AYM'den Erdoğan'ın yetkilerini sınırlandırma: Rektör atayamayacak, TCMB başkanını süresinden önce görevden alamayacak

AYM'den Erdoğan'ın yetkilerini sınırlandırma: Rektör atayamayacak, TCMB başkanını süresinden önce görevden alamayacak
Anayasa Mahkemesi, üniversite rektörlerinin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanmasını anayasaya aykırı buldu. Anayasa Mahkemesi ayrıca Erdoğan'ın TCMB başkanını süresinden önce değiştirme yetkisini iptal etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM) üniversite rektörlerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına ilişkin KHK ile yasa hükmünü ve Merkez Bankası başkanının süresi dolmadan önce değiştirme yetkisini iptal etti.

AYM, 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) bazı maddelerin iptali yönünde karar verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) AYM’ye yaptığı başvuru sonucunda AYM’nin aldığı kararda verilen gerekçede rektör atamalarında YÖK’ün aday gösterme yetkisinin yanı sıra rektör olarak atanabilmek için öngörülen profesör olarak en az üç yıl görev yapmış olma şartının da kaldırıldığı hatırlatıldı.

Gerekçede rektör atama konusundaki yetkinin sadece Cumhurbaşkanı’na verildiği ve rektör olarak atanmak için herhangi bir nitelik aranmadığı, bu durumda yöneticisi doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanan üniversitenin özerkliğinden söz edilemeyeceği belirtildi.

“Anayasa’ya aykırılık sorunu”

AYM’nin kararında söz konusu KHK’nin Anayasa’ya aykırılık sorunu bulunduğu ifade edildi.

AYM’nin kararında şu ifadelere yer verildi:

“Dava konusu kuralla YÖK’ün rektör atama sürecinde; devlet üniversiteleri yönünden aday gösterme, vakıf üniversiteleri yönünden mütevelli heyetinin teklifine olumlu görüş verme şeklindeki rolüne son verilmek suretiyle rektör atama usulü değiştirilmiş ayrıca atanma şartları, görev süresi gibi rektör atanmasına ilişkin hükümler madde metninden çıkarılmıştır.”

Kararda ayrıca “Devlet üniversitelerine rektör atanma şartlarında değişiklik öngören kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kalmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

AYM kararında, söz konusu iptal kararının ve diğer bazı iptallerin 12 ay sonra yürürlüğe gireceği de hüküm altına alındı:

“İptal edilmeleri nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu maddelere, fıkralara, bentlere, ibarelere ve kısma ilişkin iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak on iki ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.”

Anayasa Mahkemesi; Esas Sayısı : 2018/117; Karar Sayısı : 2023/212; Karar Tarihi : 7/12/2023 tarihli ve R.G. Tarih – Sayı : 4/6/2024 - 32566 Resmi Gazetede yayınlanan kararında şöyle diyor: "37. 151. maddesinin;
a. (h) bendiyle 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmasının Anayasa’nın mülga 91. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle,
b. (j) bendiyle 1211 sayılı Kanun’un 29. maddesinin ikinci cümlesinde yer alan “…ve meslekleri ile ilgili olarak en az on yıl çalışmış…” ve “…Başkan (Guvernör) ın önerisi üzerine müşterek kararla beş yıl süre ile…” ibarelerinin madde metninden çıkarılmalarının ve üçüncü cümlesinin yürürlükten kaldırılmasının Anayasa’nın mülga 91. maddesi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptallerine oybirliğiyle,"

AYM'nin TCMB Başkanı'na ilişkin verdiği kararı duyuran Avukat Mehmet Gün, "ekonomi yönetimine ve Merkez Bankasına iyi ve bomba Haber" diyerek duyurdu:

Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, Yetkin Report’ta yayınlanan yazısında ile bu durumu değerlendirdi.

Gün’ün değerlendirmesi şöyle:

“Recep Tayyip Erdoğan, 2017’de değişen anayasaya göre 24 Haziran 2018’de yeniden cumhurbaşkanı seçilerek tüm yürütme yetkilerini tek başına elinde topladı. Hazine ve Maliye Bakanlıklarını birleştirerek başına damadı Berat Albayrak’ı getirdi. İlaveten uyumsuz bulduğu Merkez Bankası başkanlarını değiştirmeye başladı. O günden beri ekonomi gittikçe kötüleşiyor. 2019’da Murat Çetinkaya’yı, 2020’de Murat Uysal’ı, 2021’de Naci Ağbal’ı görevden alarak yerine niyetlerini emir telakki eden Şahap Kavcıoğlu’nu atamasından sonra kötüleşme hızlandı. Erdoğan’ın bilimsel bir temeli olmayan ‘enflasyonun sebebi faizdir’ görüşü doğrultusunda Kavcıoğlu yönetimi; 1211 sayılı kanundaki fiyat istikrarını sağlama görevini açıkça ihlal ederek paramızın değerini hızla düşürdü. Artırması gereken politika faizini hızla düşürerek Eylül 2021’de yüzde 20 civarında olan enflasyonu yüzde 80’lere zıplattı. 2010’larda 15 bin dolara doğru yükselen kişi başı millî gelirimiz civarından 8 bin dolara, orta gelir seviyesinin alt sınırına doğru gerilemekte. Ucube Kur Korumalı Mevduat (KKM) sahiplerine milletin cebinden yüz milyarlarca TL verilirken, bütçede oluşan açığı kapatmak için deprem bahanesi ile iğneden ipliğe her şeyin vergisi artırıldı.”

“Bu hızlı kötü gidişin temel sebebi tek sebebi cumhurbaşkanının tek başına hükümet olması değil. Asıl sebep, Binali Yıldırım hükümetinin çıkardığı anayasa’a aykırı 703 sayılı KHK, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve Erdoğan’ın anayasa ile sınırlanmamış olmasıdır. Şöyle ki önce Yıldırım hükümeti TCMB başkanının 5 yıl süre için seçileceğine dair kanun hükmünü 9 Temmuz 2018 tarihinde, anayasaya aykırı olarak iptal etti. Yaratılan boşluğu Erdoğan, 10 Temmuz 2018 tarihinde kendi kendisine TCMB Başkanı’nı görevden alma ve atama yetkisi vererek, anayasanın 104. maddesine aykırı olarak yetki gaspı suretiyle doldurdu. Böylelikle Anayasa’a aykırı KHK ve kararname ile Erdoğan, TCMB’nin para politikasını, faiz konusunda sığ ve isabetsiz dini inancına dayalı bilime aykırı kişisel tercihine göre yönlendirme imkanına kavuştu

İptal kararı ile Anayasa Mahkemesi’nin Merkez Bankası’na bağımsızlığını geri verdiğini belirten Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Av. Mehmet Gün, “Karar herkesin canını yakan enflasyonla mücadelede Merkez Bankası’nın elini güçlendirecek, hükümetin ekonomi politikalarının daha gerçekçi olmasına yardımı olacaktır. Anayasa Mahkemesi kararı daha birçok konuda cumhurbaşkanını anayasa ile sınırlandırmaktadır. Bu hukuk ve anayasa zaferi ülkemize hayırlı olsun”

Öne Çıkanlar