Gazeteci Yetkin, MGK kararlarının ABD'ye mesaj olduğunu söyledi
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında açıklanan bildiride ABD'ye mesaj verildiğini kaydetti.
Son zamanların en önemli MGK toplantısı olduğunu belirten Yetkin, konuyla ilgili yazısında, "MGK bildirisiyle Ankara adeta ABD’ye ben NATO’nun güney kanadını, Rusya’ya karşı Ukrayna’ya destek dahil tutuyorum, ama sen PKK’ye verdiğin destek ve benim önüme çıkardığın engellerle bunu zayıflatıyorsun mesajı veriyor. Bu koşullar altında ve (ABD’nin İsrail’e desteğini de unutmadan) NATO Zirvesi öncesi ya da sonrasında Erdoğan-Biden görüşmesi yapılır mı? Yapılsa ne işe yarar? MGK bildirisi bu soruları da sorduruyor." ifadelerini kullandı.
Yazının ilgili bölümü şöyle:
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) son zamanların en önemli toplantısını 28 Mayıs’ta yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantı sonrası yayınlanan bildiri Türkiye’nin ABD ile özellikle PKK konusunda ve Suriye-Irak alanında zorlu bir dönemece yaklaştığını gösteriyordu. Türkiye bu konuyu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aracılığıyla 30-31 Mayıs’ta Prag’da yapılacak NATO Dışişleri Bakanları gayrı resmi toplantısı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Temmuz’daki NATO Zirvesine de taşıyor.
“Destek bertaraf edilecektir”
MGK bildirisinde kısmen satır aralarına gizlenmiş önemli vurgulara gelince…
Öncelikle, giriş maddesinin hemen altında, yani öncelikli konu olarak Irak’la işbirliğinin “daha ileri aşamalara taşınması” ve güvenlik alanındaki “somut ilerleme” hedefleniyor. Bu ifadeler devamındaki cümleyi giriş niteliğinde; aynen alıyorum:
“Irak ve Suriye’de gasbettiği toprakları terör yuvası haline getiren PKK/KCK-PYD/YPG’nin ve ona sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla birlikte bertaraf edileceği, milli güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye fırsat verilmeyeceği vurgulanmıştır.”
Bu cümle ayrıntılı tahlil gerektiriyor:
PKK ve bağlı örgütlerin “gasp ettiği topraklardan” söz ediliyor. Bu MGK’nın PKK’nın Irak ve Suriye sınırlarında bir toprak bütünlüğüne gitmekte olduğu saptamasını akla getiriyor,
Cümlenin üçüncü bölümünde “komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına bir oldubittiye fırsat verilmeyeceği” vaadi var. “Oldubitti” ifadesiyle belkemiğini PKK’nın oluşturduğu ABD korumasındaki Suriye demokratik Güçleri’nin 11 Haziran’da ilan ettiği “yerel seçimler” kastediliyor; ayrıntılarına birazdan geleceğim,
Ama asıl anahtar cümlenin ikinci kısmındaki “ve ona sağlanan desteğin…bertaraf edileceği” ifadesi.
İma edilen ABD mi?
Burada akla takılan MGK bildirisinde PKK ve yan örgütleri sıralandıktan sonra “ve ona sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla bertaraf edileceği” ifadesiyle kast edilenin, son 10 yıldır IŞİD’le mücadele gerekçesiyle bu örgütlerle korumacı bir işbirliği içindeki ABD mi olduğu sorusudur.
Bu öyle bir soru ki, adeta bir ucu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Mayıs diye öngörülen ABD ziyaretini “program değişikliği” gerekçesiyle ertelemesine dek dayanıyor. Erdoğan’ın ne 8 ne 9 Mayıs’ta “olmazsa olmaz” bir programa katılmadığını kayda geçirerek devam edelim. Gerekçe sadece ABD’nin İsrail’in Gazze katliamına verdiği açık destekle sınırlı olmayabilir. Örneğin Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasıyla varılan F-16 anlaşmasının kesinleşen ayrıntılarını hala bilmiyoruz. Keza Türkiye’ye uygulanan örtülü askeri malzeme ambargosunun hala fiilen devam edip etmediğini de
Türkiye’nin Suriye’de ABD destekli PKK faaliyetinin şimdi Suriye’nin Türkiye ve Irak’la sınır bölgelerinde seçim ilan etme aşamasına gelmesinin Ankara’daki asabiyeti artırdığı görülebiliyor.
ABD desteği olmaksızın PKK faaliyetini “bertaraf etmek” yine çok kolay olmayabilir ama MGK bildirisinde “sağlanan desteğin” bertaraf edilmesi vaadi nasıl gerçekleştirilecek? Önemli bir sınamadır.
MGK, ABD, PKK, NATO
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in 3 Mayıs’ta CNN Türk’te Hakan Çelik ile mülakatındaki şu sözlerinin muhatabı doğrudan ABD örneğin:
“YPG’nin PKK’dan ayrı bir güçmüş gibi olduğunu iddia eden dostlarımız da var. Biz PKK’ya değil YPG’ye veriyoruz pilotaj eğitimi gibi açıklama yapıyorlar. (…) DEAŞ ile mücadele kapsamında buradaki silahlı güçlere destek oluyoruz diyorlar. Senin silahlı güç dediğin PKK’nın kendisi. (…) Sen bunlara destek oluyorsan destek oluyorum de. Bizim aklımızla alay etme.”
Dışişleri Bakanlığı kaynakları Fidan’ın 30-31 Mayıs’taki NATO gayrı resmi dışişleri bakanlığı toplantısında Müttefiklerimize başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda Türkiye’nin “beklentilerini aktarıp” terör örgütleriyle “çıkar temelli ortaklık” ilişkisine girilmesinden “derhal vazgeçilmesi çağrısında” bulunacağını söylüyor. Buradaki gizli özne de ABD. Fidan’ın bu toplantıda “Savunma sanayii alanındaki yaptırım, kısıtlama ve engellemelerin tamamen kaldırılması” için “Müttefiklerin Vilnius Zirvesi taahhütlerine riayet etmesini” talep edecek olması, Türkiye’ye örtülü ambargonun da hâlâ sürdüğü anlamına geliyor.
Her iki bakanın tutumları da MGK bildirisindeki vurgularla uyum
Yazının tamamı için TIKLAYINIZ