Fidan'dan Trump'ın kabinesine yorum: İsrail yayılmacılığını destekleyen isimler var
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ankara’da gazetecilerin sorularını cevapladı.
Fidan Trump’ın kabinesi başta olmak üzere Suriye ile atıalcak adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Fidan, ABD'de yapılan başkanlık seçimini Donald Trump'ın kazandığını, Trump'ın ABD Kongresi'nin iki kanadında da üstünlüğü ele geçirdiğini ve artık Demokratların nasıl ve niye bu kadar kayba uğradıklarını sorgulamaları gerektiğini belirtti.
Fidan, ABD seçmeninin tercihine etki eden şartların herkes tarafından iyi analiz edilmesi gerektiğine işaret ederek Trump'ın kazanmasıyla şu anda gündemi meşgul eden birtakım jeopolitik krizlerin biraz daha netleşeceğinin söylenebileceğini aktardı.
İsrail destekli kabine
Trump'ın Rusya-Ukrayna Savaşı'nı durdurmayla ilgili ne tür adımlar atılacağının merak edildiğini aktaran Fidan, Trump'ın kabinesine aday gösterdiği isimlere bakıldığında bu kadar "İsrail yanlısı bir kabinenin" İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bütün yayılmacı emellerini destekleyeceği yönünde emareler olduğunu dile getirdi.
Trump'ın "Ben savaşları bitirmeye geliyorum, yeni savaş çıkarmaya değil" sözlerinin bu kabine adaylarıyla aksi bir izlenim verdiğine işaret eden Fidan, ABD'nin odak noktasının da Rusya ve Çin'in bir araya gelmesini önlemek olduğunun altını çizdi.
Suriye’de ateşkes
Fidan, Astana Süreciyle Suriye'de arazideki güçler arasında sağlanan ve yıllardır da devam eden bir ateşkes olduğunu dile getirerek yapılması gerekenin, bunun daha iyi bir yapısal mekanizmayla ve ancak daha iyi bir hedef için değiştirilmesi olduğunu söyledi.
Bölgede İsrail'in yoğun baskısı altında olan bir Suriye'nin olduğuna dikkati çeken Fidan, İran'la Suriye arasında çok iç içe geçmiş bir işbirliğinin olduğunu vurguladı.
Suriye ile normalleşme adımları
Fidan, İran'ın Suriye'deki öncelikleri arasında Türkiye ile Suriye'nin normalleşmesinin olmadığını belirterek Rusya açısından da şu anda bölgede zaten bir ateşkes olduğu ve ciddi bir tehdit çok fazla kendini göstermediği için o türden bir konunun gündemde olmadığını anlattı.
Türkiye’nin de bu noktada iyi niyetini ortaya koyduğuna dikkati çeken Fidan, "Bizim saldırganlık veya işgal gibi bir derdimiz yok. Rejim değişikliği gibi bir derdimiz yok. Bunu ortaya koyduğunuz zaman diğer taraf bundan bir alarm vaziyeti üretmiyor. Bölgede geri kalan konularla ilgilenmeye yönelik çalışmalarına devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Fidan, şöyle devam etti:
"Bizim değerlendirmemize göre şu anda, Astana'da başlattığımız sürecin devamının yeterli olacağını düşünen bir yaklaşım söz konusu ama tabii bunun sürdürülebilirliği meselesi var. Terörle mücadelede ve mülteciler konusunda atılması gereken adımlar atılmadığı için Suriye'nin içerisinde giderek evrilen bir tehdit. Bir başka deyişle, bizim daha sonra yok etme maliyetimizin her geçen gün arttığı bir tehdide evrilebilir. Bunun için bizim çözüm arayışlarımız var. Tabii bu çözüm arayışlarının diplomasiyle ve yapıcı yaklaşımla cevap alınamadığı yerde, başka türden adımları zamanı geldiğinde mecburen nasıl atarız ona bakacağız."
"Batılıların endişesi: Rusya Kuzey Kore'ye ne verdi"
Kuzey Kore'nin Rusya'ya asker göndermesine ve bunun yansımalarına değinen Fidan, "Batılıların en çok endişe ettikleri konulardan biri de Rusların bu kadar asker karşılığında Kuzey Kore'ye ne verdikleri veya verecekleri konusu. O, şunun için önemli. Eğer Kore yarımadasında, bölgede şu anda inşa edilmiş mevcut dengeyi bozacak bir oyun değiştirici hamle yapılmış olursa bu sefer yani Amerika için, Batılılar için yeni bir ilave cephe daha açılmış olacak." diye konuştu.
Fidan, bu cephenin sıcak savaşa hazır olmayı gerektirebileceğine işaret ederek Güney Kore'ye de daha farklı kabiliyetleri kazandırmayı gerektirecek bir yaklaşma olacağını dile getirdi.
Türkiye-Yunanistan ilişkileri
Fidan, Türkiye-Yunanistan ilişkilerine dair, tüm sorunları bir paket olarak kamuoyundan uzakta ele almayı tercih ettiklerini dile getirerek meselelerin aşırı politize edilmesini doğru bulmadıklarını ancak özelikle Yunanistan'daki iç politikada, Türkiye ile ilgili konuların aşırı derecede politize edilebildiğini söyledi.
Pozitif gündemden ilerleyerek kazan-kazan anlayışıyla mesafe almak istediklerini kaydeden Fidan, "Milli menfaatlerimize halel getirmeden, var olan sorunları resmi yollardan çözmeyi, belirsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Bir yeryüzü cenneti olan Ege Denizi, ülkelerimiz için bir ekonomik refah bölgesine dönüşmeli. Hedefimiz bu. Bu yapılabilir mi? Yapılabilir." dedi.
Fidan, ocak veya şubat ayında, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Türkiye ziyaretinde iki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının da yapılmasının planlandığını hatırlattı.
İsrail Cumhurbaşkanı'na hava sahası açılmadı
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un Bakü'de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı'na (COP29) katılmak için Türk hava sahasını kullanma talebinin reddedilmesine ilişkin Fidan, "Çoluk çocuk, kadın demeden 50 bin Filistinli kardeşimizin katledilmesine tepki olarak, hava sahamızı açmadık. Gazze’deki insanlık dramını önlemeye yönelik bir adım atılmaması, milletçe hepimizi çok derinden yaralıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin hava sahasının kullanılmasına izin vermedik. Cumhurbaşkanımızın kararı bu yönde oldu. İzin verilmedi." diye konuştu.
Fidan, Azerbaycan'ın konuyla ilgili diplomatik talebini ilettiğini ancak Türkiye'nin bu konudaki duruşunun belli olduğunu belirterek, Türk hava sahasının kullanılmasına izin vermediklerini yineledi.
Kaynak:Haber Merkezi