Dolar Asya’da patladı

Dolar Asya’da patladı
Merkez Bankası Başkanı’nın değişiminin ardından, Asya piyasalarının açılması ile döviz kurunda artış yaşandı. Uzmanlar, dalgalanmayı; Merkez Bankası Başkanı’nın Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmasına bağladı....

Merkez Bankası Başkanı’nın değişiminin ardından, Asya piyasalarının açılması ile döviz kurunda artış yaşandı. Uzmanlar, dalgalanmayı; Merkez Bankası Başkanı’nın Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmasına bağladı. Dolar/TL kuru yüzde 15'den fazla yükselişle, 8,52 seviyesinin üzerini gördü.
Ekonomi yazarı Uğur Gürses, “Yıllık 2 puanlık faiz artışını beğenmezken, ilk geçen fiyatlara göre yüzde 15 artmış oldu. Tam da şimdi o manşeti atmak lazım; ‘paramıza bu operasyonu kim çekti.”
Ekonomist Özgür Demirtaş, “Merkez bankacılığı siyasetçilerin yönetebileceği bir şey değildir. Faizin bugün yüksek olmasının nedeni geçmişte yapılan hatalardır. Türkiye’nin bir an önce liyakata dönmesi lazım, işi bilene vermesi lazım. Eğer faizin enflasyonun sebebi olduğunu düşünüyorsanız, yüzde 10 indirin faizleri. İndiremezsiniz. Bunun için elinizde dolar rezervlerinin olması lazım. İnanmadığınız şeyleri söylememelisiniz.” dedi.
Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara, “Neden sessiz kaldığım soruluyor. İnanın içimden bir şey söylemek gelmiyor. Bütün kariyerimi verdiğim kurumum ve çalışma arkadaşlarım adına üzgünüm. Ülkem için çok ama çok üzgünüm" ifadelerini paylaştı.
‘Faiz yok, döviz rezervi yok’
Ekonomist Emin Çapa, “Asya piyasaları açıldı, TL meydan savaşları başladı. Yeni başkanın en büyük sorunu, piyasayayı sözel olarak yönlendirme imkanı olmaması. Faiz silahı da yok. Geriye sadece likidite ve döviz satışı kalıyor. Net döviz rezervi de yok. Ama zaten, başkan, yazılarında ‘önemli olan brüt rezerv’ diyordu” dedi.
Eninde sonunda
kur krizi
Ekonomist Evren Devrim Zelyut ise “Erdoğan ve ekibi deneme yanılma ile ekonomi politikası yaptığı için şimdi artan kuru görüp yarın büyük ihtimalle politikalarda devam mesajı verip kur krizini engellemeye çalışacaklardır. Ancak sıkıntılı konu reformların fos çıkması ve buna bağlı dış güvenin hızla aşınması Türkiye’yi orta vadede eninde sonunda bir kur krizi ile karşı karşıya bırakacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Akıl dışılık’
Ekonomist Mahfi Eğilmez, “Akıl Dışılık Tuzağı” başlıklı yazısında; “Rasyonel adımlar atılarak, riskler düşürülmeye çalışılmazsa ne kurların yükselmesi ne de faizlerin yükselmesi önlenemez” ifadelerini kullandı. Eğilmez, “Türkiye, istikrarsızlığı istikrarlı hale getiren, irrasyonelliği rasyonelleştiren bir yapı içinde görünüyor. Bu durum, tıpkı yastık altı altın ve döviz varlığı gibi ülkeyi krizlerde esnek bir konuma getiriyor gibi görünse de aslında ülkenin ileri gitmesinin önündeki en önemli engeli oluşturuyor” değerlendirmesini yaptı.

Ali Babacan’dan Erdoğan’a: Kendisini Merkez Bankası başkanı olarak atasın

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Merkez Bankası başkanlarının hızla değiştirilmesini, “istikrarsızlık kaynağı” olarak yorumladı. Erdoğan’a seslenen Babacan, “Hiç uğraşmasın böyle. Kararname ile, ‘ben Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı Merkez Bankası Başkanı olarak görevlendirdim’ der ve geçer işin başına, kendi yapar. ‘İndir faizi yükselt faizi’ der” dedi.

‘TL’nin batışını izlettirecekler’

Merkez Bankası Başkanı’nın Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınması ile gözler piyasalara çevrildi. Piyasalarda yaşanacaklara dair değerlendirmeler yapan ekonomi uzmanları, karamsar bir tablo çizdi.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun para politikası kurulu toplantısının olağan toplantı takvimine işaret eden açıklamasını, “Yeni başkana piyasalar hala kapalıyken ‘faizleri yarın indirmeyeceğiz, nisanda olağan toplantıyı bekleriz’ açıklaması yaptıran politika” sözleri ile değerlendiren ekonomist Ozan Gündoğdu, “Pazartesiden bu kadar korkuluyorsa bu nane neden yendi?” sorusunu yöneltti. Gündoğdu, ayrıca; “Yeni Başkan Kavcıoğlu’nun faizleri düşüreceği belli. Ancak Merkez’in ikinci bir ‘düşük faiz politikasını’ finanse edecek kaynağı yok. Ya kaynak yaratacaklar ya da TL’nin batışını izlettirecekler” ifadelerini kullandı.
Çiller dönemi örneği
Merkez Bankası’nın eski başkan yardımcısı İbrahim Turhan, eski Başbakan Tansu Çiller’in yüksek faiz sorununu çözmek için, piyasadan borçlanmak yerine, Merkez Bankası’na para bastırmak ve avans kullanmak yolunu seçtiğini aktardı. Turhan, dönemin Merkez Bankası yönetiminin bu yöntemi kabul etmediğini ve görevden ayrıldığını anımsattı.
IMF vurgusu
Tüm bunlar üzerine, panik havasının hızla yayıldığını, döviz rezervlerinin eridiğini ifade eden Turan, “Hükümet; olağanüstü yüksek vergiler getirdi ve IMF ile 14 aylık stand-by anlaşması yapmak zorunda kaldı” ifadelerini kullandı. Turan, “Yüzde 70’e yakın enflasyon varken yüzde 90 faizi yüksek bularak bunu talimatla düşüreceğini sanan hükümet, 1994 yılında, yıllık ortalama yüzde 106 enflasyonla ortalama yüzde 150 faizle borçlanmak zorunda kaldı. Bu arada döviz kuru yüzde 170 arttı.” dedi.
Türkiye’nin dışa kapanmasının ya da AB başta olmak üzere dünya ile serbest ticaret yapmaktan vazgeçmesinin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığını belirten Turan, Dolayısıyla, geçmişte birçok örnekte olduğu gibi sonunda gereken neyse yapılacak, gerçek kendisini kabul ettirecek. 3 vakte değilse 5 vakte kadar. Sadece ne yazık ki daha kötü bir denge düzeyinde olacağız” ifadelerini kullandı.

Düşük enflasyon olağan PPK toplantısı

Görevinden alınan Naci Ağbal’ın yerine atanan, yeni Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, piyasalara ilk mesajını verdi. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama hedefi doğrultusunda para politikası araçlarının etkin bir şekilde kullanılmaya devam edileceğini belirtti.
Kavcıoğlu; enflasyondaki gerilemenin, ülke risk primlerindeki düşüş ve finansman maliyetlerindeki kalıcı iyileşme yoluyla makroekonomik istikrarı olumlu etkileyeceğini belirtti. Yine, gerilemenin; yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı artırıcı sürdürülebilir büyüme için de gerekli koşulların oluşmasına katkı sağlayacağını vurguladı.
Öngörülebilirlik vurgusu
Para Politikası Kurulu toplantılarının, daha önce ilan edilen takvime uygun şekilde yapılacağını ifade eden Kavcıoğlu, iletişim kanallarının da şeffaflık ve öngörülebilirlik ilkeleri doğrultusunda etkin bir şekilde kullanıcağını belirtti.
Genel Müdürlerle toplantı
Kavcıoğlu, ilk iş olarak da durum değerlendirmesi yapmak için banka genel müdürleri ile toplantı yaptı.

Öne Çıkanlar