Lüks otel zinciri, Karaköy sahiline havuz yaptı, halkın erişimini engelledi
Kamuya ait Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’nin İstanbul’daki Galata Köprüsü tarafında kalan sahil alanını Le Vapeur Magique isimli şirketin boğaz turu yapan vapuru “Özel rıhtım” olarak vermesi üzerine, bölgede yaşanan kıyı işgalleri yeniden gündeme geldi.
Şirketin alana kurduğu yapılar CHP’li Beyoğlu Belediyesi tarafından kaldırıldı. Ancak alanda yıllardır yapılan tüm itirazlara karşın Galataport ve Hong Kong merkezli bir otel bulunuyor.
Denize sıfır lüks otel
Doğuş Grubu’na ait Galataport’a karşı başta Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) olmak üzere birçok dava açıldı. Ancak bölgenin hem siluetini hem kültürel hafızasını yok ettiği belirtilen yapı alana dikildi. Bununla birlikte “İstanbul’un sahilini halka açıyoruz” ve “Deniz Senin, Şehir Senin” sloganları kullanılmasına karşın bölgeye hem lüks cruise gemileri yanaştı hem de hemen yanına otel yapıldı.
Cumhuriyet'ten Şeyda Öztürk'ün haberine göre Hong Kong merkezli lüks otel zincirine ait otel, Galataport’un içerisine yapılarak sahili kapattı. Kanunlara göre halkın kullanımına açık olması gereken alana havuz yapıldı. Denize sıfır olan proje Ocak 2023’te hizmete başladı. Otel ayrıca bölgedeki Merkez Han, Karaköy Yolcu Salonu ve Çinili Han olarak bilinen tescilli binalara yapıldı. Bu binalar da Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından kullanıldıktan sonra, ihaleyle özelleştirilmişti.
Özelleştirme İdaresi ihale etti
Şu an Galataport olan ve Karaköy’den Tophane’ye kadar uzanan 1200 metrelik sahil şeridi, 16 Mayıs 2013’te Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihale edildi. Doğuş Holding, 702 milyon dolarla ihaleyi kazandı. Doğuş bu ihaleyle bölgenin 30 yıllık işletmesini aldı.
"İlkelere uymuyor"
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan eski TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, projenin anayasaya da aykırı olduğunu söyledi. Giritlioğlu, “Kıyılar kamusal alanlardır. Ancak Türkiye’de uzun zamandır ‘yarı kamusal alan’ adında bir kavram türedi. Bu kavramla birlikte alanlarımız bu hale geldi” dedi. Giritlioğlu, “Bu projeler yapılırken ‘Herkes girebiliyor’ dendi. Ancak hepsinin kendi kuralları var. Özelleştirme, alan çevirme ve işgal kapsamında kıyı şeritleri parça parça gitti. Liman ve Karaköy etrafında oluşturulan bir bütün vardı. Bütün bu hikâye, bu yapıların gelmesiyle ortadan kalktı, kimlik değişti. Bölge, olmaması gereken bir yere evrildi. Bunu kabul etmek mümkün değil. Biz zamanında birçok dava açtık ama hepsi politik. Davalarda istediğimiz sonuçları alamıyoruz. Yaptıkları meslek ilkeleriyle örtüşmüyor” diye konuştu.