Adli Tıp Uzmanından, Garipoğlu'nun mezarının açılması yorumu: 'Kesin sonuç elde edilebilir'
Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu’nun mezarı, Karabulut ailesinin, ‘Garioğlu’nun kaçırılmış olabilir’ şüphesine istinaden mahkeme kararı ile DNA eşleşmesi yapılmak üzere açıldı.
Gazete Duvar’dan Tuğba Özeri’in haberine göre; Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu üyesi, adli tıp uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer, Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nun mezarının ölümünden 10 yıl sonra açılmasını değerlendirdi.
Adli tıpla ilgili süreçlerde değerlendirme yapmak için tüm verilere hakim olmak gerektiğinin altını çizen Biçer, somut değerlendirmenin Adli TIP Kurumu'nun incelemesi sonrası elde edilecek belgeler üzerinden yapılabileceğine vurgu yaptı.
‘Fosillerle ilgili DNA’nın elde edildiğini biliyoruz’
Alınan DNA örneğinden kesin sonuç almanın mümkün olduğunu söyleyen Biçer, "DNA'dan net sonuç almak mümkün. Bakıldığında yıllar sonra yapılan örneklemelerle DNA profilleri çıkarılabilir hatta fosillerle ilgili DNA'nın elde edildiğini biliyoruz. Cem Garipoğlu örneğinde dışardan anlaşıldığı kadarıyla topraktan örnek alınmış, cenaze olduğu gibi çıkarılmış. Burada yalnızca DNA üzerinden değil, muhtemelen kemiklerdeki diğer bulgular ve antropometrik ölçümler yaparak da kişinin kimliğiyle ilgili çok yönlü değerlendirmeler yapılacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu.
Prof. Dr. Biçer, Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir'in "kefen yoktu" açıklamasına ilişkin ise, "Kefen yok da olabilir kala da bilir. Bu toprağın, kefende kullanılan maddenin, cesedin gömüldüğü yerin iklim özellikleriyle ilgilidir. Kefeni, çıkarılan toprağın rengiyle uyumlu hale gediği için bulamamış da olabilirler. Adli Tıp incelemelerini beklemek gerekiyor" dedi.
Biçer 4 soruya dikkat çekti: Örnekler usulüne uygun alındı mı?
Adli Tıp Kurumu'nun yapısında yaşanan değişimleri ve güvenirliğini de değerlendiren Biçer şunları söyledi: "Adli Tıp Kurumu eskiden beri resmi bilirkişilik anlamında sıkıntılar yaratan bir yapılanma. Ancak incelemeler boyutunda kendi standartlarını korumak, uluslararası akreditasyonu sürdürmek üzerinden bu çalışmaları mevcut bilimsel kurallara göre yapmaya özen gösteriyor. Adli Tıp daha çok yorum konusunda bizim açımızdan sıkıntı yaratan sonuçlar veriyor. Belediye görevlilerinin mezarı kazdığı söyleniyor.
Burada şu sorular önemli:
1 - Olay yerinde kaç adli tıp uzmanı, adli antropolog vardı?
2 - Varsa onların bu konudaki deneyimi nasıldı?
3 - Orada görüntüleme yapıldı mı?
4 - Örnekler usulüne uygun alındı mı?
Bunları bilmiyoruz. Ama adli tıp ekibi devreye girdiği zaman orada çalışan uzman arkadaşların bu konularda titiz olduklarını, bilimsel standartlara göre hareket ettiğini söyleyebilirim."
Kaynak:Gazete Duvar, Alıntı