Davutoğlu'ndan "özel protokol" açıklaması: Haberimiz yoktu, bilgilendirilmeliydik
Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile gizli protokol yapmasına ilişkin açıklama yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, üzgün olduğunu belirterek, “Bilgilendirilmeliydik” dedi.
Davutoğlu, Sözcü yazarı İsmail Saymaz'a açıklamalarda bulundu. Saymaz'ın aktardığına göre; Davutoğlu, gizli protokolü ilkesel olarak doğru bulmadığını söyledi, “Herhangi bir partinin yönetime katılıp katılmayacağını konuşmamız gerekiyordu” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bize İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere herhangi bir bakanlık konusu iletilmedi.
Cumhurbaşkanı adayının destek istemesi normaldir. Ancak ülkeyi birlikte yönetmek konusunda varılacak mutabakat Altılı Masa'yı yedili haline getireceği için açık olarak konuşulması lazım. Hepimizin onayı lazım.
Böyle bir konu görüşülmediği gibi bakanlıklar da konuşulmadı. Bizim, İyi Parti'nin, diğerlerinin hangi bakanlığı alacağı belli değil. Bunlar ilkesel olarak konuşulmadan pazarlığa girildiğine ihtimal vermemiştim, açık söyleyeyim.
Yedi maddelik mutabakatı yanlış görmedim. Orada bakanlık konusu yok. “Siyasi ve ahlaki değeri yoktur” dediğim şey, bilgisi dışında yapılan protokol.
Bakanlıkları konuşmadınız mı?
Paylaşım konuşulmadı. Aslında ben 14 Mayıs öncesi ve iki seçim arası “Bakanlarımızı ve yüksek bürokratlarımızı ilan edelim. Hem kamuoyunda güven oluşur hem de terör ithamlarına karşı ‘Bu isimler arasında PKK ya da FETÖ ile iltisaklı kim var?' diye meydan okuruz” dedim.
Kabul görmedi ama.
Kabul görmedi. Bunu yapabilseydik seçimi iki kişi arasında değil iki farklı anlayış ve kadro arasında olduğunu gösterirdik.
Gizli protokolden haberiniz yoktu.
Yok tabii. Olsa zaten masada pozisyon belirlerdik. Yeni bir katılım teklifi olsaydı bunu önceki usullerle karara bağlardık. Birisi gelmek istiyorsa ve Altılı Masa uygun görürse gelir. Ama kimlerle beraber olacağımıza biz karar veririz.
Elbette Altılı Masa'daki partilerden birinin olması doğaldır. Çünkü nihai referans, liderlerin imzaladığı ortak politikalar metnidir. Bu metne imza atmamış bir partiyle mutabakatımız yokki. Mesele, hangi kontenjandan verildiği değil, kimlerle ülkeyi yöneteceğiniz. Herkesin ittifakta kimlerin olduğunu bilme hakkı var.
“İçişleri Bakanlığı ve MİT gibi üst düzey bürokratların tayinini istişareyle yapalım” dedik. Bizim için demokratik ve özgürlükçü ortamın sağlanması önemli. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere bu niteliklere sahip kişilerin gelmesi…
Birlikte oturmadığınız bir partiden kim olursa olsun, Altılı Masa'da “İçişleri Bakanlığı olacak, şu olacak” demek doğru gelmedi bana.
...
Altılı Masa sizce bilgilendirilmeli miydi?
Bilgilendirilmeliydi. Yedi maddelik kamuoyuna açıklanan protokol bize iletildi. Baktık, tamam. Problem yok. (Ama) gizli protokolde bilgilendirilmedik, haberimiz yok. Onun için Cansu Çamlıbel'in ropörtajı çıkınca (Kılıçdaroğlu'nu) aradım. Sordum.
Ne sordunuz?
Böyle bir protokol var mı? İçişleri Bakalığı ve üç bakanlık verildi mi?
Ne dedi?
“Yok” dedi. “Bir bakanlık konuşuldu ama karara bağlanmadı. Bağlanmadığı için size getirmedim. Olsa bile benim kontenjanımdandı” dedi.
Ben de o akşam Karar TV'de, “Muhatabımız Kılıçdaroğlu'dur. O da ‘Yok öyle bir protokol dedi” minvaline konuştum.
Onun üzerine (Kılıçdaroğlu) aradı. “Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş” dedi.
Üzüldüm ama bir şey söylemedim.
Üç bakanlık ve MİT'i kabul etti.
Yalnızca bakanlıklar konusu."