Akşener, onlarca kurşunu yere fırlattı ve Erdoğan'a sordu: Bizi bunlarla mı korkutacaksın?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Beni kendisiyle uğraştırmasın” sözlerinin ardından partisinin il başkanlığına sıkılan kurşunla ilgili “inşaat bekçisi hırsızları kovalıyordu” açıklamasına ikna olmadıklarını belirtti. Akşener, hedef alınmasıyla ilgili tepki gösterdiği Erdoğan’a kürsüden seslenerek kurşun fırlattı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yanında getirdiği kurşunları kürsüden fırlatarak AKP’li Cumhurbaşkanı’na Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Akşener, partililere hitaben, “Soruyorum sizlere! Bunca engeli, aştıktan sonra; Şimdi bize, bu kurşun mu dur diyecek? Söyleyin! Sinan Ateş durdu mu? Bunca tehdide, direndikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu korkutacak?” diye sordu.
TIKLAYIN- Erdoğan’dan Akşener’e: ‘Beni kendinle uğraştırma’
Erdoğan, geçen hafta A Haber’de Hatay Defne’deki hastane temeli töreninin kurgu olduğunun açığa çıkması nedeniyle eleştiren Akşener’i, “Benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni, kendinle de uğraştırma" ifadeleriyle hedef aldı. Bu açıklamadan iki gün sonra İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı kurşunlandı. İçişleri Bakanlığı, binanın karşısındaki bir inşaat bekçisinin inşaattan hırsızlık yapmak isteyen kişiyi korkutmak için havaya ateş açtığını açıkladı ama İYİ Parti bu açıklamaya ikna olmuş değil.
TIKLAYIN- İYİ Parti binasına kurşun: Failin ifadesi ortaya çıktı
Resmi makamların açıklamasından sonra konuyu tekrar gündeme getiren Erdoğan, “Utanmadan sıkılmadan İstanbul İl Teşkilatı'nın bizim yönlendirmemiz sebebiyle kurşunladığı yalanını ifade ediyor. Utan! Tayyip Erdoğan'ın hayatında bu tür adilik olmamıştır. Senin geçmişinde bu tür şeyler varsa bilemem. Nitekim İçişleri Bakanlığı bunun faillerini buldu. Erdoğan'dan özür dileyebiliyor musun? Bu bir cibiliyet ve karakter meselesidir” ifadelerini kullanmıştı.
“BİR DE SENDEN ÖZÜR DİLEYECEĞİM ÖYLE Mİ?”
Akşener, grup toplantısında Erdoğan’a şöyle yanıt verdi:
Recep Bey’in bu tehdidinin yansımasını hemen ertesi gün gördük. Biliyorsunuz, İstanbul İl Başkanlığımıza silahlı bir saldırı yapıldı. Devlet ciddiyeti olan bir iktidar, böyle bir durumda sizce ne yapar? Konunun araştırılması için hemen harekete geçer, değil mi? Peki Recep Bey ve arkadaşları ne yaptı? Bize kızdılar. Kamera önüne geçip laf attılar. İnşaat bekçisi bir kardeşimiz, hırsız kovalıyormuş. Hırsızları kaçırmak için de havaya ateş etmiş; ne hikmetse, kurşunlar gelmiş, İYİ Parti’yi vurmuş. Bakın siz şu işe… Allah’tan, il binamız Kabataş’ta değil… Bilmeyenler için söyleyeyim; İstanbul İl Başkanlığımız, sanılanın aksine havada değil, yerdedir. Üstelik ateş edilen yer ile binamız arasında belediyenin reklam panoları ile koskoca bir E5 karayolu var. Yani; binamızın girişi, E5’in altında kaldığı için ateş edilen yerden bina girişinin vurulma ihtimali gerek fizik gerek de geometri kurallarına göre imkansız.
"BEKÇİ MERMİYE FALSO VERMİŞ"
Yani; ya ifade yanlış, ya da bu bekçi kardeşimiz bir aksiyon filmine özenmiş olacak, “mermiye falso vermiş” ve olağanüstü bir nişancılık sergileyerek “yanlışlıkla” binamızı vurmuş. Ayrıca; iddiaya göre bu bekçi kardeşimiz hırsızlığı engellemek için defalarca ateş etmiş ama ne hikmetse bu kadar ciddi bir hadiseyi şirketteki üstlerine bildirmemiş. Tutanak tutmamış, polise haber vermemiş hatta bunları yapmadığı gibi üstüne de sanki hırsızlık hadisesi normal bir olaymış gibi hırsızlara ateş etmek de bu Teksaslı kardeşimizin günlük rutiniymiş gibi gitmiş evine, bir güzel yatıp uyumuş. Yaa… Hollywood prodüksiyonlarına taş çıkartacak bu fantastik açıklamanın, sonunda ise Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş… Çünkü kendisi çok kırılmış. Duyguları incinmiş. Rencide olmuş. Vah vah… Yazık ki ne yazık. utanmasan mermiye saldırdı diye parti binamızı tutuklayacaksın. Bir de senden özür dileyeceğim öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin!”
TIKLAYIN- Akşener: Recep Bey’in yapamadığını yapacağız, Sinan Ateş’in kanını yerde bırakmayacağız!
“BİZİ BU KURŞUN MU ÖLDÜRECEK?"
Akşener, bu sözlerinin ardından partisi ve kendisine yapılacak olası bir saldırıdan korkmadığını belirterek kürsüden onlarca kovan fırlattı.
Akşener partililere şöyle seslendi:
“Soruyorum sizlere! Bunca engeli, aştıktan sonra; Şimdi bize, bu kurşun mu dur diyecek? Söyleyin! Sinan Ateş durdu mu? Bunca tehdide, direndikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu korkutacak?
Söyleyin! Ömer Halisdemir, korktu mu? Bunca ahlaksızlığa, göğüs gerdikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu sindirecek? Söyleyin! Özgecan’lar, Şule’ler, Ceren’ler sindi mi? Bunca tuzağı bozduktan sonra; Şimdi bizi, bu kurşun mu öldürecek?
Söyleyin! Gaffar Okkan’lar, Uğur Mumcu’lar, öldü mü? Bunca hainliğin, üstesinden geldikten sonra; Şimdi bizi, millî misakımızdan, bu kurşun mu vazgeçirecek?
Söyleyin! Eren Bülbüller, Yasin Börü’ler, Aybüke Öğretmen’ler, vazgeçti mi?
Bunca nifakı, bunca fitneyi, hakikatin ışığıyla yendikten sonra; Şimdi bizi, bu kurşuna, adres verenler mi ayıracak?
"BU MİLLET, 15 MAYIS SABAHI KENDİNE BİÇİLEN DELİ GÖMLEĞİNİ YIRTIP ATACAK"
Söyleyin! Hilalle yıldız hiç ayrıldı mı? O zaman; bugün, burada, sizlerden bir söz istiyorum! Bu sözü; Törenize, atanıza uyarak verin! Bu sözü; İmanınıza, vicdanınıza sorarak verin! Bu sözü; Aklınızı ve kalbinizi duyarak verin! Kıvılcımdan ateş olacaksınız! Söz mü? Tüm tehditlere, tüm iftiralara direneceksiniz!
Söz mü? Tüm mermilere göğüs gerip; Milletimize güneş olacaksınız! Söz mü? 15 Mayıs günü burada; Gülmeyen yüzleri güldürmek için, Susmuş sesleri haykırmak için, Çöken karanlığı dağıtmak için, 40’dan 40 bin olacaksınız! Söz mü? Türkün türküsü olacaksınız! Söz mü? Milletin şiiri olacaksınız! Söz mü? Bilge Kağan’ın, Kürşad’ın, Fatih’in torunları! Mustafa Kemal’in çocukları! Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları! Bu millet, 15 Mayıs sabahı; 21 yıldır, kendine biçilen deli gömleğini yırtıp atacak. Bu millet, 15 Mayıs sabahı; istibdatın çürük zincirlerini, kırıp atacak. Bu millet, 15 Mayıs sabahı; hep bir ağızdan, “Hürriyet!” diye haykıracak! Ve 15 Mayıs’ın şafağında; Türkiye tarih yazacak… Söz mü? Allah sizlerden razı olsun. Sözünüz sözümüz, Millet yolu, yolumuz olsun! Sağ olun var olun, Allah’a emanet olun!"