Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli aylıklarına zam talep eden muhalefeti eleştirdi: Sırtlarında yumurta küfesi olmayanlar diledikleri gibi atıp tutabilir
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karabük mitinginde konuştu. Erdoğan, zam bekleyen emekliler için "Refah kaybını telafi edeceğiz. Azimle çalışarak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Yeter ki birliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Osmanlı'ya nice devlet adamı yetiştiren, şairleri ve yazarlarıyla nam salmış Karabük'te sizlerle olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu sefer arayı biraz açtık galiba. Karabük'ü özlemişiz. Sanki Karabük'te bizi özlemiş gibi. Alın teri ile karılmış harcın. Hiç kimseye yoktur minnetin borcun. Sen emek şehrisin, gönlümde burcun. Daim yolun açık olsun Karabük. Sonsuza kadar yüzün gülsün Karabük. Maşallah şu katılıma bak. Merak ettim sordum. Emniyetin verdiği rakam 46 bin. Bu ne demektir? 31 Mart akşamı inşallah Karabük'te zaferi beraber kutlayacağız. Karabük, cumhuriyetimizin yurdu demir ağlarla örme bu hedefin ilk meyvelerinden biri olarak milletimizin gıpta ettiği bir iftihar tablosudur.
"Gazi Mustafa Kemal'in mirası olan bu şehri daha da ileriye götürmek bizim için vefa meselesidir"
Karabük'e hizmet etmek, Gazi Mustafa Kemal'in mirası olan bu şehri Türkiye Yüzyılında daha da ileriye götürmek bizim için aynı zamanda bir vefa meselesidir.
Demir yollarının sadece ulaşım ağından, demir çelik fabrikalarının sadece bir tesisten ibaret olmadığının, aynı zamanda koskocaa bir şehri doğurabildiğinin ispatı Karabük'tür. Bu şehrin 13 haneli bir köyden bugünkü modern şehre dönüşümü cumhuriyetimizin kazanımlarından biridir. Ekmeğini demirden çıkaran insanların şehri olan Karabük, Türkiye sanayisinin de can damarları arasında yer alıyor. Şehrimiz fabrikalar yapan fabrikasıyla ekonomimize eşsiz katkılar sunuyor.
Karabük'e hizmet etmek, Gazi Mustafa Kemal'in mirası olan bu şehri Türkiye Yüzyılı'nda daha da ileri götürmek bizim için aynı zamanda bir vefa meselesidir. Ne diyor Karabük türküsünde; Çuha yelek ekli olur, çirkin seven dertli olur, sever isen güzel sev, güzel merhametli olur. Evet, Karabük hem güzel, hem merhametli bir şehir olarak varlığıyla ülkemiz ve milletimiz için rahmettir.
Bu vesileyle Karabük'e teşekkür borcumu da ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan seçimlerde Cumhur İttifakı'na milletvekilliği seçimlerinde yüzde 62'yi aşan, cumhurbaşkanlığında kardeşine yüzde 64'e varan oranlarda destek verdiniz.
Bunun için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. 31 Mart'ta sandıkta çok daha yüksek oy oranlarıyla yanımızda olacağınıza inanıyorum. Buna var mıyız? Sizlerin sevgisine, vefasına, kardeşliğine layık olabilmek için bizler de daha çok çalışacağız. Ben cumhurbaşkanı olarak ekibimle çok çalışacağım ve yerel yönetimlerle el ele vereceğiz,
Allah'ın izniyle Karabük'ü çok daha farklı bir yere taşıyacağız. İşçisiyle, esnafıyla, üreticisiyle, emeklisiyle, öğrencisiyle bu şehirde yaşayan her bir kardeşimin üzerimizde hakkı var. Bunları ödemekle mükellefiz. Bilhassa çalışanlarımızın ve emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıların çözümü boynumuzun borcudur.
"Sırtlarında yumurta küfesi olmayanlar diledikleri gibi atıp tutabilirler"
Bazıları meydanlarda söz verip göreve gelince unutmasını iyi bilirler. Biz ise yapmakla mesulüz. Sırtlarında yumurta küfesi olmayanlar diledikleri gibi atıp tutabilirler. Önce tüm hazırlıklarımızı tamamlayacağız, sonra sözümüzü söyleyeceğiz.
Önümüzdeki en büyük problem olan enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayacak. Türkiye'yi geçen 21 yılda nasıl 3 kat büyüttüysek inşallah önümüzdeki dönemde 2 kat daha büyüterek bunu başaracağız. Refah kaybını telafi edeceğiz. Azimle çalışarak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Yeter ki birliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım.
Ramazan Bayramı gelmeden 31 Mart'ı milli irade bayramı olarak beraberce kutlayacağız. Ülkemizde seçim dönemleri demokrasi şölenleri olmanın ötesinde anlamlara sahiptir. Her seçim kimin kiminle yol yürüdüğünü, nerede durduğunu görmemize vesile olan tarihi ve milli bir sınamadır. Cumhur İttifakı olarak biz ister birlikte ister ayrı adaylarla girelim hep tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devletiz. Siyasetimiz vatanımızın bütünlüğü, devletimizin bekası çevresinde şeffaf bir tarzda şekillendi.
"Tüm suçu Bay Kemal'in sırtına yüklediler"
Geçen mayıs ayında karşımızda kurulan ittifakı hatırlıyorsunuz değil mi? 6'lı Masa ne oldu? Parlamentoda bunlardan bir kişi yok. Hepsi gitti. Dağıldılar, gittiler. Birisi de Ankara'da daire tutmuşlar ona, kim o? Şimdi o dairede takip ediyor. Tüm suçu bay Kemal'in sırtına yükleyip hepsi kendi keyfine bakıyor. Bizim Karadeniz'in çayını demliyorlar şimdi. Bu ucube ittifaktan geriye kala kala masanın gizli ortağı DEM ile adını koyamadıkları tuhaf bir ilişki kaldı. Sorsan ittifak yapmadık diyorlar ama pek çok yerde ortak aday, ortak belediye meclis üyesi listesi çıkarıyorlar. DEM'in hiçbir söz hakkı olmayan tabanının iradesini CHP ile pazarlık masasına sürdüler. Ülkenin gündemi deprem, bunların umurunda değil. Depremzedelere hakaret ederek gerçek karakterlerini gösteriyorlar. Terörden arındırılması bunların umurlarında değil. Utanmasalar terör örgütüne militan yazılıp ideolojik eğitime girecekler.
"Türk siyasetini bu kadar kirletmeye kimsenin hakkı yok"
Şimdi bir de deste deste para görüntüleri çıktı. Dolar mı dersin, euro mu dersin. Türk siyasetini bu kadar kirletmeye kimsenin hakkı yok, olmamalı. Nereden nerelere geldik. Hale bakın. Bunun için kızarmasını bilen bir yüz, utanmasını bilen bir yapı lazım. Allah'tan korkuları var mı bilmeyiz ama kuldan utanması olmayandan uzak durmak lazım. Bunun adı siyaset değil. İstanbul'da en ufak bir eser var mı? İstanbul'un karışını bilirim. Kendilerini hiçbir iş yapmamakla övünecek kadar sefil bir duruma düşürmüş haldeler. Dün 'aramızda kalsın kazanıyoruz' diyorlardı. Aramızda kalacak bir şey yok, herkes bilsin. Bu CHP'den bu DEM'den hiçbir şey olmaz. Bunlar daha kendi içlerinde bir insicam sağlayamamışlar ki ülkeye ve millete hayırları dokunsun.