Boykottan beter: Üreten biziz ama kazanan Mısır
Büyük firmalar üretimi Mısır’a, Bangladeş’e kaydırıyor. Türkiye ise numune merkezi olmaya razı ediliyor.
“Bugün gömlek dikiyoruz, yarın iş olmayabilir”
İstanbul Beyoğlu’ndaki küçük bir atölyede BirGün'den Ebru Çelik'e konuşan Erol Aslan, sektörün geldiği noktayı özetliyor: “Eskiden makineler geceye kadar çalışırdı. Şimdi bazen açmıyoruz bile. Üretim var gibi görünüyor ama aslında gün kazanamadan geçiyor.”
Kazanan: Mısır. Kaybeden: Türkiye
Erol Aslan, artık Türkiye’de sadece koleksiyonların hazırlandığını, gerçek üretimin Mısır gibi düşük maliyetli ülkelere aktarıldığını söylüyor: “Parça burada tasarlanıyor, ustabaşı bile yurt dışına gönderiliyor. Üretim orada yapılıyor, burada satılıyor. Bizim emeğimizle başka ülkeler zenginleşiyor.”
Krizin üç temel nedeni
Aslan’a göre sektörü sarsan başlıca üç sorun var:
Üretim maliyetleri: Kumaş, işçilik, elektrik, kira… Her şey fahiş. Küçük atölyeler bu yükün altında eziliyor.
Kur baskısı: Hammadde dövizle, ama satışlar dövize ayak uyduramıyor. Aradaki farkı üretici ödüyor.
Talep daralması: İç piyasa durgun, tüketici harcamıyor. Büyük firmalar da üretimi yurt dışına taşıyor.
İş gücü Suriyeli, Afgan, Afrikalılara kaldı
Sektörün başka bir sorunu ise iş gücündeki dönüşüm. Genç Türkler sektörden uzaklaştı, yerlerini Suriyeli, Afgan ve Afrikalı işçiler aldı. Aslan, “Biz ustalığı çıraklıktan öğrenirdik. Şimdi sadece makine bilen işçiler var. İşin ruhu kayboldu” diyor.
Mağaza açmak hayal
Erol Aslan’ın çizim defterinde onlarca tasarım var ama hiçbiri üretilemiyor. “Üretim çok pahalı. Bir tasarımı dikmek bile lüks. Hayal kuruyorsun ama hayal olarak kalıyor” diyor. Kendi markasını kurma hayalini ise şimdilik rafa kaldırmış: “Mağaza açmak hayal. Ama hâlâ tekstili seviyorum.”
"10 yıla küçük atölye kalmaz"
Aslan, son sözünü umutla değil endişeyle söylüyor: “Bu gidişle 10 yıla kalmaz küçük atölye kalmaz. Sadece büyük fabrikalar ayakta kalır. Türkiye tekstildeki avantajını kaybediyor. Bugün varız, yarın belki yokuz.”
Kaynak:Alıntı