş ve üzeri kişilerin yoksulluk oranı yüzde 24,2 olarak ölçüldü. Bu, yaklaşık 2 milyon 123 bin yaşlının yoksulluk sınırının altında yaşadığını gösteriyor.
Son yıllarda yaşlı yoksulluğunda artış eğilimi göze çarpıyor. 2015’te yoksulluk oranı yüzde 34 olmasına rağmen bu kapsama giren kişi sayısı 1 milyon 864 bin civarındaydı. Bugün ise oran düşse de yoksul yaşlı sayısındaki artış dikkat çekiyor. TÜİK verileri, düşük gelirle çalışan bireylerin yaşlandıklarında da ekonomik sıkıntı çekmeye devam ettiğini ortaya koyuyor.
Yaşlı iş gücü artıyor, inşaat ve sanayiye yönelim dikkat çekiyor
Yaşlı nüfusun iş gücüne katılım oranı da artıyor. 2019’da yüzde 12 olan 65 yaş üstü bireylerin iş gücüne katılımı, 2024 sonunda yüzde 13 seviyesine yükseldi. Özellikle inşaat ve sanayi sektörlerinde çalışan yaşlı sayısındaki artış dikkat çekiyor.
Sektörel dağılıma bakıldığında, 2021’de yaşlıların yüzde 64,3’ü tarım sektöründe çalışırken, 2023 itibariyle bu oran yüzde 57,7’ye düştü. Buna karşılık hizmet sektöründeki yaşlı çalışan oranı yüzde 32,1’e, sanayideki oran yüzde 7,3’e, inşaat sektöründeki oran ise yüzde 2,8’e yükseldi.
Türkiye, hızla yaşlanan nüfus yapısıyla ekonomik ve sosyal politikalar açısından kritik bir döneme giriyor. Yaşlı nüfusun artışı, sosyal güvenlik sistemleri ve sağlık hizmetleri açısından önemli sonuçlar doğuracak gibi görünüyor.
Kaynak:Haber Merkezi