Çakarlı adalet yine gündemde: 'Geçiş izni vermedi' gerekçesiyle hakim yargılanıyor
Ankara’da görevli bir hâkim olan İbrahim Selçuk Fendoğlu’nun, MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora’nın kullandığı çakarlı araca yol vermediği ve bu nedenle trafik kazasına yol açtığı iddiasıyla yargılandığı ortaya çıktı. Ancak dikkat çekici olan, Adli Tıp Kurumu’nun "kusuru yok" dediği bir olayda, hâkim hakkında tanık beyanına dayanarak dava açılmış olması.
Bir akşam vakti, çakar-siren ve selektör arasında sıkışan adalet
T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre; Olay 26 Haziran 2024 akşamı yaşandı. Polatlı’dan Ankara’ya doğru aracıyla ilerleyen Hâkim Fendoğlu, sol şeritte seyir halindeyken arkadan hızla yaklaşan çakarlı ve sirenleri açık bir araca rastladı. Plakasından MHP’ye ait olduğu anlaşılan Jaguar marka araç, selektörle yol istedi. Fendoğlu, yol vermek için fırsat kolladığını, ancak orta şeritteki araçlar nedeniyle manevra yapamadığını söyledi. Yol verme anı geldiğinde ise çakarlı aracın sağdan hızla gelip önüne kırdığını ve frene bastıktan sonra kontrolünü kaybederek savrulduğunu belirtti.
Dora’nın aracı kısa süre sonra sağ şeritte ilerleyen bir tıra çarptı. Milletvekili hafif yaralanırken, araçta bulunan kızı kazadan yara almadan kurtuldu. Fendoğlu ise kazaya neden olmadığını düşünerek olay yerinden uzaklaştı.
Şikâyetçi vekil, sanık hâkim
Kazanın ardından Dora, ertesi gün Fendoğlu’ndan şikâyetçi oldu. Gerekçesi netti: “Çakarlı aracıma bilerek yol vermedi, beni sıkıştırdı, kazaya neden oldu.” Dilekçesinde, TBMM Genel Kurulu’na yetişmek üzere yola çıktığını ve Fendoğlu’nun trafikte “can güvenliğini hiçe sayacak şekilde” hareket ettiğini öne sürdü.
Fendoğlu ise ifadesinde yalnız olmadığını, araçta bir savcı arkadaşıyla birlikte olduğunu, aracını tehlikeli bir şekilde kullanmadığını ve çakarlı araca yol vermek için uygun anı beklediğini belirtti. Ancak sağdan makas atarak önüne geçen aracın frene basıp zikzak çizdiğini, bu hareketlerin “kışkırtma amaçlı” olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Adli Tıp: Kusur yok, mahkeme: Dava var
Polatlı Başsavcılığı, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden olayla ilgili teknik bir değerlendirme istedi. Raporda açıkça, hâkimin “üzerine atfı kabil bir kusuru” olmadığı belirtildi. Ancak bu teknik rapora rağmen, savcılık “tanık beyanı”nı esas alarak Fendoğlu hakkında “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçlamasıyla 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
Tanıklar arasında Fendoğlu’nun yanında bulunan savcı M.C.Ç de vardı. Anlatımı hâkimle birebir örtüşüyordu: Yol verilmeye çalışıldığını, Dora’nın aracının makas attığını ve ardından savrulduğunu aktardı. Buna karşın, Dora’nın arkadaşı olan kadın sürücü N.K.İ ise tam tersine, çakarlı araca yol verilmediğini öne sürdü. Savcılık, bu ifadeyi esas aldı.
Çakarlı ayrıcalık mı, hukuk mu?
Şimdi, “kusuru yok” denilen bir kamu görevlisi, mahkeme salonlarında sanık sandalyesinde. Dosya, çakarın ve sirenin hukuk karşısında ne kadar etkili olduğuna dair ibretlik bir sınav gibi. Olayın siyasi boyutu, çakarlı aracın sahibinin milletvekili oluşu, ifadelere rağmen dava açılabilmesi gibi unsurlar, adaletin terazisini zorluyor.
Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren yargılamada asıl yanıtı aranansa şu: Tanıklara rağmen, teknik rapora rağmen, hâkimlik yapan bir yurttaş, sırf bir milletvekili geç kalmasın diye hapis tehdidiyle yargılanabilir mi?