Dünya Arı Günü nasıl doğdu?

Dünya Arı Günü nasıl doğdu?
Dünya Arı Günü, arı ve yaşam arasındaki bağın önemine dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ila edildi. Yaz mevsiminin yaklaştığı ve arı popülasyonlarının doğaya akın ettiği 20 Mayıs günü kutlanıyor.

Bu tarihin Dünya Arı Günü ilan edilmesinde, modern arıcılığın babası olarak bilinen Slovenyalı Apiarist Anton Janša’nın doğum günü olması temel nedeni oluşturuyor. Bunun özel bir gün olarak kutlanmaya başlamasında ise 2030 yıl bitimine kadar ulaşılması amaçlanan BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri önemli bir rol oynuyor. Bu evrensel eylem çağrısı, ekosistemin ve biyolojik çeşitliliğin korunması adına tüm ülkeleri harekete geçmeye davet ediyor. 20 Mayıs’ın Dünya Arı Günü olarak kutlanması; 20 Aralık 2017 tarihinde düzenlenen BM Genel Kurulu toplantısında oy birliği ile kabul edildi. Arı ve insan yaşamının tüm alanlarda sıkı bir bağa sahip olmasından hareketle Kurul’da sunulan karar tasarısı, 115 ülkenin ortak katılımıyla büyük bir destek gördü. 2021’de dördüncü kez kutlanan 20 Mayıs Dünya Arı Günü, hemen hemen tüm ülkelerde her yıl daha büyük organizasyonlarla kutlanmaya devam ediyor. Arılar besinlerini elde etmek amacıyla çiçekten çiçeğe gezerken, aynı zamanda bitkilerdeki tozlaşmaya da aracılık ediyor.

Hatta yeryüzündeki polen alışverişinin büyük çoğunluğunu sağlayarak, ekosistemin devamlılığında en kritik rolü oynuyor. Arıların tüm bu faaliyetleri, insanlar tarafından en sık tüketilen besinlerin yüzde 70’inin üretilmesini sağlıyor. Bu da tükettiğimiz hemen her öğünü arılara borçlu olduğumuz anlamına geliyor. Arıların yok olması durumunda, bitkilerin tozlaşmasında yüzde 80’e kadar azalma olacağı tahmin ediliyor. Bu da çiçekli bitkiler (meyve, sebze vb.) başta olmak üzere pek çok flora üyesinin, soylarının hızla tükeneceğini gösteriyor. Bitki soyları bu denli tükendiğinde, yeryüzündeki doğal yaşamın yanı sıra insan hayatında da olumsuz yönde büyük değişimlerin olacağı kaçınılmaz görünüyor. Kısacası; bu yönden bakıldığında arı kelimesinin karşılığını hem “saflık” hem de “hayat” oluşturuyor!

Arıları nasıl koruyabiliriz?

Ev ve bahçelerde böcek ilacı kullanımı azaltılmalı.

Plansız şehirleşmenin önüne geçilmeli ve doğal alanların korunması sağlanmalı.

Tarımda zirai ilaçlama azaltılmalı ve iyi tarım uygulamaları yaygınlaştırılmalı.

İklim değişikliğine karşı ülke çapında stratejik önlemler alınmalı.

Yeni nesillerde doğa bilincinin yerleşmesi amacıyla programlar ve etkinlikler düzenlenmeli.

Arıcılık faaliyetleri için daha fazla teşvik oluşturulmalı.

Tarım ve peyzaj alanlarının yanı sıra mülklere ait bahçelerde ve balkonlarda da arıların faydalanabileceği çiçekli bitkilerin ekimi yaygınlaştırılmalı.

Toplumdaki arı korkusunun yenilmesi adına kamu, arıların savunma mekanizmasına dair daha çok bilinçlendirilmeli.

Öne Çıkanlar