Meriç Nehri, son 5 yılın en düşük seviyesinde akıyor
Edirne'de mevsim yağışlarının azalması ile tarım arazilerini sulayan önemli su kaynaklarından Meriç Nehri'ndeki su, son 5 yılın en düşük seviyesinde akmaya başladı. DSİ Edirne 112'nci Bölge Müdürlüğü verilerine göre, 5 yıl önce aynı dönemde 158 metreküp/saniye ile akan nehirde debi, bu yıl 54 metreküp/saniyeye geriledi. Meteoroloji Mühendisleri Odası Edirne Temsilcisi Bilhan Dalkılıç, "Bu artık bizim olağan bir durumumuz oldu. Bu durumda artık uyum sağlayıp, tedbirler almaktan başka çaremiz yok. Üretici de bu durumu öngörüp, planlı davranmalı" dedi.
Son yılların en sıcak yazının hissedildiği Edirne'de termometreler 40 dereceyi görürken, kavurucu hava ve yağış eksikliği nehirleri de etkiledi. Bölgenin can damarı konumundaki su kaynaklarından Meriç Nehri, kış ve ilkbahar aylarında yetersiz kalan yağışların ardından son 5 yılın en düşük seviyesinde akmaya başladı. Kentte 2018 yılının aynı döneminde 158 metreküp/saniyeyle akan nehir, bu yıl 54 metreküp/saniyeye geriledi. Nehirden ürününü sulamak amacıyla yararlanan Karaağaç Mahallesi'ndeki üreticiler ise su seviyesinin düşüklüğünden dolayı tedirginlik yaşamaya başladı.
"Maksimum sıcaklık 90 yılın ortalamasının üstüne çıktı"
Edirne'de 1930 ile 2023 yılları arasındaki 90 yıllık süreçte maksimum sıcaklık ortalamasının 37 derece olduğunu, bunun bu yıl 40 derecenin üstüne çıktığını kaydeden Meteoroloji Mühendisleri Odası Edirne Temsilcisi Bilhan Dalkılıç, "Eğer bir bölgede maksimum sıcaklık değeri ortalamanın, Edirne'de olduğu gibi 37 derecenin 5 derece üstüne çıkıyorsa ve bu sıcaklık değeri 5 gün devam ediyorsa; bu artık sıcak hava dalgası olarak değerlendirilir. Bölgemizde temmuz ayı içerisinde özellikle Güneydoğu'dan gelen Basra alçak basınç merkezinin etkisiyle sıcaklık değerleri yükselmiştir. Buna yine son dönemde Kuzey Afrika'dan gelen sıcaklıkların da etkisiyle sıcaklık dalgaları, yaşam kalitesini negatif yönde etkilemiştir" dedi.
"Kırsaldan kente göç, ısı artışına neden oldu"
Kırsaldan kente göçün artmasıyla 'kentsel ısı adası' olarak adlandırılan kentsel ısılarda artış meydana geldiğini belirten Dalkılıç, "Nüfusun kırsal kesimden şehirlere hareket etmesiyle beraber şehirlerde nüfus artmıştır ve kentler üzerinde artı ısı artışı meydana gelmiştir. Bunun sebebi; asfaltların gündüz güneşten gelen ultraviyole ışınlarını emmeleri, bunu yaz gecelerinde ise salmalarıdır. Şimdi hiçbirimiz çok rahat uyuyamıyoruz. Gündüz asfalt ve beton bunu emiyor, gece ise ısı 20 derecenin altına düşmesi beklenirken 25-30'larda seyrediyor. Çoğumuz uyuyamıyoruz ve işimize rahat şekilde gidemiyoruz" diye konuştu.
Sıcak hava dalgasından, bu dönemde nehirlerin de etkilendiğini belirten Dalkıran, "Meriç Nehri Bulgaristan'daki Riva Dağları'ndan doğduktan sonra 300-400 kilometre sonra şehrimize intikal etmekte ve şehir merkezinden geçmektedir. Ancak bu nehrin membasındaki depolama faaliyetleri bizimle ilgili olmadığı için bunun planlamasını rahatça yapamıyoruz; çünkü uluslararası bir su kaynağı. Meriç Nehri'ne ne kadar su gelirse razı oluyoruz. Şu an gördüğünüz gibi 40 metreküp civarında. Aşağı doğru su kullanımları devam ediyor, çeltikçilerimiz su kullanıyorlar. Ama tabi iklim değişikliği nedeniyle bugünden güne daha da azalıyor; Meriç Nehri'nin debisi, bu da tabi sıkıntılar yaratıyor" dedi.
"Üretici planlı davranmalı"
Üreticinin sıcak hava dalgasını da göz önünde bulundurup, planlı ekim yapması gerektiğini söyleyen Dalkılıç, "Suyun kıymetini anlamamız lazım çünkü bundan sonra hep böyle olacak. Bu artık bizim olağan bir durumumuz oldu. Dünyayı aslında insanlar bu hale getirdik, bunun da tedbirini daha da kötü olmaması için almamız gerekiyor. Bu durumda artık uyum sağlayıp, tedbirler almaktan başka çaremiz yok. Üretici de bu durumu öngörüp planlı davranmalı. Su kayıpları risktir. Bu suya kıştan bakıp, yazın böyle bir tabloyla karşılaşıldığı zaman çiftçi sıkıntı yaşayacaktır" diye konuştu.
"Vatandaş sulamada sıkıntı yaşamaya başladı"
Karaağaç Mahallesi muhtarı Agah Korkan da bölgede yaklaşık 13 bin dekar ekili alan olduğunu ve kentin sebze ve meyvesinin buradan yetiştiğini söyledi. Sıcak havanın, nehir seviyesinde düşüşe neden olduğunu ve üreticinin tedirginlik yaşadığını kaydeden Korkan, "Karaağaç'ta yaklaşık 13 bin dekar ekili alan var. Edirne'nin sebzesinden meyvesine her ürünü burada yetiştiriliyor. Havalar biliyorsunuz son dönemde aşırı sıcak seyretmeye başladı, neredeyse 41-42 dereceleri görmeye başladık. Bu sıcak havada da dolayısıyla suyun buharlaşması çok doğal. Uzun zamandan beri de yağmur yok. Sulamada vatandaşlar sıkıntı yaşamaya başladı, kuyularında su seviyeleri de düşmeye başladı. Tabi bu insanlar çiftçi, üretirlerse kazanacaklar, onlar kazanırsa vatandaş da kazanacak. Dolayısıyla su olmazsa olmazımız burada bizim" dedi.
Kış ayının yağmur ve kar olmadan geçtiğini hatırlatan Korkan, "Kışın ne yazık ki yağmur ve kar olmadan geçti. Mart ve nisan ayında biraz yağmur yağdı ondan sonra yine kuraklık devam etti. Bunda aslında şunun da etkisi var, etrafta ağaç bırakmadık. Daha fazla ağaçlandırma yaparak bu mevsimsel geçişleri de dengeleyebiliriz ki; yağmur gelsin" diye konuştu.
"Bulgar hükümetiyle konuşulup su salınımı yapılabilir"
Meriç Nehri'nde benzer su düşüşünün daha önce de yaşandığına dikkat çeken Korkan, şöyle konuştu:
"Bundan 2-3 yıl önce yine Meriç Nehri kurumuştu ve aynı sorunu yaşamıştık. Devlet büyükleri o zaman Bulgaristan'la oturdular ve ortaklaşa bir karar aldılar, barajlardan su saldılar ve vatandaş rahat etti, çeltik tarlaları sulandı. Şimdi de aynı şekilde Bulgar hükümetiyle görüşülse biraz daha su salınsa çok iyi olur. Bu su yükselir, çeltik tarlası sahipleri çok rahat eder."
"50 yıldan beri üreticiyim, böylesini görmedim"
Bölgede üreticilikle uğraşan Yavuz Sekirden de tarlalarını sulamakta kullandıkları kuyularında su kalmadığını söyledi. Sekirden, "Kuyularımızda ne yazık ki su yok. Yağmur olmayınca, sıcak hava da bastırınca sularımız azaldı. Kuyularımızdan su çekemez hale geldik. Bu durum bizi çok etkiliyor. Dolayısıyla su bulmak için 1-2 metre daha aşağıya inmeyi düşünüyoruz, o da maliyeti arttırıyor. 72 yaşındayım, aşağı yukarı 50 yıldan beri çiftçilik yapıyorum ama bu seneki gibi kuraklık görmedim. Yağış yok, ondan kaynaklanıyor sanırım. Etrafımızda, Balkanlar'da da yok. Bölge zaten kış yağışını alamadı, kaldı ki kış göremedik. Bu durum bize ekonomik olarak kötü yansıyacak, maliyetimiz artacak" diye konuştu. (DHA)