Bilge Yılmaz: Erdoğan kazanırsa Latin Amerika ekonomisi bizi bekliyor
İYİ Parti'nin Hazine Bakanı adayı olarak tanıtılan Bilge Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kazanması durumunda Türkiye ekonomisinden nelerin olabileceğini yorumladı. Yılmaz, "Tayyip Bey’in seçimi kazanması halinde Türkiye sonbahar gelmeden, gaz mı alır petrol mü alır, gıda mı alır, yoksa ara malı mı alır kararını vermesi gereken bir noktaya gidiyor. Türkiye’nin yeri Latin Amerika’nın yıllardır çamurda sürünerek ilerlediği bir yere oturacak" dedi.
İYİ Parti'nin Hazine Bakanı adayı olarak tanıtılan Bilge Yılmaz, iktidar değişikliği halinde bürokraside çalışmaya devam edecekleri isimleri belirlediklerini söyledi. Bazı ekonomi bürokratlarının çok zenginleştiğini belirten Yılmaz "Kaçacaklar" ifadesini kullandı.
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Yılmaz, dün (25 Nisan) Ankara’da bir grup gazeteciyle sohbetinde, ekonomide Türkiye'yi nasıl bir geleceğin beklediğini anlattı.
Yılmaz'ın, ekonomi yönetiminde söz sahibi olması durumunda 'kimlerle çalışmayacağını'nın tarifini verirken Ali Babacan'ı işaret etmesi de dikkat çekti.
Toplantıda bulunan gazeteciler Çiğdem Toker ve Murat Yetkin'in köşe yazılarında aktardığına göre, Yılmaz'ın verdiği mesajlar şöyle:
MERKEZ BANKASI VE BDDK BÜROKRATLARI ÇOK ZENGİNLEŞTİ
14 Mayıs akşamı seçimi kazandık Kemal Bey Cumhurbaşkanı seçildi ama henüz mazbatasını almamış, hiçbirimiz bakan değiliz. Baskı rejimini kuranlar, değişik nedenlerle 15 Mayıs sabahı onu uygulamak istemeyebilirler, değişik nedenlerle. Bürokratlar gerekenleri yapmayabilir. Bazı bürokratların, özellikle Merkez Bankası ve BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) bürokratlarının ben yurtdışına kaçacağını düşünüyorum. İsim isim biliyorum ama paylaşamam. Durmak istemeyeceklerdir çünkü bu insanlar çok zenginleştiler.
DOLARA KARŞI ÇOK BÜYÜK BİRİKMİŞ TALEP VAR
Baskı rejimi sona erdiğinde Merkez Bankası bürokratları arka kapıdan dolar satmaya son verebilir. Zaten böyle bir talebi karşılayacak durumda da değiller. Güven ortamı kalmadı. Dolar, kanuni olmaya yollarla Merkez Bankası ve BDDK eliyle tutulmaya çalışılıyor. Piyasadaki hiçbir şey gerçek fiyatında değil. Dolara karşı çok büyük birikmiş bir talep var. Şirketler dolar alamıyor. Alabileceklerini gördükleri zaman hücum edecekler. Şu an doların satıcısı bir tek Merkez Bankası. Rezervler hızla azalıyor. Aynı şey ama tersinden Hazine bonolarında iç borçlanma kağıtlarında olacak. Çünkü bankalar onun da fiyatı düşmeden satmak isteyecekler. Onun da hiç alıcısı yok.
EN GEÇ 8 MAYIS'TA TEDBİRLER AÇIKLANMALI
Bu durumda dolar ve faiz beklenebilecek düzeylerin üstüne yükselebilir. Bu nedenle seçimden bir hafta önce, yani en geç 8 Mayıs’ta liderler makro ihtiyati tedbirleri açıklamalı.
DOLARIN KONTROLDEN ÇIKMASINA ENGEL OLMAMIZ LAZIM
Endişe edilecek bir durum yok. (…) Şeffaf bir politikayla baskı rejimi kurallarının nasıl kaldırılacağını tek tek açıklayacağız. Çünkü 15 Mayıs sabahı piyasa açılmadan önce ‘Yol haritamız var’ diyerek doların kontrolden çıkmasına engel olmamız gerekiyor.
ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİMİZ BÜROKRATLARI BELİRLEDİK
Şu anda bürokraside yer alıp, bizim de çalışmak isteyeceğimiz arkadaşları belirledik. Bize ulaşmaya çalışıp bize geçmek isteyenler de var ama ben bir bürokratın gidip siyasi partilere başvurmasını yanlış buluyorum. Böyle yapanlar şanslarını azaltıyor.
KADROLAŞMA ÇOK VAHŞİ OLDU
Adam 55 yaşında daire başkan yardımcısı ama amiri 35 yaşında çünkü AKP’li. Merkez Bankası'nda, Hazine'de, BBDK’de ne yaparsanız yapın AKP’li değilseniz en fazla daire başkanlığına çıkabilirsiniz. Kadrolaşma çok vahşi oldu.
IMF İDDİASI
IMF’nin dört görevi var: Uzmanlık, para, kredibilite ve güven, uygulama. Tayyip Bey’in dördüne de ihtiyacı var. Bizim bunların hiçbirine ihtiyacımız yok. Şu an IMF’nin yarardan çok maalesef zararı olur. Biz IMF’siz çalışmak istiyoruz. Onu yapacak gücümüz var.
ERDOĞAN KAZANIRSA LATİN AMERİKA EKONOMİSİ BİZİ BEKLİYOR
Tayyip Bey’in seçimi kazanması halinde Türkiye sonbahar gelmeden, gaz mı alır petrol mü alır, gıda mı alır, yoksa ara malı mı alır kararını vermesi gereken bir noktaya gidiyor. Ortodoks politikalara dönmek isteyecek ama bunu yapabilecek kadroları yok. Güven de vermedikleri için Türkiye’nin yeri Latin Amerika’nın yıllardır çamurda sürünerek ilerlediği bir yere oturacak.