CHP Üyesi Cüneyt Kaya'dan Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi hakkında "nitelikli dolandırıcılık"tan suç duyurusu
Cüneyt Kaya isimli CHP üyesi, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde ittifak kurdukları Gelecek Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ve Saadet Partisi hakkında "siyasi çıkar amacıyla nitelikli dolandırıcılık" yapmaktan suç duyurusunda bulundu.
14 Mayıs Milletvekili Genel Seçimleri'nde CHP listelerinden DEVA Partisi 14, Saadet Partisi 10, Gelecek Partisi 10, Demokrat Parti 3, İYİ Parti ve Türkiye Değişim Partisi 1'er milletvekilliği kazanmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçede Kaya, "Bu partiler kendilerini olduğundan çok göstermiş. Oturdukları masada oy oranlarının en az toplamda %7 olduğundan dem vurmuş ve kendileri olmazsa Erdoğan'ın oylarının buraya kanalize olmayacağı yönünde devamlı aynı 'yalan beyanları' üreterek masadaki bileşenleri kandırarak inandırmışlardır" diyerek partisinin kandırıldığını savundu.
Kaya, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Tüm CHP'nin ve CHP'lerin kandırıldığını gördüm"
Ben CHP'ye gönül vermiş, üyesi olarak CHP için çabalamış ve çalışmış birisi olarak seçim sonrası davranışlar ve sonuç üzerine yapılan tahliller sonucunda Partimizin, Millet İttifakı çatısı altında girdikleri 14. Mayıs 2023 ve 28. Mayıs 2023 tarihli seçimlerde yukarda ismi verilen ŞÜPHELİLER tarafınca başta Kemal Kılıçtaroğlu olmak üzere tüm CHP'nin ve CHP'lerin kandırıldığını gördüm. Böylece irademiz fesata uğratıldı. Kendilerinin oylarının ve etkilerinin büyüklüğü noktasında çeşitle yalan, hile ve desise ile Genel Başkanımız ve kurmaylarının kandırıldı. Bu fesata uğramış irade ile CHP kandırılarak ederlerinin üstünde milletvekili talepleri olmuştur. Bu talep bu dolandırma sonucu kabul edilmiştir.
Bilineceği üzere Türk Ceza Yasasının 157 maddesine Dolandırıcılık "Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak" olarak tanımlanmıştır. Dolandırıcılık bir kimsenin "doğru davranma ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket ederek kişileri aldatıp iradelerini yanıltmak suretiyle" şeklinde oluşmaktadır.
"Gerçeği bilerek masaya oturdular"
Yukardaki Partiler kendilerini olduğundan çok göstermiş. Oturdukları masada oy oranlarının en az toplamda %7 olduğundan dem vurmuş ve kendileri olmazsa Erdoğan'ın oylarının buraya kanalize olmayacağı yönünde devamlı aynı 'yalan beyanları' üreterek, masadaki bileşenleri kandırarak inandırmışlardır. İlk tur seçimin bitmesi ile kendilerinin beyanlarının aksine durumun geliştiği, ilk perdede kendilerinin hiç hak etmedikleri bir milletvekiline ulaştıkları görülmüştür. Burada herkes hüzünlü iken Gelecek Partisi 'işte grubumuz' diyerek fotoğraf paylaşmıştır. Deva partisi 'Anayasa değişikliği için hazırız' demiş, Saadet Partisi ise "seçimler adil değildi" diyerek çıkışta bulunmuştur. Kimse biz hak etmeden bu vekilleri aldık, bizim etkimiz hiç yokmuş dememiştir. Çünkü bu kimseler bu gerçeği bilerek masaya oturmuş ve CHP'yi kandırarak Türk Siyasi Hareketindeki en büyük DOLANDIRICIK eylemine imza atmışlardır.
Bu Partilerin eylemi bence TCK 158.maddedeki NİTELİKLİ HALLER KAPSAMINDADIR. Buna göre maddede ifadesini bulan CHP'yi, görevlilerini, üyelerini ve seçmenini
DİNDAR VE MUHAFAZAKARLAR BİZİM İÇİN OY VERECEK DİYE İKNA EDERKEN "Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle" (TCK m.158/1-a)
KILIÇTAROĞLU'NA KORKU VEREREK BİZ OLMASAN KAZANAMAZSIN DİYEREK "Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle" (TCK m.158/1-b)
BENZERİ HABERLERİ KENDİ BASIN ORGANLARINDA SÜREKLİ VEREREK "Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle" (TCK m.158/1-g) Kapsamında fail olmuşlardır.
SONUÇ : Yukarda arz ettiğim gerekçeler ile anılan suçlar kapsamında gerekli soruşturmanın yapılarak ilgililerin cezalandırılmasını duyguları istismar edilen şahsım ve partim adına talep ederim.