Erdoğan’ın eski hukuk danışmanından çok konuşulacak ‘diploma’ çıkışı
Gazete Pencere- İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan ve Hukuk Profesörü Adem Sözüer diploma tartışmasına ilişkin dün basın toplantısı düzenleyerek belgelerle açıklamada bulundu.
Avukat Mehmet Pehlivan bu basın toplantısından sonra “İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diploması üzerinden yapılan spekülasyonlara karşı kafalarda en ufak bir soru işareti dahi bırakmayacak şekilde belgelerle yaptığımız basın açıklaması sonrasında bile diplomanın sahte olduğu şeklinde paylaşım yaparak idari, siyasi ve yargısal süreçleri dizayn etmeye çalışan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır” uyarısını yaptı.
Gazeteciler Nedim Şener ve Cem Küçük ise dün sabah saatlerinde “Savcılık üniversiteye yazı gönderdi ve diplomanın iptalini istedi” diye yazarak sosyal medyada yeni bir tartışma başlattı. “Savcılık İmamoğlu’nun diplomasını iptal etti” başlıkları atıldı. Ancak İmamoğlu’nun avukatları bu haberlerin de algı olduğunu, gerçekte savcılığın İstanbul Üniversitesi’nden sadece belge talep ettiğini belirtti.
İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili günbegün farklı iddialar gündeme gelirken çok önemli bir çıkış Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın bir isimden geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBB başkanlığı döneminde hukuk danışmanı olan Prof. Dr. İzzet Özgenç, İmamoğlu’nun diploma tartışmasına değindi. Özgenç 1994’te Erdoğan’ın aldığı mahkumiyeti hatırlattı.
‘Başsavcılığın kendisine vazife olmayan bir konuda kaşıdığı sorun bu’
İmamoğlu’nun diplomasının iptalinin söz konusu olamayacağını vurgulayan Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Zaman içinde iyileştirilen mevzuatımızın bugün yürürlükte olan hükümlerinden hareketle, 35 yıl önceki bir yatay geçiş işlemini değerlendirmek yanlış olur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kendisine vazife olmayan bir konuda kaşıdığı sorun budur” açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. İzzet Özgenç’in sosyal medyan hesabından yayınladığı açıklaması şöyle:
“Malum "sahte" diploma tartışmasının temelinde, yükseköğretim mevzuatımızdaki yatay geçişle ilgili düzenlemelerin tarihsel süreç itibarıyla yetersizlik sorunu yer almaktadır.
Tarihsel süreçte yatay geçiş yoluyla öğrenci kabulü, üniversitelerin kendi takdirlerinde olan bir husustu. Buna göre üniversiteler yatay geçiş yoluyla hangi programa ne kadar öğrenci kabul edeceğini kendileri belirleyebilmekteydi. Mevzuattaki yetersizlikler, zaman zaman kötüye de kullanılabilmekteydi. Örneğin Türkiye'de yapılan yükseköğretime giriş veya yerleştirme sınavlarında belirli bir program için yeterli puan alamayan kişiler, başka ülkelerde kayıt yaptırdıkları üniversitelerden Türkiye'de giremedikleri programa yatay geçiş yoluyla kayıt yaptırabilmekteydi. Bu durumlarda esas itibarıyla sorunu, yatay geçiş işlemini yapan yükseköğretim birimlerinin yöneticilerinde aramak gerekir.
Bugün yürürlükte olan mevzuatımızda yatay geçiş yolunun kötüye kullanılmasının mümkün olduğunca önüne geçilecek hükümlere yer verilmiştir. Zaman içinde iyileştirilen mevzuatımızın bugün yürürlükte olan hükümlerinden hareketle, 35 yıl önceki bir yatay geçiş işlemini değerlendirmek yanlış olur.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kendisine vazife olmayan bir konuda kaşıdığı sorun budur.
Bu bağlamda belirtmeliyim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994 yılında Orman Kanununa muhalefetten dolayı kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmü mevcuttu ve bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaylığı tartışma konusu yapılmıştı.
Benden talepte bulunulması üzerine, bu mahkûmiyet hükmünün Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmasına ve seçilmesine engel olmadığı yönünde değerlendirmede bulunmuştum ve bu değerlendirmem dikkate alınarak, önünün kesilmesi girişimleri akim kalmıştı.”
Prof. Dr. İzzet Özgenç'e bir milletvekili tarafından 'vazgeçmezsen tutuklanacaksın' tehdidi
Kaynak:Haber Merkezi